Windermere traducir turco
38 traducción paralela
Have you seen lady windermere's new carriage, dear?
Leydi Windermere'in yeni arabasını gördün mü?
Windermere!
Windermir!
Lake Windermere!
Windermir Gölü.
We'll just wire up to Windermere and see if Giles has made his appearance yet.
Windermir'e hemen telgraf çekip Giles'ı orada gören olmuş mu, hemen öğreneceğiz.
It's to Windermere for us, where, I assure you, the game is still afoot.
Windermir'de... seni temin ederim. Oyun devam ediyor.
Well, we do know for a fact that Giles arrived in Windermere.
Neyse, şunu biliyoruz ki, Giles Windermir'e vardı.
They also believe that he is at the bottom of Lake Windermere, drowned like a rat.
Ayrıca, fare gibi boğularak Windermere gölünün dibinde yattığına inanıyorlar.
Then a man posing as your father was sent to Windermere, where a mock drowning was staged, unfortunately costing the life of an innocent boatman named Ayres, forcibly drowned.
Sonra babana benzer birisi Windermir'e gönderilir. ve orada sahte bir boğulma sahnelenir. Ne yazık ki bu sırada, Ayres adındaki masum bir tekneci kaba kuvvetle boğulur.
I've informed Lord Smithwick of the findings in Windermere.
Lord Smithwick'i Windermir'deki bulgular hakkında bilgilendirdim.
Pity you had to go all the way to Windermere merely to confirm my theories.
Vindermir'e kadar onca yolu, benim teorilerimi ispat için gitmiş olmanız ne yazık
if I hadn't gone to Windermere,
Eğer Vindermir'e gitmemiş olsa idim
Neither Giles nor the plates were ever in Windermere.
Ne Giles, ne de plakalar hiç bir zaman Vindermir'de değildi.
Reasonable if one wants to go to Windermere.
Windermere'e gitmek istiyorsan tabi.
- Ticket to Windermere, please.
- Windermere'e bir bilet, lütfen.
He's staying in a hotel in Windermere.
Windermere'de bir otelde kalıyor.
He was happy to pay the full fare to Windermere.
Windermere'e tam bilet parası ödemiş.
An hour later, an old lady is here in Windermere with the miniatures and on her way to Wood's hotel.
Bir saat sonra, yaşlı bir kadın buraya yani Windermere'e geliyor. Yanında minyatürlerle Wood'un oteline gidiyor.
He could have got from Redburn to Windermere in an hour in a fast car.
Hızlı bir arabayla Redburn'den Windermere'e bir saatte varabilir.
This fellow with a bit of a mustache had an accomplice with a fast car who drove him to Windermere while he got dressed up as a woman in the back seat.
Bu bıyıklı adamın onu hızlı bir arabayla Windermere'e bırakan bir suç ortağı vardı. Adam yolculuk esnasında, arka koltukta kadın kılığına büründü.
Who could have found out she'd be stopping at Redburn at lunchtime, and who had a fast car to get into Windermere?
Öğle vaktinde, Redburn'de duracağını kim öğrenebilirdi? Ve kimin Windermere'e gidecek kadar hızlı bir arabası var?
I've asked him to come over from Windermere.
Ondan Windermere'den buraya gelmesini istedim.
He was trying to work out how the miniatures got from Redburn to Windermere.
Minyatürlerin Redburn'den Windermere'e nasıl gittiklerini bulmaya çalışıyordu.
- "The Fan of Lady Windermere"? No.
- Söyleyin, Matmazel Celestine Mösyö Hall ile ilk nasıl tanıştınız?
Yes, we used to have a little boat in Windermere.
Evet, Windermere'de küçük bir teknemiz vardı.
Everyone's dying to know who the real Lady Windermere is.
Gerçek bayan Windermere'in kim olduğunu merak ediyor herkes.
Lord Windermere.
Lord Windermere.
Windermere?
- Eh işte?
It's a pleasure, Mrs. Windemere.
Memnun oldum Bayan Windermere.
On this trip, we met Argus Middlin, CEO of Windermere Technologies.
O gezide Argus Mitland'la tanıştık. Windmere Teknoloji'nin icra kurulu başkanı.
- This is the Potters'for Windermere.
- Bu Windermere'a giden Potterların
So there we were, on our holidays in this cottage on the shore of Windermere.
İşte oradaydık, Windermere kıyısındaki bir kır evinde tatil yapıyorduk.
We used to go water-skiing on Windermere.
Botlarımız falan vardı.
( Harry ) lt was rock and roll with a bit of thump.
Windermere'e su kayağı yapmaya giderdik.
So I thought we'd take the B5278 along the west bank of Windermere.
B5278'e Windermere kıyısının batı yakasından gideriz diye düşünmüştüm.
Lady Windermere. - I have to go.
Lady Windermere.
But I feel it only fair to tell you that Caroline will shortly be engaged to Lord Coniston, eldest son of Earl Windermere.
Fakat Caroline'nin yakında Earl Windermere'nin oğlu Lord Coniston ile nişanlanacağını söylemeyi gerekli hissediyorum.
- Windermere.
- Windermere. - Ama bu son sahnemiz.
Windermere for 1 and 6.
Windermere bileti 1 peni ve 6 şilin.