What have you got for me traducir turco
200 traducción paralela
What have you got for me, Aunt Monica?
Bana ne aldın, Monica Teyze?
What have you got for me?
Ne yapmamı istersin?
What have you got for me, Sunshine?
Bana ne verebilirsin, neşeli?
- What have you got for me today?
Bugün ne oynuyorsun evlat? 4-2-1 oynuyorum.
What have you got for me?
Benim için kimi buldun?
What have you got for me?
Benim için neyiniz var?
So, what have you got for me?
Ee, neler biliyorsun?
Gentlemen, what have you got for me?
Beyler, bana ne getirdiniz?
- OK, what have you got for me?
- Dinliyorum.
Lonnie, what have you got for me?
Lonnie, Neler buldun bana?
What have you got for me to remember him by?
Bana onu hatırlatan ne getirdiniz? Joe.
What have you got for me?
Bana ne getirdin?
Well, what have you got for me?
Bana ne anlatacaksın?
- What have you got for me?
- Benim için neyin var?
Finster! What have you got for me?
Finster, bugün benim için neler hazırladın bakalım?
What have you got for me? Anything, something?
- Bana neler buldun, iyi bir şeyler var mı?
Now... what have you got for me?
Evet... benim için neyin var?
What have you got for me?
Richard, neler anlatacaksın?
What have you got for me?
Ne getirdin?
What have you got for me?
Benim için neyin var?
So what have you got for me?
Eee, ne getirdin bana?
So, what have you got for me this time, professor?
Bu sefer benim için neyiniz var profesör?
What have you got for me?
Benim için ne yakaladın?
What have you got for me?
Bana ne verebilirsin Frank?
What have you got for me?
Herhangi bir şey var mı?
OK, what have you got for me?
Peki ne buldun?
What have you got for me, Williams?
Bana söyleyebileceğin birşey var mı, Williams?
What have you got for me, Detective?
Benim için neler var dedektif?
So, what have you got for me.
Benim için neyin var?
- What have you got for me?
- Ne buldun benim için?
"Pony Express is in." "What have you got for me, Joe?"
"Kutup Ekspresi." "Benim için ne getirdin, Joe?"
What have you got for me?
- Neler buldun?
What have you got for me that doesn't rhyme?
Bulduğunuz kafiyesiz şeyleri anlatın.
What have you got for me?
Benim için elinde neler var?
What have you got me up here for?
Beni buraya ne için getirdin?
Tell me, what have you got in your program for the convention tomorrow?
Söylesene, yarınki toplantı için programında neler var?
- What have you got in mind for me?
- Sen benim için ne düşünüyorsun?
And what have you got in store for me now?
Şu an benim için düşüncelerinizde neler var?
What other surprises have you got for me?
- Daha başka ne sürprizlerin var bana?
Now what other surprises have you got waiting for me?
Benim için başka sürprizlerin var mı?
- Let me see. What have you got for old Joe?
Yaşlı Joe için neleriniz var?
- Have you got a fax for me? - Yeah, what is it?
- Bana bir faks geldi mi?
[Llsa] What position have you got for me?
Benim için ne pozisyonunuz var?
What other surprises have you got in store for me?
Bana söylemediğin başka ne var?
What have you got for me, huh?
Benim için neyin var?
See you the next time we, um... We, uh... Sorry, Father, I hope you don't mind me asking but... what have you got a padlock on that door for?
Görüşmek üzere ve şey umarım kusuruma bakmazsınız ama bu kapıda niçin kilit var?
So, what have you got for me?
Ne buldunuz bakalım bana?
So... what have you kids got for me?
Benim için neyiniz var çocuklar?
Have you got nothing to say for yourself? What do you want me to say?
Söyleyecek bir şeyin yok mu?
This thing on the side for me... I got enough to turn a New York quarter on it... but I don't have what you got right here with the distribution.
Benim açımdan bakıldığında istediğim kadar mal bulabilirim fakat senin elindeki gibi bir satış durumu bende yok.
I risk my life for you and you want me to use dust cloths? Yes, I do. Now what mess have you two got my Filemon into?
Senin için hayatımı riske attım ve sen, toz bezlerini kullanmamı istiyorsun öyle mi?