English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Whereabouts unknown

Whereabouts unknown traducir turco

142 traducción paralela
DANIEL SIMPSON DAY'63 WHEREABOUTS UNKNOWN
DANIEL SIMPSON DAY'63 NEREDE OLDUĞU BİLİNMİYOR
No registered vehicle, no current address, father deceased, mother's whereabouts unknown.
Üzerine kayıtlı bir araç yok, geçerli bir adresi yok, babası ölmüş, annesi nerede bilinmiyor.
"Yasushi Sakaguchi - Whereabouts Unknown"
"Yasushi Sakaguchi : Nerede olduğu bilinmiyor."
But he has hostages in the main computer room and elevators. Yoshikazu Amachi whereabouts unknown PENDING Investigated by JUZO HASEGAWA But he has hostages in the main computer room and elevators.
Ana bilgisayar odası ve asansörlerde rehineleri bulunuyor.
Yoshikazu Amachi whereabouts unknown PENDING Investigated by JUZO HASEGAWA We'll hear from the perpetrator soon enough. Yoshikazu Amachi whereabouts unknown PENDING Investigated by JUZO HASEGAWA
Juzo Hasegawa tarafından yapılan araştırmaya göre Yoshikazu Amachi'nin nerede olduğu bilinmiyor.
Tobias Lehigh Nagy, who is also wanted in connection with unrelated slayings in the Northwest is still at large, his whereabouts unknown.
Ayrıca Northwest'teki başka cinayetlerle bağlantısı olduğu için aranan Tobias Lehigh Nagy'nin şu anda serbest ve nerede olduğu meçhul.
Current whereabouts unknown.
Şu an nerede olduğu bilinmiyor.
Wang's father was also a serious drug addict... his mother's whereabouts unknown.
Wang'ın babası da sağlam uyuşturucu kullanırdı... annesini nerde olduğu bilinmiyor. 392 00 : 48 : 46,560 - - 00 : 48 : 49,677 14 yaşında babasını öldürdü.
Kunihiko Mamiya's whereabouts unknown.
Kunihiko Mamiya'nın nerede olduğu bilinmiyor.
Jacob Steven Haley remains at large, whereabouts unknown.
Jacob Steven Haley şu anda dışarıda serbest ve yeri bilinmiyor.
Whereabouts unknown.
Nerede olduğu bilinmiyor.
... missing since September 19... Haruka Tsumura, 17 years old last seen dressed in her school uniform whereabouts unknown since the night of...
Son kez okul üniformasıyla görülen 17 yaşındaki Haruka Tsumura 19 Eylül'den bu yana kayıp ve nerede olduğu bilinmiyor. "
The great prize that my sister picked up at a Der Wienerschnitzel... left her about two years ago, whereabouts unknown.
Kız kardeşimin büyük bir gururla seçtiği Der Wienerschnitzel 2 sene önce onu bilimeze doğru giderek terk etti.
Whereabouts unknown.
Hayatta olduğu sanılıyor. Nerede olduğu ise bilinmiyor.
Whereabouts unknown.
Yeri bilinmiyor. - Artık biliniyor.
Patricia Krenwinkel, 21, also known as "Katie," who is currently in custody and Linda Kasabian, age and present whereabouts unknown.
Patricia Krenwinkel, 21, diğer ismi Katie, şu anda gözaltında ve Linda Kasabian, yaşı ve nerede olduğu konusunda henüz bilgi yok.
A certain Peanut, whereabouts unknown.
Nerede olduğunu hiç bilmiyoruz.
Murder weapon was a Colt.45 revolver, current whereabouts unknown.
Cinayet silahı 45'lik bir Colt tabancaydı. Şimdiyse nerde olduğunu bilmiyoruz.
Both report the whereabouts of Bill Chandler unknown.
İkisi de Bill Chandler'ın yerini kesin olarak bildiremiyor.
The elder 2nd brother's whereabouts are still unknown
Diğer kardeşlerimin yeri hala belirsiz!
ENOKIZU'S WHEREABOUTS STILL UNKNOWN
"Enokizu'nun nerede olduğu hala bilinmiyor."
The whereabouts of this child are unknown to us.
Çocuğun nerede olduğunu bilmiyoruz.
At present, their whereabouts is unknown.
Şu an nerede olduklarıysa bilinmiyor.
No, I hear he was saved by Shen Man Jiun but his whereabouts are unknown.
"Gölge Kılıç Tekniği"
And up now, being the 10th day, his whereabouts are unknown.
Ve 10 gün geçmesine rağmen hala nerede olduğu bilinmiyor.
And her whereabouts are unknown.
Hakkında hiçbir bilgi yokmuş.
His whereabouts are unknown.
Nerede olduğu da bilinmiyor.
The whereabouts of his remains are unknown.
Mezarının nerede olduğu bilinmiyor.
His whereabouts are still unknown.
Nerede olduğu şu an bile bilinmiyor.
They seized the meteorite fragments along with the three scientists and untill now their whereabouts are unknown
Göktaşlarının parçalarından bu maddeyi elde etmeyi başaran bu üç bilimadamının nereye götürüldükleri ise bilinmiyor.
His whereabouts are unknown.
Nerede olduğunu kimse bilmiyor.
Why, at the time of the murder, her whereabouts were completely...,... unequivocally, and without a doubt unknown.
Cinayet esnasında, onun bulunduğu yer kesinlikle, apaçık ve şüphesiz... bilinmiyordu.
His whereabouts are unknown to me at the moment.
Kendisinin nerede olduğunu şu an bilmiyorum.
Miss Nicks appears to be in good spirits, though her whereabouts are unknown.
Bayan Nicks'in durumu iyi gözüküyor, ame nerede olduğu henüz bilinmiyor.
After a night of terror local teacher Hank McCoy's whereabouts remain unknown.
Bir terör gecesinden sonra yerel öğretmen Hank McCoy'ın nerede olduğu belirsiz kaldı.
The palace has refused comment and the whereabouts of Ezequiel at present are unknown.
Yetkililer, Ezequiel'in şu an nerede olduğunu bilmediklerini söyleyip açıklama yapmadılar.
The whereabouts of many more is still unknown.
Diğer kalan yüzlercesinin nerede olduğu bilinmemektedir.
And their son's whereabouts is still unknown.
Ve çocuklarının nerede olduğu halâ bilinmiyor.
According to the Ministry of Defence's documents, he roamed the front lines in various nations during the war and was an accomplished warrior. However, in March of 2028, he was medically discharged due to stomach cancer, after which his whereabouts became unknown.
3.Dünya savaşında ön cephelerde savaşmış... ama 2028'in Mart'ında kendi isteğiyle ayrılmış.
The couple's whereabouts are still unknown.
Çiftin nerede olduğu hala bilinmiyor.
Their whereabouts remain unknown.
Nerede olduklarını bilmiyoruz.
And up now, being the 10th day, his whereabouts are unknown.
Kendisinden 10 gündür haber alınamıyor!
I've found a prince whose whereabouts were unknown.
Nerede olduğu bilinmeyen bir prens buldum.
Can we afford to be down one agent when Vaughn's whereabouts are unknown?
Vaughn'un yerini hâlâ bilmezken bir ajanımızın daha gitmesi iyi mi olur?
The body is being transferred to a secure unit mortuary, whereabouts as yet unknown.
Beden, yeri bilinmeyen bir güvenlik birimi morguna götürülüyor.
The whereabouts of these suspects are currently unknown.
Şüphelilerin nerede oldukları hakkında henüz bir bilgi yok.
His mother's in rehab and his father's whereabouts are unknown.
Annesi rehabilitasyonda. Babasının nerede olduğu bilinmiyor.
Whereabouts of wife and child : unknown at this time.
Çocuk ve kadın nerede şu anda bilinmiyor.
Police are continuing the search, but the whereabouts and identity of the perpetrator are unknown.
Polis suçluyu aramaya devam ediyor, ama failin konumu ve kimliği bilinmiyor.
Its whereabouts before this era are unknown.
Bu çağdan önce nerede olduğu bilinmiyordu.
Kishi's whereabouts are unknown.
Kishi'nin nerede olduğu bilinmiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]