English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / What i'm trying to say

What i'm trying to say traducir turco

1,323 traducción paralela
WHAT I'M TRYING TO SAY, GIRLS, IS THAT THE PONY ISN'T IMPORTANT.
Midillinin önemli, olmadığını söylemeye çalışıyorum.
YOU UNDERSTAND WHAT I'M TRYING TO SAY, GIRLS?
Demek istediğimi anladınız mı kızlar?
What I'm trying to say is...
Söylemeye çalıştığım şey, seni bağışlıyorum.
No, what I am trying to say, Claire, is that... ... I think that you need to go to Jerome.
Hayır, söylemeye çalıştığım, Claire, bence Jerome'a gitmelisin.
I think what Rommie's trying to say in her usual Diplomatic fashion is that Earth isn't what she used to be.
Sanırım Rommie her zamanki diplomatik tavrıyla Dünya'nın eskisi gibi olmadığını söylemeye çalışıyor.
I guess what I'm really trying to say is, I love you.
Sanırım demeye çalıştığım şu ki sizi seviyorum.
l guess what I'm trying to say is I don't need to know why you didn't come back that night.
Söylemeye çalıştığım şu, o gece neden geri gelmediğini bilmeme gerek yok.
- That's exactly what I'm trying to say.
- Evet, kesinlikle bunu söylemeye çalışıyorum.
l guess what I'm trying to say is just that I don't want this to end just yet.
Sadece henüz bitmesini istemediğimi söylemeye çalışıyorum.
So I guess what I'm trying to say is thank you all for listening.
Dinlediğiniz için teşekkür etmeye çalışıyorum kısaca.
What I'm trying to say is that when you're waiting on a patient's results it's not necessary for you to boff that patient's mother in the storage closet.
- Söylemeye çalıştığım şu. Bir hastanın test sonuçlarını beklerken hastanın annesiyle... depoda yatman gerekmiyor.
What I'm trying to say is... that I could use help from someone with a background in higher mathematics.
Demek istediğim... yüksek matematik bilen birinden yardım alabilirim.
I can't, but you know what I'm trying to say.
Yapamam ama ne demek istediğimi sen anladın.
I guess what I'm trying to say is, you know,...
Üzgünüm, ama bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
You're not understanding what I'm trying to say.
Size söylemek istediğim şeyi anlamıyorsunuz.
- See, what happened there was, I knew what you were trying to say despite the exact words you were using.
- Ne olduğunu gördüm ve ne söylemeye çalıştığını anladım.
What I'm trying to say is, I think there's a problem.
Söylemeye çalıştığım şey şu. Bence bir sorun var.
I guess what I'm trying to say is, you're gonna be all right.
Sanırım söylemeye çalıştığım şey, iyi olacağın.
I think what Eric's trying to say is, he hit a cow.
Sanırım Eric'in söylemeye çalıştığı, onun bir ineğe çarpmış olduğu.
I appreciate what you trying to say and all, but I grew up in the courts, all right?
Bütün bu söylediklerin için sağ ol ama ben buralarda büyüdüm, tamam mı?
I mean tell me what I did to you... That's what I'm trying to say here.
Çevirdiğin dolapları söyle, ona göre davranayım ben de.
I guess what I'm trying to say is that now that I'm married,
Sanıyorum, demek istediğim şu, şimdi ben evliyim,
I think that what he's trying to say is that he'Il...
Sanırım söylemeye çalıştığı şey- -
What I'm trying to... what I mean to say is... what I'm wondering about is... is my cut.
Söylemeye çalıştığım... Yani demek istediğim... Benim merak ettiğim şey payım.
I guess what I'm trying to say is, I'll try and do better, Mom.
Şunu söylemek istiyorum galiba daha iyisini yapmaya çalışacağım, anne.
Yeah, that's kind of what I'm trying to say.
Evet, bunu söylemeye çalışıyorum.
What I'm trying to say is that you've already got your subject. It's you.
Söylemeye çalıştığım şey, her zaman bir konun var.Bu kendinsin.
What I'm trying to say is that these ants are on the move.
Anlatmak istediğim şey şu : Bu karıncalar hareket halindeler.
What I'm trying to say is you should never be afraid.
Söylemeye çalıştığım, hiç bir zaman korkmaman gerektiği.
I think what Val's trying to say is... this whole block is slated for demolition.
Sanırım Val'ın söylemek istediği şu... Bu bloğun tamamı yıkım için hazırlanıyor.
I guess what I'm trying to say is, I can't do this.
Söylemeye çalıştığım şey şu. Bunu yapamam.
- I think what he's trying to say is everything's gonna be OK.
Ne? Sanırım o, herşeyin iyi olacağını söylemeye çalışıyor.
Look, what I'm trying to say is that, if I was dying, and I decided that even though I'd never particularly been into, say...
Söylemek istediğim şey şu :
I guess what I'm trying to say is that... for the first time in my life I feel like I'm a part of something. Something important.
Sanırım söylemeye çalıştığım şey, hayatımda ilk defa, kendimi bir şeyin parçası olarak hissediyorum....... önemli bir şeyin parçası.
I think what Kelso's trying to say is that... maybe you don't make the best first impression.
Sanırım Kelso'nun söylemeye çalıştığı belki de iyi bir ilk izlenim sağlayamıyorsundur.
- But what I'm trying to say is that -
- Ama söylemeye çalıştığım şey...
I guess what I'm trying to say is
Sanırım söylemek istediğim şey
OK, I'm not done yet. What I'm trying to say is, it's taken far too long to do this.
Demek istediğim bu noktaya gelmemiz uzun sürdü.
What I'm trying to say is that I'm proud of you.
Demek istediğim seninle gurur duyuyorum Oscar.
- Yes, pisses oil, but what I'm trying to say is that in this precise moment
- Evet, yağ işiyor, ama demek istediğim tam bu anda
Look, OK, what I ´ m trying to say is that I...
Peki, dinle, demek istediğim ben...
I'm trying to make sense out of what the hell she did. I mean, what can I say? You're my best friend.
Yaptığı şeyin arasından bir şeyler anlamaya çalışıyorum.
Look, what I'm trying to say is, you're just a kid.
Bak söylemeye çalıştığım şey şu, sen daha bir çocuksun.
Hear what I'm trying to say?
Beni anlıyor musunuz?
I think what I'm trying to say is that... we'd forgotten just what an inspiration you are to both of us.
Sanırım söylemek istediğim şey... her ikimiz içinde ne kadar önemli olduğunu unutmuştuk.
I ruess... what I'm trying to say is artists convey emotion.
Sanırım... Demek istediğim şu, sanatçılar, duygu taşır.
Shaun, what I'm trying to say is I need something more, more than spending every night in the Winchester.
Söylemeye çalıştığım şey daha fazlasını istediğim, her geceyi Winchester'da geçirmekten fazlasını.
I don't know what the hell I'm trying to say.
Hangi lâneti söylemeye çalıştığımı bilmiyorum.
I think what Joe's trying to say is um... that to have an understanding of the science of love doesn't make it any less remarkable.
Sanırım Joe'nun söylemeye çalıştığı şey aşkın bilimsel yanına karşı anlayışlı olmanın onu daha az olağanüstü yapmayacağı.
No, that's not what I'm trying to say.
Daima yardıma hazırım Mike.
- No, it isn't what I'm trying to say. I bought the booze. I went into the liquor store.
- Sence ben iyi miyim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]