What have you been up to traducir turco
532 traducción paralela
What have you been up to?
Neler yapıyordun ki?
- What have you been up to?
- Evet. - Ne yaptınız?
What have you been up to?
Ne işler çeviriyorsun?
What have you been up to?
Ne yapıyordun?
- What have you been up to now?
- Şimdi ne yaptın?
- Clem, what have you been up to?
- Clem, sen ne işler çevirdin?
What have you been up to?
Neler peşindesin?
Now what have you been up to? Oh.
Söyle, ne yapıyordun?
What have you been up to?
Ne yapmaya çalışıyorsun David?
What have you been up to, you sneaking little rat?
Neyin peşindesin, seni kokuşmuş fare?
So, what have you been up to, eh?
Peki, ne yapıyordun?
Tell me about yourself. What have you been up to all evening?
Eee, sen ne yaptın bütün akşam?
What have you been up to with her?
Burada ne yapıyor?
- What have you been up to?
Ne oldu?
Tell us where you've been and we'll forgive you. What have you been up to?
Bize nerede olduğunu anlat seni affedelim.
What have you been up to all this time?
Bunca zamandır neler yaptın bakalım? Aynı şeyler.
What have you been up to?
Ne işler çeviriyordun?
What have you been up to?
Nerelerdeydin?
What have you been up to?
Neler yaptın?
What have you been up to?
Neyin peşindesin?
What have you been up to?
Sen neler yaptın?
What have you been up to?
Ne dolaplar çeviriyorsun?
What have you been up to?
Yaptığın bir şey mi?
What have you been up to?
Ne var ne yok?
What have you been up to, you naughty old dame.
Uğraşmayın yaşlı teyzeciğim işe yaramaz.
What have you been up to?
Neyin peşindesin sen?
"Exactly what have you been up to?"
"Söyle bakalım, gene ne yaptın?"
What have you been up to?
Niye ayaktasın?
- Now, what have you been up to? - Nothing.
- Yine neler karıştırdın?
- What have you been up to?
- Neler yaptın?
- What have you been up to, Hemsley?
- Ne yapıyorsun Hemsley?
- What have you been up to?
- Yine ne yaptın?
Jason, and what have you been up to lately?
Evet, Jason son zamanlarda neler yaptın?
What have you been up to?
Ne halt karıştırıyorsun?
Harcourt Fenton Mudd, where have you been? What have you been up to?
Harcourt Fenton Mudd, nerelerdeydin?
Harcourt Fenton Mudd, what have you been up to?
Harcourt Fenton Mudd, ne halt karıştırıyorsun?
- What have you been up to?
Senden ne haber?
- What have you been up to?
- Neler yapıyordun?
What have you been up to, besides stealing stock?
Hayvan çalmaktan başka ne yaptınız?
What have you been up to?
Ne dolaplar çeviriyordun?
What have you been up to?
Nereye kadar ilerledin?
Mama, what have you been up to?
Anne, aklından ne geçiyordu?
What have you been up to the whole week, my dear?
Tüm hafta neler yaptın sevgilim?
What the devil have you been up to?
Nerelerdeydiniz?
- What have you two been up to? - Nothing.
- Siz ikiniz neler karıştırdınız?
I stood up in the witness box and took what should have been coming to you.
Tanık sandalyesine çıktım ve seni başına geleceklerden kurtardım.
You think I don't know what you and him have been up to behind my back while I've had to sit here all these years?
Bunca yıldır ben burada otururken siz ikinizin arkamdan neler çevirdiğinizi bilmediğimi mi sanıyorsun?
What have you two been up to?
Siz ikiniz neden bahsediyorsunuz?
You'd have to give up all you've been taught to know what it is I am feeling
Öğrendiklerinin ne olduğunu anladığında bildiklerinden vazgeçmek zorunda kalacaktın, bu durumu geyet iyi hissediyorum.
Well, you know, DL, I have been aware of what you and Quincy have been up to the past couple of months and...
Biliyor musun D.L., bir süredir senin ve Quincy'nin ne iş çevirdiğinizi biliyorum... ama sonunda beni köşeye sıkıştırdın.
What have you two been up to without me?
İkiniz ben yokken neler yaptınız bakalım?