English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / What else do you have

What else do you have traducir turco

263 traducción paralela
- What else do you have to drink?
Anladım! İçecek başka ne var?
What else do you have to drink?
Anladım!
Yes, yes, go on. What else do you have?
- Başka neye sahipsin?
What else do you have?
Başka neyiniz var?
What else do you have in mind?
Aklınızdaki nedir?
Other than being emotionless, harsh, and arrogant, what else do you have?
Onurlu, sert ve duygusuz olmak dışında... bir şeyiniz yok mu?
You're only ranked third in Shaolin Temple. You still have a lot to learn, what else do you have to say for yourself?
Sen, Şaolin'de sadece... sıradan bir rahipsin hala öğreneceğin çok şey var
What else do you have in your desk, Mr. Shin?
Cekmecelerinizde başka ne var Bay Shin?
What else do you have to tell?
Sonra ne oldu?
What else do you have?
Başka ne var?
What else do you have in here?
- Başka ne varmış burada?
What else do you have on him?
O'nunla ne işin var ki?
What else do you have?
Daha başka neyiniz var?
Now, what else do you have to do here?
Burada ne işin vardı?
- What else do you have in there?
- Orada başka ne var?
- What else do you have?
Başka ne olabilir?
- What else do you have?
Başka ne vardı?
- What else do you have?
- Başka ne var?
What else do you have, Homer?
Başka neyin var Homer?
What else do you have in the warehouse?
Başka neler var?
- Well, what else do you have?
- Eeee, başka neyin varki?
What else do you have in that thing?
O şeyin içinde daha başka ne var?
What else do you have to do?
Yapacak başka ne işin var?
I realize that I'm an old woman... and young people have a right to do what they want... but at this time I think you should consider someone else.
Yaşlı bir kadın olduğumu... gençlerin istediklerini yapmaya hakkı olduğunu biliyorum. Ama bu kez bir başkasını düşünmek zorundasın.
You have to know exactly what to do or else... it'll set off the alarm.
Ne yaptığından emin ol yoksa alarmı harekete geçirirsin.
What else do I have to say to you
Başka ne söyleyecektim size? Ah evet...
What about you? - I have something else to do.
- Sen ne yapacaksın?
Do you have any bright ideas on what else I can do?
Ne yapabileceğimiz konusunda başka bir parlak fikrin var mı, Jiggs?
Outside of evil, what else have you managed to do?
Sonu kötülükle bitmeyen bir şey başarabildin mi?
Show him in I'm sure the magician spotted you I'll have to put someone else on it I don't know what to do with you.
İçeri gelsin. Sihirbazın seni kandırdığından eminim. Bu işi başkasına vermek zorundayım.
What else do you have to say besides displaying your ignorance?
Beni sen tanıştırdın. O bir hata idi.
What else do you have to say?
Söyleyecek başka sözün var mı?
What else would you have me do with you, Molly Prior?
Başka bir şey yapmamı mı isterdin Molly Prior.
What else do you have in the building?
Binada başka ne tür ofisler var?
What else of goodness do you have?
- Başka iyi tarafın var mı?
What would you have us do? Did kids in 1691 ever play a game where they jump over someone else's back?
Ne yapmış olacağız?
Do you think that the people at the airport that run the stores have any idea what the prices are everyplace else in the world or do they just feel they have their own little country out there and they can charge anything they want?
Havaalanında, dükkanları çalıştıranların Dünya'nın herhangi bir yerindeki diğer dükkanlardaki fiyatlardan haberleri var mı acaba, yoksa, sanki orada kendi küçük ülkeleri var da, bu yüzden istedikleri fiyatı koyabileceklerini mi sanıyorlar?
I'll have to speak to somebody else and, you know, I'll see what I can do about that.
Birisiyle görüşüp, bu konuda ne yapabileceğime bakacağım.
What else about me do you have objections to?
Benle ilgili itiraz edeceğin başka neler var?
Do you know what else you have in your pocket? No, sir.
Kefende ne olduğunu biliyor musun?
What else would you have me do?
Başka ne yapmamı bekliyorsun?
You want to know what else I could do with one phone call? How about I have your ass made into mincemeat?
Bir telefonla bunu yapabildiğime göre, popolarınızı kıyma yaptırsam ne olur?
I have told you that I will offer my beliefs, my affiliations and everything else to the American public and they will know where I stand as they do from what I have written
Size diyorum ki inandıklarımı, bağlantılarımı ve diğer her şeyi Amerikan halkına sunacağım, onların da yazdıklarımdan benim bu işin tam olarak neresinde olduğumu anlayacaklardır.
I mean, what else do I have to do, really, besides slave over a hot stove, rub my fat husband's feet, dig splinters out of my ass that I get while sitting around pining for you?
Yani, başka ne yapabilirimki onun için... sobanın kölesi olmanın, kocamın ayaklarını ovmanın dışında, kıçımı yırtma mücadelem için yas mı tutmam gerekir?
And here's something else, another problem you might have, suppose your prayers aren't answered, what do you say?
Ve işte başka bir şey karşılaşabileceğiniz bir diğer sorun farz edin dualarınız karşılıksız kaldı ne dersiniz?
What else have you gotta do?
Daha ne yapman gerekiyor?
What assurance do I have that you arenot going to drive your car into somebody else?
Arabanı başka birinin üzerine sürmeyeceğini kim garanti edebilir?
Well, Your Honor, I didn't do anything to get myself here... that you wouldn't have done or anybody else... who had to go through what I went through with that little shit right there. Oh, my God! You head-knockin'...
Şurada gördüğünüz pislikle yaşadıklarımdan sonra sizin ya da herhangi başka birinin yapmayacağı bir şey yapmadım Sayın Yargıç.
If there was anyone else who can do what I do, you wouldn't be so eager to have me on your spaceship. - Hoshi...
Eğer benim yapabildiklerimi yapabilecek birisi olsaydı, beni geminde görmek için o kadar istekli olmazdın.
Coasting by on your looks and charm isn't working like it used to, , but you have no idea what else to do because you've never had to learn,
Sadece tip ve cazibeni kullanmak is e yaramıyor ama başka ne yapabileceğini bilmiyorsun cünkü hic öğrenmen gerekmemis.
Stay, since nobody else will have you, but you do what I say.
Burada dilediğin kadar kal ama benim dediklerimi yerine getirmek koşuluyla.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]