What do you have in there traducir turco
109 traducción paralela
- What do you have in there?
- İçine ne kullanıyorsun?
What do you have in there?
Burada ne saklıyorsun?
What do you have in there?
Orada ne var öyle?
What do you have in there?
Orada ne var?
- What do you have in there?
- İçinde neler vardı?
- What do you have in there?
- İçeride ne var?
What do you have in there, anyway?
İçinde ne var ki?
Hey, what do you have in there, man?
Ne dinliyorsun dostum?
What do you have in there?
Orada neler var?
What do you want him to do? Wriggle in the dirt there and have convulsions?
Yerlerde tepinip kriz mi geçirseydi?
Now, if I'm correct in my assumption, and I almost have to be, there's no one on the face of this Earth who could have stood at my computer and do what you did today.
Şimdi, eğer tahminimde yanılmıyorsam ki yanılmamam gerek bilgisayarımın önünde durup bugün yaptığınız şeyi yapacak bu dünya üzerinde yaşayan kimse yok.
No, there's... What do you have in mind?
Aklında neler var?
Do you have any idea what kind of gas is in there?
İçerideki gazın ne tür olduğu hakkında bir fikrin var mı?
Come on, Hirsch, what do you say you let us in before we have to come in there and get rough with you.
Hadi Hirsch. Derhal şu kapıyı aç ve bizi içeri al gerektiğinde zor da kullanmasını biliriz ona göre.
Do you have any idea what happened in there?
İçeride ne olup bittiğinden haberiniz var mı?
I have a keycard. Do you know what you'll find when you go in there?
Oraya gittiğimizde neyle karşılaşacağımızı biliyor musun?
I wouldn't be up there in the first place, because I have nothin'to do with that stinky Tommy. - Mamma! - What do you got against Tommy?
Onun yerinde zaten olamazdım çünkü o leş kokulu Tommy'le hiçbir işim olmazdı.
Listen, Carl, all you have to do is go back in there... and testify what you saw those guys do.
Dinle, Carl, tüm yapmamız gereken oraya gitmek... ve gördüklerimize şahitlik etmek.
Do you know what we have in there?
Orada ne var biliyor musun?
as a reporter, what would you do? I think there are a lot of reporters who do a good job. I have a lot of friends in the press who I think do a terrific job.
İnsanların bu konularda karar verme süreçleri, örneğin rızanın imalatını okuyarak öğrenebileceklerinden çok daha gizemlidir.
Do you think that the people at the airport that run the stores have any idea what the prices are everyplace else in the world or do they just feel they have their own little country out there and they can charge anything they want?
Havaalanında, dükkanları çalıştıranların Dünya'nın herhangi bir yerindeki diğer dükkanlardaki fiyatlardan haberleri var mı acaba, yoksa, sanki orada kendi küçük ülkeleri var da, bu yüzden istedikleri fiyatı koyabileceklerini mi sanıyorlar?
What do you have in there, a baby?
Orada ne var, bebek mi?
There's no right or wrong in choosing to remain a mutant. You have taught us to value our powers, Professor, not for their own sake, but for what they can do for others.
Bize güçlerimizin değerini öğrettin, Profesör kendimiz için değil, başkalarının iyiliği için.
- What else do you have in there?
- Orada başka ne var?
There's no telling what they'd have you do up in the joint.
Hapiste sana ne yaptiracaklari hic belli olmaz...
What business do you have getting involved... in something like that with your brother there?
Orada, işin neydi de kardeşinle beraber... böyle bir işe bulaştın?
Actually, now that you bring it up, he did mention that he might have get back in there and do the operation again. Hold still now. What?
Madem sen konuyu açtın, aslında gözünü tekrar ameliyatı etmesi gerekebilirmiş.
- The point about focus group politics is that there isn't one because people are contradictory and irrational and so you have a problem in terms of deciding what you are going to do if all you do is listen to a mass of individual opinions
Eğer bir konuya karar vermek için tüm yaptığınız bireysel fikirlerden oluşan kitlelerin düşüncelerini dinlemek ise, sorun yaratırsınız.
Who you see or what you do outside my house is your concern, but there's one thing I won't have, and that's gentlemen followers in a single lady's room.
Evimin dışında kimi görürsen ya da ne yaparsan yap seni ilgilendirir. Ama tek bir şey var erkeklerin yalnız bir bayanın odasına girmesi taraftarı değilim.
I wonder what else do you have in there?
Orada daha neler var, merak ediyorum?
Do you have any idea what you just did to me in there?
Orda ne yaptığın hakkında bir fikrin var mı?
So, this locker room, do you have to be a doctor to change in there, or what?
Eee, şu soyunma odası, orda üstünü değişebilmekmek için doktor olmak filan mı gerekli?
What do you write in there if you don't have any thoughts or passions or... love?
Hiç fikrin, isteğin ya da sevgin yoksa oraya ne yazıyorsun?
Look, Terri, there's people in the class who are desperate to do this solo, so if you don't care about the work, what have you been doing here?
Bak, Terri bu derste solo söylemek için can atan insanlar var ve müzik senin umurunda değilse burada ne arıyorsun?
Uh, do you think there might have been some truth in what Rex said?
Rex'in söylediklerinde gerçek payı olabileceğini düşünüyor musun?
this is what they have in common, they both hear directly from up there - then you can do whatever you want - you can do terrorist acts, bomb countries, etc. etc.
... ikisi de dolaysız bir şekilde yukarıdakini işitirler -... dilediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. Terörist eylemler gerçekleştirebilir, ülkeleri bombalayabilirsiniz. Vesaire.
Do you have any idea what to expect once we're in there?
Oraya gidince ne beklememiz gerektiğini biliyor musun?
She said this is what you have to do in the morning... so go up there and get it done.
Öğretmenlerinle konuştum. Yarına bunu yapacakmışsın. Yukarı çıkıp ödevini yap.
But after tonight when there is you, sister in law what need do I have of a kingdom?
Ama bu geceden sonra senin olduğun yerde, yenge bir krallığım olmasına ne ihtiyacım var?
" what do you have there in your apron?
Önlüğünde ne var senin? "
and then there's a blank, you know, and all I have to do is to really understand what I'm doing here, why I'm here is to find that blackboard, and find out what God really has in mind for me.
Yüzyılın ilk yarısında yaşadı. ve gerisi boşluk Tek yapmam gereken gerçekten niye burada olduğumu anlamak için o yazı tahtasını bulmak ve tanrının benim için ne planladığını öğrenmek,
Do you have any idea what you Just did in there?
Az önce ne yaptığının farkında mısın?
There you go.You're doing what you always do, jumping to conclusions that have no basis in fact.
Her zaman yaptığın şeyi yapıyorsun,... gerçekte bir dayanağı olmayan sonuçlara varıyorsun.
Do you know what it's like to have an internal voice that tells you what the right thing to do is all of the time and you do it, and it works and you're good at what you do, and then one day it just shuts off? And in that moment there is no voice, and you just have to listen to yourself. And in an instant, in a millisecond, you make a tiny, but crucial mistake and screw up so badly it affects your whole life?
Bir iç sesin olup, her zaman doğru şeyi yaptığını söylemesi ve bunu yaptığında işe yarayıp, işinde başarılı olmana rağmen bir gün, aniden kapanması ve o anda hiç ses kalmayıp kendini dinlemek zorunda kalman ve bir anda bir milisaniye içinde, ufacık olman ve bir hatanın tüm hayatını çok kötü etkilemesi nasıl bir şeydir bilir misiniz?
Do you have any idea what that contraption's used for in the back storage room there?
Arka depodaki zamazingoların ne amaçla kullanıldığını biliyor musun?
Do a little shopping, have a snack, make a phone call. And then we'll meet in the bathroom next to that statue over there... about a quarter after. Get cleaned up, brush your teeth, have a shave or what have you... and in our last five minutes we'll sit quietly in that little shrine over there... say a prayer and think about everything we've been through.
Birkaç bir şey alın, bir şeyler atıştırın, telefonu kullanın ve yaklaşık 15 dakika sonra şuradaki heykelin yanındaki tuvalette buluşup temizlenir, dişlerimizi fırçalar, tıraş falan olur, ve kalan dakikalarda şuradaki küçük türbede sessizce oturur, dua eder ve yaşadıklarımızı düşünürüz.
You don't just have to be sitting there going with your hands in the air, "I don't know what to do."
"Ne yapacağım ben şimdi?" dememek gerek.
Do you know what they could have done in there in four years?
Dört yıl içinde o binada neler neler yapmışlardır.
Do you have any idea what it's like to be stuck in a situation where you have to do something you don't want to do and there's no way out?
Yapmak istemediğiniz bir işi yapmak zorunda olmanın zorluğu hakkında bir fikriniz var mı?
I don't know what led them there, but they're trying to get in, and you have to do whatever it takes to stop them, commander.
Neden oraya gittiklerini bilmiyorum ama içeri girmeye çalışıyorlar senin de ne olursa olsun onları durdurman gerekiyor, komutan.
I think what that says about me is that I'm gonna have your man in two weeks, and there isn't a thing you can do about it.
Kendim hakkımda düşündüğüm şey senin erkeğinin iki hafta içinde benim olacağı ve senin elinden bir şey gelmeyeceğidir.