What have i told you traducir turco
704 traducción paralela
Now what have I told you about this?
Hayda! Ne dedim ben sana?
I told you to be careful with your arrests, and what have you done?
Tutuklamalar konusunda dikkatli olun demiştim, peki siz ne yaptınız?
Have you thought about what I told you yesterday?
Dün sana söylediğimi düşündün mü?
I can assure you that, contrary to what is supposed, and to what he may have told you, that young man is certainly not one of his country's enemies.
Sizi temin ederim ki, ne düşünüyorsanız ve o size her ne anlattıysa, bunun tam tersi. Bu genç adam kesinlikle bu ülkenin düşmanlarında biri değil.
I could have told you exactly what he would say.
Onun ne diyeceğini sana aynıyla söyleyebilirdim.
What have I always told you?
Sana ne demiştim?
- Have you done what I told you to do?
Söylediğimi yaptınız mı, Efendi Phillipe?
Phillipe, now what have I just told you?
Phillipe, az önce sana dedim?
After what I told his nibs. - What do you mean they'll have to?
Hele ki hazretlerine anlattıklarımdan sonra.
Mr. Worthing, I confess I am somewhat bewildered... by what you have just told me.
Bay Worthing, az önce anlattıklarınız karşısında hayretler içinde kaldığımı itiraf etmeliyim.
You have told me what I wanted to know.
Bilmek istediğim şeyi söyledin.
I wouldn't have known what to do if you hadn't told me.
Eğer söylemeseydin ne yapacağımı bilmezdim.
I'm gonna do what I was told, like to have you do the same thing.
aynı şeyi yapmanı istiyorum.
I will tell you what I have told the others.
Başkalarına söylediğimi size de söyleyeceğim.
What I have told you is the truth.
Sana gerçeği söyledim.
If you'd loved me, I'd have never told any sheriff, no matter what.
Beni sevseydin ne olursa olsun şerife bir şey anlatmazdım.
You mean she has told you nothing of what I have reported?
Yani bunların hiçbirini size söylemedi mi,?
And just to show you what I think of you, Spats, the boys told me you was gonna have a birthday. So we baked you a little cake.
Sana iyilik düşündüğüm için, Tozluk bugunün senin doğum gününün olduğu için sana küçük bir pasta hazırladık.
From what you have told me, I am positive it is him.
Bana söylediğiniz kadarıyla onun Zatoichi olduğuna eminim.
Mrs Savage again I don't want to appear rude or ungrateful but what you've just told us, you could have learned by accident or by half a dozen ways.
Bayan Savage... Tekrardan, kaba ya da nankör biri gibi görünmek istemem ama bize anlattıklarınızı kazara veya bir çok şekilde öğrenmiş olabilirsiniz.
You would have to act immediately on what I told you.
Ben ne diyorsam derhal onu yapmak zorundasın.
I don't know what Pedrucho told you, but I have to go now.
Pedrucho sana ne dedi bilmiyorum ama gitmem gerekiyor.
I would have told you before, except I wanted to wait until I got what I needed from Lindt.
Daha önce söyleyebilirdim ama Lindt'ten istediğimi öğrenene kadar beklemek istedim.
You'll stay here if I have to have your chief remind you what he told you to do.
Burada kalman için, şefinin verdiği talimatı ona hatırlatmak zorunda kalsam da, kalacaksın!
Hear what I have told you?
Tam söylediğim şey.
I'm going to send an inquiry to NVD headquarters. If their reply does not substantiate what you have told me, you will never leave this embassy alive.
NVD merkezinden bir tahkikat isteyeceğim eğer cevapları senin dediklerini doğrulamazsa bu elçilikten asla canlı çıkamazsın.
And after what your friends have told you about me, I'm not surprised in the least.
Arkadaşlarınızın size söylediklerinden sonra hiç şaşırmadım.
You have, I believe, told the King not what he ought to do, but what he can do.
Sanırım ona ne yapması gerektiğini değil ne yapabileceğini söylediniz.
Have you been thinking about what I told you last time?
Size son söylediklerim hakkında düşündünüz mü hiç?
Father, you have told me what I have to do, and I'm grateful.
Peder, Bana yapmam gereken şeyleri söylediğin için, sana minnettarım.
If you speak of an industry manager or the head of a bank who donates money to a university everybody says : What a great man he is! But I have worked 13 years in this free country, doing what I've been told to.
Üniversitelere para verdiklerinde herkesin : "Ne kadar iyi bir adam" dediği fabrikatör ve bankacılardan söz ediyorsanız şunu bilin ki bu ülkede 13 yıl çalıştım.
- Have you forgotten what I told you?
- Sana söylediğimi unuttun mu?
However... when I told you about the fresh water on the decking, when I told you that Eric Wagner might have been murdered, you know what you did? You turned the radio completely off.
Ancak, ben size havuzun kenarındaki sudan bahsedince belki Eric öldürülmüştür deyince radyoyu tamamen kapattınız.
When you awaken, all you will remember is what I have told you... if anyone should ask.
Uyandığında hatırlayacağın tek şey, eğer birisi soracak olursa benim sana söylediklerim olacak.
I can't tell you how many men have told me what a lousy lay I am.
Bana berbat bir kadın olduğumu söyleyen ne kadar erkek oldu bilemezsin.
I know what I should have done, told you nothing and kept the baby.
Ne yapmam gerektiğini biliyorum. Sana bir şey söylemeyip, o istediğim bebeğe sahip olmalıydım.
As I told you on the phone, Mrs. Maier, what we're trying to learn is how to tap into that really incredible reserve of human strength that all of us have, and only use about 20 % of.
Size telefonda söylediğim gibi Bayan Maier... Hepimizin içinde saklı olan inanılmaz bir insan kuvveti var, ve biz gerçekte bunun ne kadarını kullanıyoruz, bunu öğrenmeye çalışıyoruz.
When you arrive in Transylvania, go to him and do what I have told you.
Transilvanya'ya vardığında ona git ve dediğimi yap.
... all what I have nice to tell you, my dear uncle, I have already told you before.
... Sevgili amcam, gıyabında söyleyebileceğim tüm güzel sözleri sana zaten önceden söyledim.
Have you forgotten what I told you the other day?
Geçen gün dediklerimi unuttun mu?
I do not know what you have been told. But the sword you've helped bring into this country is mine.
Sana ne söylendi bilmiyorum ama bu ülkeye getirilmesine yardım ettiğin kılıç benimdir.
What have I told you?
Ne dedim?
What I have just told you about my brother is the exact and literal truth.
Kardeşimin gözlem yeteneği hakkında söylediklerim tamamiyle doğrudur.
I did not know where I had been, nor whom I had spoken with nor anything, saving what I have told you.
Nerede olduğuma dair bir fikrim olmadığını, veya onu kurtaracak herhangi bir şey bilmediğimi size söyledim.
What is known, however, and what I have told you repeatedly in these lectures...
Bildiklerinin aksi olduğunu gördüler. Ve size bu derslerde defalarca söylediklerimi...
What would you say if I told you that I have at my discretion a small fortune with which to change the course of the war?
Savaşın seyrinin, benim takdirimdeki küçük bir servete bağlı olduğunu söyleseydim ne derdin?
Now, look, my man I told you I don't have what you're looking for so why don't you make it easy on yourself and just shag your ass out of my crib.
Bak dostum sana paranın yanımda olmadığını söyledim neden işi kolaylaştırıp kulübemden defolup gitmiyorsun?
I have told Doctor Watson what happened up to the moment when you were ejected from that building.
Siz binadan çıkartılırken ben de Doktor Watson'a ne olduğunu anlattım.
Communications may be broken at any time... but I have told you what is most important my fellow citizens.
İletişim hatlarımızda her an bir kopukluk meydana gelebilir. Ancak, en önemli şeyi, sizlere söylemiş bulunuyorum. Sevgili yurttaşlarım...
Have you finally understood what I told you?
Ne demek istediğimi iyice anladın mı?
You told me I have a plethora... and I just would like to know if you know what a plethora is.
Bana icabım da olduğunu söyledin. Ben de senin "icap" ın ne demek olduğunu bilip bilmediğini merak ediyorum.