When i was his age traducir turco
109 traducción paralela
I was like that too when I was his age.
Öyle demek.
When I was his age.
Ben onun yaşındayken..
When I was his age, I'd already lost my wife.
Biz bu yaşta karımızı kaybettik.
When I was his age, I was jumping all the time too.
Ben de onun yaşındayken sürekli zıplardım.
I know, but when I was his age, I could fix any car in two seconds.
Biliyorum ama ben onun yaşındayken bir arabayı iki saniyede tamir ederdim.
When I was his age, Mr. Nostic gave me my first paper route.
Ben onun yaşındayken, Bay Nostic bana ilk gazete dağıtım işimi verdi.
I did the same kind of thing when I was his age
0nun yaşındayken ben de benzer şeyler yapardım.
When I was his age, I was capt...
Onun yaşındayken ben...
- When I was his age, I was the guy... zooming the girls like you. - You bet.
- Kesinlikle.
When I was his age, I was a right little rooter.
Hep öyle oldum. Ben onun yaşındayken, tam bir skorerdim.
I want what I was when I was his age
Onun yaşında olmak istiyorum.
He's like me when I was his age.
Ben onun yaşlarındayken onun gibiydim.
Kitty, when I was his age, I worked in a slaughterhouse.
Kitty, ben onun yaşındayken mezbahada çalışırdım.
He reminds me of me when I was his age. That's bad.
O, bana gençlik zamanlarımı hatırlatıyor.
When I was his age, I was crazy for Mad Magazine,
Ben onun yaşındayken MAD Magazine hastasıydım.
I was not like that when I was his age.
Ben onun yaşındayken öyle değildim.
When I was his age, I was in charge of a full regiment. "
Ben onun yaşındayken, alayda görevliydim. "
WHEN I WAS HIS AGE, I WAS OUT FUCKING EVERYTHING THAT MOVED TOO.
Ben onun yaşındayken hareket eden her şeyi beceriyordum.
- Baby. I didn't even know what girls looked like when I was his age.
Ben onun yaşındayken kızların nasıl göründüğünü bile bilmezdim.
He reminded me of the way I was when I was his age.
Bana gençliğimi hatırlattı Ben onun yaşındayken.
When I was his age, I supported a wife and kid.
- Benim yüzümden kavga etmeyin. - Dinleyin, ben onun yaşındayken... - bir çocuğum ve bir karım vardı.
I'm sorry, but when I was his age, I had to walk five blocks in the rain to have a jam session.
Affedersin ama ben onun yaşındayken jam-session'lara katılabilmek için yağmurlu havada beş blok yürürdüm.
When I was his age, I was just trying to stay out of jail.
Ben onun yaşındayken, hapisten uzak durmaya çalışıyordum.
When I was his age, I could put a truck on my shoulders.
Ben onun yaşındayken, omuzlarımda kamyon kaldırabiliyordum.
I swear, if I had me when I was his age... you know, I never had a mentor.
Yemin ederim, onun yaşındayken benim gibi biri, yanımda olsaydı. .biliyorsun, hiç yol gösterenim olmadı.
I didn't have this problem getting girls when I was his age.
Onun yaşındayken kızları tavlama konusunda bir sıkıntım yoktu.
I gave my mum a little trouble when I was his age.
Onun yaşındayken anneme neler çektirmiştim.
When I was his age, I was out of school hours ago.
Ben onun yaşındayken okuldan saatler önce çıkardım.
I remember feeling like that... -... when I was his age. - Really?
Hatırlıyorum da onun yaşında ben de bir kere böyle bir şey hissetmiştim.
I saw them when I was his age, as my father did before me.
Onunla aynı yaştayken ben de izlemiştim. Tıpkı benden önce babamın izlediği gibi.
Our moms say Reggie looked exactly like I did when I was his age. You don't see it?
Annelerimiz, Reggie'nin, onun yaşındaki halime benzediğini söylüyorlar.
... I was kind of lacking in focus when I was his age too...
Bende onun yaşındayken odaklanma güçlüğü çekerdim.
I was the same way when I was his age.
- Onun yaşındayken ben de öyleydim. - Evet.
Wasn't any different when I was his age, and look how I turned out.
o yaşlardayken ben de öyleydim, ve bak nasıl değiştim.
when I was his age, I - I probably did the same thing.
Ben de onun yaşındayken aynısını yapmışımdır.
I had two jobs when I was his age.
Onun yaşındayken, iki işte birden çalışıyordum.
Yeah, it's just when I was his age, all I did was sports, you know?
Evet, onun yaşındayken, her türlü sporu yapardım, anlıyor musun?
I thieved for you when I was a child not half his age, and I've thieved for you ever since!
Daha onun yarı yaşında bile değilken senin için hırsızlık yapıyordum. O zamandan beri senin için çalıştım, bunu bilmiyor musun?
I was just about his age when you and I started up.
Beraberliğimiz başladığında onun yaşlarındaydım.
I thieved for you when I was half his age.
Senin için hırsızlık yaparken ondan küçüktüm.
See, when I was about your age, I felt real bad about learning that your grandpa can't do math in his head.
Senin yaşındayken, dedenin kafadan hesap yapamadığını öğrendiğimde kendimi kötü hissetmiştim.
When I was younger his age didn't bother me.
Aramızdaki yaş farkı bu kadar olmasaydı belki kıskanabilirdim.
You know, Kitty, when I was his age...
Biliyorsun Kitty.
Abandoned at birth, I was on my own at an early age... fighting for survival on the streets of Beverly Hills... making his way down the boulevard of broken dreams, turning tricks at Hollywood and Vine... yet even when I found a loving mother...
Doğar doğmaz terkedilmiş, Küçücükten beri yalnız. Beverly Hills sokaklarında hayatta kalma mücadelesi vermiş. Broken Dreams Caddesinde kendi yolunu bulmaya çalıştı.
I did the same when I was his age. And I always like to have a third party. It lets me have some respite, some rest.
Onun yaşında aynını yapardım.
Reminded me of myself when I was his age.
Onun yaşlarındaki halimi hatırlatırdı.
When I was your age, I shared a room with two of my brothers until I was 17 years old, and your dad shared a room with two of his sisters till he was the same age because he didn't have any other choice.
Ben senin yaşındayken, 17 yaşına kadar odamı diğer iki kardeşimle beraber paylaştım ve senin babanda 17 yaşına gelene kadar odasını iki kız kardeşi ile paylaşmak zorunda kaldı çünkü başka seçeneği yoktu.
I didn't have a shrink when I was Jake's age, and my childhood was twice as screwed up as his.
Hem de çocukluğum onunkinden iki kere daha berbat geçmesine rağmen.
My father gave me that same bike when I was about his age, and I just wanted to talk to him all about it, you know?
Babam da aynı yaşlardayken bana o bisikletten almıştı, ve onunla bunun hakkında konuşmak istedim, bilirsin işte?
I was barely his age when I came over with my family.
Ailemle buraya geldiğimde onun yaşında ya vardım ya yoktum.
I mean, I-I don't know what's going on in his head, but I do know that when I was that age, I brought a lot of boys home to meet my parents.
Demek istediğim, kafasından neler geçiyor bilmiyorum. Ama o zamanlarımda ailemle tanıştırmak için eve bir çok erkek getirmiştim.