English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / When you wake up in the morning

When you wake up in the morning traducir turco

109 traducción paralela
When you wake up in the morning and find yourself dead, it's too late to regret it.
Sabah kalktığın zaman kendini ölmüş bulunca pişman olmak için çok geç olacak.
When you wake up in the morning, I'll be gone.
Sabah uyandığında, ben gitmiş olurum.
When you wake up in the morning, do you feel tired and rundown?
Sabah kalktığınızda yorgunluk ve halsizlik duyuyor musunuz?
When you wake up in the morning, that's marriage.
Sabah uyandığında ise o evliliktir.
AND NOW I'M GONNA SUGGEST THAT WHEN YOU WAKE UP IN THE MORNING,
Vanessa, Richard'ın yanındayken senden daha rahat. Ona gıpta ediyorum.
When you wake up in the morning, pray.
Her gündoğumunda dua et.
That way, when you wake up in the morning, you still will have that wonderful baby-pink skin.
Sabah uyandığında hala bebek pembesi tenin olacak.
Take three around seven this evening... three before you go to sleep... and three when you wake up in the morning.
Akşam 7 civarında 3 tane... Uyumadan önce 3 tane ve 3 tane de sabah uyandığında.
Here's something you ought to say first thing when you wake up in the morning.
Al işte sana sabah ilk uyandığında söyleyemen gereken bir şey.
Well, we'll just discuss that when you wake up in the morning.
Bunu sabah.. uyandığında konuşuruz.
When you wake up in the morning, it will be the next morning.
Sabah uyandığında, yarınki sabah olacak.
When you wake up in the morning, do you think... that maybe I'll have to kill somebody today?
Sabahları uyandığında...,... bugün birini öldürmeliyim diye düşünür müsün?
When you wake up in the morning and look in the mirror I think you're probably happy pleased at what you see. And that disturbs me.
Sabah aynaya baktığın zaman gördüğün şeyden eminim mutlusundur.
-... when you wake up in the morning.
-... ayağınızın dibinde bulmaya aldırmazsınız.
And when you wake up in the morning, you can stay in bed as long as... ( neck snaps )
Ve sabah uyandığında, yatakta istediğin kadar...
Son, I am happy when you wake up in the morning.
Oğlum, sabahleyin uyandığında bile mutluyum ben.
Fellas, when you wake up in the morning, you should look yourself in the mirror and say, " Fuck you.
Şimdi git ve şu kezbanı mutlu et. "
- when you wake up in the morning.
-... ilk düşündüğün bir tane.
I tell you what. Take a hammer, and hit yourself 3 or 4 good shots in the side of the head when you wake up in the morning.
Bir çekiç al ve sabah uyandığında kafanın yan tarafına 3-4 defa vur.
"When you wake up in the morning, I'll be gone."
"Sabahleyin uyandığında ben gitmiş olacağım."
How do you feel when you wake up in the morning?
Sabah kalktığınızda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
When you wake up in the morning, do you think about what you're going to say to everyone during the day?
Sabah uyandığımızda gün boyu etrafımızda göreceğimiz insanlara ne söyleyeceğimizi düşünür müyüz?
Say, you know, you can listen to that noise all night long, but when you wake up in the morning, you'll still be white.
Bak ne diyeceğim : İstersen tüm gece o zımbırtıyı dinleyebilirsin ama sabah yine beyaz biri olarak uyanacaksın.
Get rid of me, Joe... so that when you wake up in the morning, it's not me's in your head, it's your daughters.
Kurtul benden, Joe..... böylece sabahları uyandığında aklında ben değil, kızların olsun.
I pasted your picture on the ceiling over my bed so you're the first thing I see when I wake up in the morning.
Fotoğrafını yatağımın üstündeki tavana yapıştırdım böylece her sabah uyandığımda ilk gördüğüm şey sen oluyorsun.
Lately, when I wake you up in the morning I've observed you have been sleeping on your stomach.
Son zamanlarda uyandığımda..... midenin üstünde uyuduğunu fark ettim.
When do you wake up in the morning?
Sabahları kaçta kalkıyorsun?
In the morning, when you wake up, in the evening, when you sleep.
Sabah, kalktığında, akşamleyin, uyuduğunda.
I think of you at night when I go to bed and in the morning when I wake up.
" Gece yatağa gidince, sabah uyanınca seni düşünüyorum.
You're not gonna be here in the morning when I wake up, are you?
Sabah uyandığımda burada olmayacaksın, değil mi?
But there always comes that morning surprise when you wake up in the arms of an ordinary woman.
Fakat daima bir sabah sürprizi sizi karşılar kollarınızda alışılmış bir kadınla uyandığınızda.
I TOLD YOU I WANT MY COFFEE WHEN I WAKE UP IN THE MORNING.
Uyanır uyanmaz kahvemi hazır et diye kaç kez daha söyleyeceğim?
You're the last thought I have when I fall asleep at night and the first when I wake up in the morning.
Kate gece uyumadan önce aklımdan son geçen şey sensin. Sabah uyanınca da aklımdan ilk geçen şey.
We apply the solution here then when you wake up tomorrow morning in your own bed, you take off the bandage and you're a new man.
Solüsyonu burada uyguluyoruz. Yarın sabah yatağında uyandığında sargılarını çıkartıyorsun, ve artık yeni birisin.
When you go to sleep at night, you believe you'll wake up in the morning.
Gece yattığınız zaman, sabah uyanacağınıza inanıyorsunuz.
Okay, you go to the gym... and I'II talk to you when I wake up in the morning.
Tamam, salona mı gidiyorsun... Tamam sabah kalkınca konuşuruz.
I wake up in the morning and try to imagine you,... what you do when you wake up, what you eat for breakfast...
Sabah uyandığımda seni hayal etmeye çalışıyorum. uyandığın zaman neler yaptığını, kahvaltıda neler yediğini.
It's one of those things that it's better not to think about! When paintings fall, when you wake up one morning and you don't love her, when you open a newspaper and read that war has broken out, when you see a train and want to leave, when you look in a mirror and realise you're old, when one evening, in the middle of the ocean, Nineteen Hundred looks up from his plate, looks me in the eye and...
Bu üzerinde düşünmemenin daha iyi olacağı şeylerden birisi... resimler düştüğünde, bir sabah kalktığında artık o kadını sevmediğinde, gazeteyi açıp savaşın patlak verdiğini okuduğunda, bir tren görüp onunla ayrılmak istediğinde, aynaya bakıp yaşlandığını fark ettiğinde, bir akşam, okyanusun ortasındayken, Bindokuzyüz... tabağının üzerinden gözlerimin içine bakıp...
Right when I wake up in the morning... you're the first person that pops in my head.
Sabahları uyanır uyanmaz aklıma gelen ilk kişi sensin.
At least helping you folks I can look myself in the eye when I wake up in the morning.
En azından sana yardımımla sabahları kalktığımda insanların yüzüne bakabilirim.
You're the only thing in my mind when I wake up every morning.
Her sabah kalktığımda aklımda olan tek şey sensin.
It's kind of like you know you see a fog in the morning when you wake up before the sun comes out?
Hem de 6 yaşından 11 yaşına kadar. Hesaplarsak kaç kez dayak yemiş oluyorum?
When you wake up... in the morning... on your big Emperor bed... and you listen... what do you hear?
Bir sabah, haşmetli imparator yatağından... kalkıp etrafı... dinlediğinde,... ne duyarsın?
So That When I Wake Up in the Morning, I Could Roll Over and Punch You in the Face... of the Year.
Sabah Uyandığımda Üzerine Çullanır ve Burnuna Koca Bir Yumruk Atarım Ödülü mü?
When you wake up early in the morning Feeling sad, like so many of us do
Ne zaman sabah erken kalksan kızgın hissediyorsun kendini, çoğumuzun yaptığı gibi
When I wake up in the morning. You are living in a fantasy world.
Her sabah uyandığımda bileklerimi kesmeme engel olan çocuklarımın sevgisi...
Don't tell me what to do, not when I wake up in the morning after we have a fight, and you've disappeared.
Gitmeliydin. - Alay etme. Bana ne yapacağımı söyleme.
I'm just gonna keep my eyes closed Because this is like that moment in the morning When you first wake up and you're still half asleep
Gözlerimi açmayacağım çünkü sabahları olan o an gibi hani ilk uyandığında, hâlâ yarı uykulu hâlinle her şey o kadar olabilirmiş gibi, rüyalar gerçekmiş gibi gelir ya ve uyanmakla uyumak arasındaki o anda her şey gerçek olabilir.
I'm gonna go home to bed, and when I wake up in the morning, with any luck, you'll be gone.
Eve gidip yatacağım ve kalktığımda, şansım varsa gitmiş olacaksın.
J.D., I love you so much that the last thing I think about before we go to bed at night and the first thing I think about when I wake up in the morning is our future.
Seni o kadar seviyorum ki, her gece yatağa girmeden önce ve her sabah uyandığımda geleceğimizi düşünüyorum.
I want you there when I go to sleep at night, and I want you there... when I wake up in the morning.
Gece başımı yastığa koyduğumda seni yanımda istiyorum. Sabah uyandığımda seni yanımda istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]