Wigs traducir turco
423 traducción paralela
Minute sparks instead of scorching flames, fading, shabby wigs instead of the rich gold of a woman's hair.
Kavurucu alevler yerine minik kıvılcımlar, bir kadının altın saçları yerine, soluk, yırtık pırtık peruklar.
Look in the wigs.
Perukların içine bak.
Scars covered by grease paint, bandages hidden by funny wigs, the spangled pied piper limps into town.
İzleri yağlı boya ile kapatın, Bandajları komik peruklar ile gizleyin, Allı pullu fareli köyün kavalcısını şehre gönderin.
Wigs, pantaloons and flat feet.
Peruk, pantolon ve düz ayak.
Lovely you all look in them wigs.
O peruklarla çok hoş oluyorsunuz.
We get second-hand wigs, a little padding.
Peruğumuz var, şuralara biraz dolgu, tamam.
I'll buy pretty dresses, shoes, silk undies and pretty wigs.
Hanımım bana ödeme yaparsa, güzel elbiseler ayakkabılar ipek iç çamaşırlar ve güzel peruklar satın alacağım.
- Plus electric guitars and wigs.
Chitarele'i unutmayın Elektrik tarihi, Harmonikler,
Perfume and cosmetics, powders and wigs...
Kozmetik ve parfüm, pudra ve peruk...
Blonde wigs for kids.
Çocuklara sarı peruklar.
With your idiotic wigs and lipsticks.
Şu aptal perukların ve rujların yok mu?
- Wonder where they got those wigs.
- Bu perukları acaba nerden bulmuşlar.
All those guys in powdered wigs just jumping out of their britches.
Pudralı peruklu ve tayt giymiş adamlar dikkat çekiyor.
THEO VON HARTMANN - THEATRICAL COSTUMES AND WIGS
THEO VON HARTMANN MÜZESİ Tiyatro kostümleri ve Peruklar
Well, I thought that was old-fashioned, sort of like powdered wigs.
Böyle şeylerin modasının geçtiğini sanıyordum. Pudralı peruklar gibi.
These are the wigs that Central Trader imports from Hong Kong.
Bu peruklar Hong Kong'dan Merkez Ticaret tarafından ithal ediliyor.
All the wigs we received today have been stored in the basement.
Bugün aldığımız tüm peruklar bodruma depolandı.
Jacob, get that thing off your head, or I'll tell Albin you wear his wigs.
Jacob, çıkar kafandan o şeyleri. Yoksa Albin'e peruğu taktığını söylerim.
I'm leaving you my stereo, my red boots, and my wigs.
Müzik setimi, peruğumu ve kırmızı ayakkabılarımı sana bırakıyorum.
Put on her dark glasses, and one of her wigs.
Güneş gözlüğünü ve peruklarından birini tak.
I left my wigs in New York.
Lütfen! Ben peruklarımı New York'ta bıraktım.
What necessity is there to spend money upon wigs, when we have hair of our own growth which costs nothing?
Peruklara para harcamanız çok mu gerekli, bedava çıkan kendi saçımız ne güne duruyor.
I will lay a wager that, in wigs and ribbons alone, there are certainly twenty pistoles spent and twenty pistoles brings in at least eighteen livres six sous eight deniers per annum at only eight per cent interest.
Sadece kurdele ve peruk masraflarınıza ayda en az 20 pistol gidiyordur. Ayda 20 pistol da % 8 faize yatırılsa yılda en az 18 frank getirir.
Exactly what I say every day! With their effeminate voices their three little bits of a beard turned up like cat's whiskers their tow wigs, their flowing breeches and open breasts.
Ben de hep bunu derim zaten, piliç derisi gibi tenleriyle, kedi tüyüne benzeyen pis sakallarıyla, aptal peruklarıyla, üstlerinden dökülen kıyafetleriyle, dümdüz karınlarıyla.
No one looks under the wigs.
Kimse saçın altına bakmıyor.
Put on the wigs of a million curls.
Milyon lüleli peruklar da taksan
It's simply impossible to offer theater worthy of the name. Unless I dig up a couple of old farces. All Rococco wigs and white faces.
Birkaç eski kaba güldürüyü, bütün o Rococco perukları ve beyaz yüzleri deşip çıkarmadıkça, tiyatroda değerli isimleri teklif etmek gerçekten mümkün değil.
Funny comedians with the wigs and buckets of water.
Perukları ve su kovalarıyla komik komedyenler!
You have a nose for noses. Get the wigs.
Senin burnun burunlara hassas.
And my most intimate treasures - my collection of antique cod-pieces, my wigs for state occasions, my wigs for private occasions, and... for humorous occasions.
En mahrem hazinelerimi... Antika kasıkbağı koleksiyonumu, resmi işlerde kullandığım peruklarımı, özel işlerimde kullandığım peruklarımı komik işlerde kullandıklarımı.
Actually, I'm quite interested in the wigs.
Aslında, peruklara çok meraklıyımdır.
I wonder if she has an affinity for wigs.
Acaba onun bu perukla bir alakası var mı?
There's more wigs floating around here than in Miami Beach.
Burada Miami sahillerindekinden daha fazla peruk olduğu çok açık.
Twice deceived by wigs, once by paint.
İki kere peruk ile bir sefer de boya ile aldatıldık.
Yeah, but you didn't say how big the wigs were.
Ne kadar büyük olduklarını söylememiştin.
Have you seen the state-of-the-art in wigs today, sir?
Günümüzde çok güzel peruklar yapılıyor.
My job wasn't too difficult because we used a lot of wigs but the production staff must be really tired.
İşim çok zor değildi, zira sürüyle peruk kullandık, lakin yapım ekibi çok yorulmuş olmalı.
How many wigs have you got?
Senin kaç kanadın var?
No, I'll keep this one for me, There are all the wigs.
Hayır, bunu ben alacağım, bütün peruklarım bunun içinde.
You have to go hob nob with the big wigs.
Gidip kalın enseli adamlarla takılmalısın.
More people wear wigs than is commonly realized.
Genelde sanılandan daha fazla insan peruk kullanıyor.
They're sellin'hippie wigs in Woolworth's, man.
Woolworth'de hippie perukları satıyorlar dostum.
The wigs.
Peruklar.
Very amusing wigs.
Çok komik peruklar.
Wigs?
Kılık değiştirme mi?
Although, of course, they wear wigs that itch and cause them scalp rash.
Bununla birlikte, elbette ki, peruk takarlar bu da kaşıntı yapar ve kafa derilerinde döküntüye neden olur.
- That's why they wear wigs.
- İşte bu yüzden peruk takıyorlar.
You may remove your wigs.
Peruklarınızı da.
Don't buy wigs that come off at the wrong time.
Olmadık zamanda başınızdan çıkan perukları satın almayın.
Morrie's wigs don't come off!
Morrie'nin perukları asla çıkmaz!
Wigs!
Peruklar!