English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Whittling

Whittling traducir turco

73 traducción paralela
- Don't you ever get tired of whittling, Jack?
- Tahtaları yontmaktan yorulmaz mısın, Jack?
Billy Scripture was out in back of my store whittling with it.
Billy Scripture benim dükkanın arkasında o bıçakla bir şeyler oyuyordu.
- Whittling.
- Ağaç yontuyorum.
He's whittling on a piece of wood.
Bir odun parçasını oyuyor.
I got a feeling when he stops whittling, something's gonna happen.
İçimden bir his, durduğu zaman, bir şeyler olacağını söylüyor.
Carefree days of whittling and fishing.
Balık tutup hobi ile uğraşılan tasasız günler.
They're whittling you down.
Sizi ufaIttkça ufaItmsIar.
I got a feeling when he stops whittling something's gonna happen.
İçimden bir his, durduğu zaman,..... bir şeyler olacağını söylüyor.
Then you passed the time whittling and dreaming.
Zaman geçirmek için, ağacı oydun ve hayal kurdun.
You know why I'm whittling?
Neden yonttuğumu biliyor musun?
Why are you whittling?
Neden yontuyorsun?
I've got a lot of cutting and pasting to do, so please, why don't youreturn to your porch rockers and resume whittling?
Çok fazla kesip biçme işim var, o yüzden neden salıncağınıza geçip tahta yontmaya devam etmiyorsunuz?
Brown boy looks like he wants to do a little roadside whittling.
Kahverengi çocuk biraz eğlenmek istiyor.
He likes whittling, rodeos, the novels of Zane Grey...
Her şey burada. Bıçakla yontmayı, rodeoları, Zane Grey romanlarını...
- And while I'm whittling,..... I plan to whistle a jaunty tune.
Ve yontarken de, ıslıkla şen şakrak bir name mırıldanmayı planlıyorum.
I'm just whittling down the possibilities.
Ben sadece seçenekleri daraltıyorum.
Teacher says I'm whittling at a 1 0th grade level.
Öğretmen 10. sınıf düzeyinde yonttuğumu söyledi.
Who would you rather be with on a desert island whittling wood and berries?
Issız bir adada kiminle olmayı tercih ederdin peki?
Grace, you've been whittling away at that onion blossom for three hours now. Say good-bye.
Grace, üç saatten beri soğan halkalarının en küçük parçalarınıbile yiyorsun.
Practice your whittling. Take a cooking class or something.
Yemek kursuna filan yazıl.
- I was thinking of whittling something.
- Bir şeyler yontmayı düşünüyordum.
Little Timmy Stinson cut his finger off in a whittling event.
Küçük Timmy Stinson, yontma yarışmasında parmağını kesti.
Whittling a life down to one...
Koca bir hayatı...
I won't let edna throw her life away for some passionless marriage where two people lie in bed together with no contact, whittling away the batteries until they die.
Edna'ya tutkusuz bir evlilikle ve yatakta hiçbir temas olmadan yalan söyleyerek ölene kadar hayatını mahvetmesine, izin veremem.
You ought to take up whittling.
Tahtadan bıçak yontmaya başlasan iyi olur.
No, it's not a knife, really, it's for horses'hooves, whittling.
Hayır Soph, bıçak değil, gerçekten. Atların toynaklarını kesmek için.
I'm in the whittling stage right now.
Şu an azaltma safhasındayım.
WE'RE JUST WHITTLING AWAY ANYTHING THAT ISN'T THE TRUE LIZ.
Biz sadece gerçek Liz olmayan herşeyi çıkarıp atıyoruz.
I THINK WE'RE DONE WHITTLING AWAY FOR TODAY.
Bence bugün yeterince "çıkarıp attık".
And you're telling me that you don't have the confidence To face a bunch of whittling, jug-Blowing, Ihop monkeys?
Ve bana senin bir avuç yontan ve şişe üfleyen IHOP maymunuyla yüzleşecek kendine güvenin olmadığını mı söylüyorsun?
You know what, suck it, you whittling ihop monkeys! Lemon, the jet's waiting.
Biliyor musunuz ne, bu size kapak olsun, sizi gidi yontan IHOP maymunları.
DI just needed to finish this whittling.
- Şu oymayı tamamlamak istedim.
Whoa, Jethro, since you're not whittling right now, why don't you use your hands to cover your mouth?
Şuayb, şu anda marangozluk yapmadığına göre ellerini ağzını kapatmak için kullansana.
Or possibly whittling.
Ya da sadece yontuyorsun.
We might as well be whittling a chair leg.
Tabii bu sürede sandalye bacağı da yontabilirdik.
And sitting here whittling is no way to watch a clock tick down.
Ve burada oturup saatlerce senin yontmanı seyretmek doğru değil.
Okay, after whittling away at the mass of symbols and letters, I kept coming back to two distinct chemical compositions.
Sembolleri ve harfleri temizleyince imi belirgin kimyasal bileşim çıkıyor.
Yesterday, one fell out, and I had to explain to a roomful of nurses that I was whittling.
Dün, biri yere düştü, ve bir oda dolusu hemşireye yontma ile uğraştığımı söylemek zorunda kaldım.
That I'd taken up whittling!
Tahta yontmanın hobim olduğunu!
We're whittling down the unsung heroes now.
Şimdi isimsiz kahramanları eliyoruz.
Its now time to start whittling them down.
Şimdi bunları konuşturma zamanı.
Whittling is the kind of skill you'll need... for our upcoming wilderness weekend.
Bıçakla oyma yeteneği yararlıdır. Önümüzdeki hafta sonu kampta ihtiyaç duyarsınız.
You know, just set up a little whittling booth at a county fair.
Lunaparkta stant falan kurarım.
Preselecting a handful of prime candidates and then whittling them down one by one until she has her ideal breeding partner.
Adayları bir çeşit ön elemeden geçirip sonunda en ideal olanı bulana kadar birer birer azaltacaktır.
It's called whittling.
Buna yontma deniyor.
Oh, Bone Whittling.
Kemik Yontma.
It were more about whittling and not starving to death.
Genelde yontma ve açlıktan ölmemekle ilgili şeyler.
Whatcha whittling?
Ne yapıyon?
That's the way you hold a knife when you're whittling.
Bıçağı yontarken böyle tutarsın.
You see, where most folks enjoy hobbies like whittling or needlepoint... we Berkians prefer... a little something we like to call... dragon racing!
Pek çok insan el işi ve nakış gibi hobilerle... vakit geçirirken... biz Berkliler... ejderha yarıştırırız!
Which means that this, to a large extent, is about whittling you down.
Bunun anlamı da birçoğunuz saf dışı kalacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]