Whatever i can do to help traducir turco
134 traducción paralela
- Whatever I can do to help, Michael.
- Yardımcı olmak için ne yapabilirsem.
Whatever I can do to help the DA's office...
Sizin için yapabileceğim ne varsa...
Yeah, whatever I can do to help.
Evet, yardım etmek için ne yapabilirim.
- Whatever I can do to help.
- Yardım için ne gerekiyorsa yaparım.
- Whatever I can do to help.
- Elimden geleni yapmak isterim.
Whatever I can do to help.
Her zaman size yardım etmeye hazırım.
Whatever I can do to help.
Yardım edebildiğim her konuda yardım ederim.
- So, whatever I can do to help just...
- Yardim edebilicegim herhangi birsey olursa...
Whatever I can do to help.
Yardım edebileceğim başka bir şey varsa.
Whatever I can do to help.
Ne yardımım olursa.
Absolutely, whatever I can do to help.
Kesinlikle elimden ne gelirse yaparım.
Whatever I can do to help.
Yardım etmek için ne gerekiyorsa.
- Whatever I can do to help.
Elimden geleni yaparım.
Um, whatever I can do to help, grandma.
Yardım etmek için ne olursa yaparım büyükanne.
Whatever I can do to help.
Elimden geleni yapacağım.
Whatever I can do to help.
Yardım için her şeyi yapabilirim.
Whatever I can do to help.
Ne demek. Elimden ne gelirse.
I want to do whatever I can to help him resolve this issue.
Bu yüzden bu olayı onun için çözmek istiyorum.
I just want to do whatever I can to help him so he can become a good actor
Ona yardım etmek için, onun iyi bir oyuncu olması için elimden geleni yapmak istiyorum.
But I will do whatever I can to help.
Size her konuda yardım etmeye hazır olduğumu söyleyecektim.
To do whatever I can to help Christina.
Christina'ya yardım etmek için elimden geleni yapmak.
I want you to know that whatever it is that I can do to help you, I will.
Sana yardım etmek için elimden geleni yapacağımı bilmeni isterim.
I'll do whatever I can to help you.
Asıl ben yaparım.
I'II be happy to talk to her and to do whatever I can to help, but your presence here only makes a delicate situation worse.
Onunla konuşmaktan ve yardım edebileceğim, herhangi bir şey olursa, bundan mutluluk duyarım, ama şu anda, burada ki varlığınız, durumu sadece kötüleştiriyor.
Now, I think if we have few children... And I'm afraid God can't help in this. Whatever it is, I've to do it myself.
bir kaç çocuk istiyorum ama... korkarım tanrı bu konuda yardım edemez tek başıma yapmak zorunda kalacağım.
Meanwhile, I'll do whatever I can to help this.
Tamam. Bu arada, ben de yardımı dokunacak bir şey yapayım.
- Whatever you want to do, Rose, I can help.
Yardım edebilirim.
I'II do whatever I can to help.
Sizin için elimden geleni yaparım.
Beyond that whatever else you can do to help us I'd appreciate it
Ayrıca bize yardımı olacak başka şeyler de yaparsan minnettar kalırım.
Well, I'm giving you that chance, Omar, and I'm gonna do whatever I can to help.
Sana bu şansı veriyorum Omar, ve sana elimden gelen yardımı yapacağım.
I'll do whatever I can to help.
Yardım etmek için elimden geleni yapacağım.
I really appreciate your telling me this, and I'll do whatever I can to help.
Bana bunu anlatman gerçekten hoşuma gitti, yardım etmek için de elimden geleni yaparım.
To do whatever I can to help. "
Yardım edebileceğim her ne varsa.
Then I need you to do whatever you can to help my partner Chase.
Daha sonra ortağım Chase'e yardım edip onu canlı tutmak için.. ... her ne gerekiyorsa...
But I'll do whatever I can to help.
Ama size yardımcı olmak için elimden geleni yapacağım.
So when I found out about this, I felt like I owed him... the last thing I wanted to do was upset you if there was no point to it, so... if there's anything I can help with or any questions you need answered... or whatever.
İpucunu bulunca..... sanki ona borçluymuşum gibi hissetim ve aslında seni üzmek yapmak istediğim en son şeydi eğer yardım edebileceğim bir şey ya da aklına bir soru takılırsa ya da başka bir şey.
But I'm delighted. Whatever we can do to help.
Yine de, yardım edebilirsek ne ala.
Whatever I can do to help.
Yardım etmek isterim.
So whatever I can to do help, I'm here.
Yani yardım edebildiğim sürece yanındayım.
After your birthday, if you still want to, I'll do whatever I can to help.
Doğum gününden sonra, eğer hâlâ istiyorsan, elimden geleni yaparım.
I'll do whatever I can to help.
Yardım etmek için elimden geleni yaparım.
Nika, I want to do whatever I can to help Michael.
Nika, Michael'a yardım etmek için yapabileceğim herşeyi yaparım.
I feel the bad about the way things have turned out, but right or wrong, if you're elected, then I'm gonna do whatever I can to help you, and if I get in, I'm gonna need your help.
İşlerin böyle olmasından ben de memnun değilim ama doğru ya da yanlış, sen kazanırsan senin için elimden gelen her şeyi yapmaya hazırım veya ben kazanırsam, senin yardımına ihtiyacım olacak.
I'll do whatever I can to help you find him.
Onu bulmanız için elimden gelen yardımı yaparım.
I'll do whatever I can to help nail that son of a bitch.
O pis herifi yakalamanız için, elimden gelen yardımı yaparım.
In the meantime, we have to do whatever we can to help her, I guess.
Bu arada ona yardım etmek için elimizden geleni yapmalıyız.
Somebody tossed him from an airplane, I'll do whatever I can to help.
Biri onu uçaktan atmışsa eğer, yardım için elimden geleni yaparım.
And I'm going to do whatever I can to help you.
Ve sana yardım etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım.
- I'm willing to do whatever I can, Rodney, but I'm not so sure that my help will be wanted.
- Elimden geleni yapmaya hazırım, Rodney, ama yardımımın istendiğinden pek emin değilim.
What I am, and if this test can really help me remember, then whatever the consequences, I - I want to do it.
Bu test gerçekten hatırlamama yardım edecekse, sonuç ne olursa olsun, istiyorum.
Well, I want you to know that the Institute will do whatever we can to help.
Enstitünün size yardım etmek için elinden ne geliyorsa yapacağını bilmenizi isterim.