What time do you call this traducir turco
50 traducción paralela
What time do you call this?
Bu saatte mi gelinir?
What time do you call this?
Eve şimdi mi gelebildin?
- What time do you call this?
- Bu saatte eve mi gelinir?
What time do you call this?
Değil mi?
What time do you call this?
Saat kaç olmuştur dersin?
What time do you call this?
Saat kaç ki?
What time do you call this?
Bunu ne zaman aradın?
- What time do you call this?
- Saatten haberin var mı?
Banksy, what time do you call this?
Banksy, nerede kaldın be oğlum?
What time do you call this to be making an appearance?
Sahneye çıkmaya karar verdiniz demek, beyefendi?
- What time do you call this?
- Saatin kaç olduğunu biliyor musun?
What time do you call this?
Saatin kaç olduğunu biliyor musun?
Next it'll be, "What time do you call this?" "Where you going?"
Evlendiğimizde "Bu kişiyi ne zaman aradın?" "Nereye gidiyorsun?" gibi sorular soracak.
What time do you call this?
Saat kaçı gösteriyor?
- What time do you call this?
- Zaman geldi mi?
What time do you call this. cowboy?
Kovboy! Sen ne zaman arayacaksın bunu?
- What time do you call this?
- Nerede kaldın lan?
What time do you call this?
Saat kaç olmuş böyle?
Woah, what time do you call this?
Sizin köyde saat kaç?
What time do you call this?
Bu saat ne böyle?
- What time do you call this?
- Saat kaç oldu?
- Hey, what time do you call this?
Hey! Saat kaç saniyorsun sen?
You waiting at home for me, saying, "What time do you call this?"
Evde beni bekleyip. "Ne zaman geliyorsun?" diyerek.
And what time do you call this?
- Saatin kaç olduğunu sanıyorsun?
What time do you call this?
Ne kadar da geç kaldın böyle.
Sorry, what time do you call this?
Saatin kaç olduğundan haberin var mı?
What time do you call this?
Saat kaç oldu?
Oh, crikey, guys, what time do you call this?
Hadi ama bunu ne zaman...
What time do you call this, huh?
Bunu ne zaman çağırıyorsun, ha?
"What time do you call this, young lady?"
"Saatin kaç olduğundan haberiniz var mı küçük hanım?"
- What time do you call this?
- Ne zaman aradın?
Aye aye for fishy pie, what time do you call this?
Aman aman hanımefendi teşrif etmiş. Saat kaç biliyor musun?
What time do you call this?
- Saat kaçta demiştiniz?
What time do you call this?
İşe bu saatte mi geliyorsun? Arabam bozuldu.
What kind of time do you call this?
Şu saat sence nasıl bir saat?
What bleeding'time do you call this?
Saatten haberin var mı senin!
- What sort of time do you call this?
- Saatin farkında mısın?
What fuckin'time do you call this?
Bunu hangi zaman ararsınız?
- What bloody time do you call this?
- Ne zaman gelmeyi düşünüyordun?
"Steve, what time of the night do you call this?"
Steve, gecenin bu saatine ne diyorsun?
What I'm saying is... is that if you do me this favor... this one little tiny favor... I will call the police commissioner the next time you're up for reinstatement.
Diyorum ki, eğer bana bu iyiliği, bu küçük iyiliği yaparsan polis şefini arayacağım ve görevini geri alabileceksin.
What kind of time do you call this, Maninho?
Buna nasıl bir zaman diyorsun, Maninho?
What time of night do you call this?
Sen buna gecenin hangi vakti diyorsun?
- What time do you call this?
- Film için seni kaçta aradık? - Üzgünüm.
And what sort of time do you call this?
Bu saatte mi geliyorsun?
If you do this one more time I'm really going to call and say what I just said directly to Yoon.
Bunu bir kez daha yaparsan gerçekten ararım ve demin dediklerimi direk söylerim Yoon'a.
And what time do you call this?
- Neredeydin bu saate kadar?