Yara traducir turco
8,205 traducción paralela
You want to see a scar?
- Yara mı görmek istiyorsunuz?
I'll show you a scar.
- Yara diye buna derler.
Pelvic wounds are from a 12-gauge at point-blank range.
Pelvik yara, yakın mesafeden 12'lik kurşundan.
Bad as this is, wrong as it is... this hurt... it can make you a better man.
Ne kadar kötü de olsa, ne kadar yanlış da olsa bu yara seni daha iyi biri yapabilir.
But listen to me, for all the pain, and the trauma that this has caused me, you're the result, and I wouldn't wish it to be any different.
Dinle beni, bu olayın bana açtığı her yara, her travmanın sonucu sensin. Bu durumun değişmesini isteyemem yani.
Make yourself useful.
Işe yara.
I don't care if somebody calls, Says they saw a guy with a band-aid on his nose, black eye... get the location, put it on the map.
Biri arayıp burnunda yara bandı olan, gözü mor olan biri gördüm dese bile nerede gördüklerini öğrenip haritada gösterin.
Ooh. Gonna have a nice fat scar.
Güzel geniş bir yara izin olacak.
I mean, we get the power plant working, sure we got light, but it's just a Band-Aid.
Elektrik santralini halledersek ışığımız olacak ama bu sadece bir yara bandı.
No marks on him, so we moved him here.
Üstünde hiçbir yara izi yoktu, o yüzden buraya taşıdık.
There are no marks on him except for... but he's not alone.
Üstünde hiçbir yara izi yok. Şey dışında... Ama bir tek o yok.
They got death certificates and I got these.
Onlar ölüm sertifikası aldı ben de bu yara izlerini aldım.
An injury?
Bir yara mı?
"Cause of death, hemorrhagic shock " due to excessive internal bleeding, as a result of multiple contusions
Ölüm nedeni ; birden fazla yara ve derin kas travması sonucu oluşan iç kanamanın...
I'm covered in scars.
Benim her yerim yara oldu.
You are almost blind to your own true feelings, no more able to express them than a scar can blush.
Kendi hislerine karşı nerdeyse körsün onları bir yara izinin açtığı kızarıklık kadar bile gösteremiyorsun.
green eyes, a scar on her chin.
- Soluk, yeşil gözlü, çenesinde bir yara izi.
Tend to Her Majesty, I'll get a poultice.
Sen kraliçemize bak. Ben yara lapası için bir şeyler alayım.
Let me bruise his face for the insult he's given you.
İzin verin yüzünü yara bere içinde bırakayım, size yapmış olduğu aşşağılamaya karşı.
How about a band-aid?
Ya yara bandı?
I have a scar on the right leg.
Sağ bacağımda bir yara izi var.
We share the same scars, but it's important that you know that we are not them.
Aynı yara izlerini paylaşıyoruz ama aslolan bizim onlar olmadığımızı bilmeniz.
I have to go rip my mom a new one.
Gidip annemde yeni bir yara açmam lazım.
You had to have your face plastered all...
Yüzünün her tarafinin yara bandiyla...
Shut up and make yourself useful.
Kapa çeneni ve işe yara.
My insurance covers, like, one Band-Aid a year.
Sigortam yılda bir yara bandını karışılıyor ancak.
Yes, we've been over this, and the man with the scar knew my name.
Evet, bunu konuştuk. Yüzünde yara olan adam ismimi biliyordu.
General Eiling is perfectly healthy.
Yara dışında Komutan Eiling oldukça sağlıklı durumda.
See this scar?
Yara izini görüyor musun?
You're picking at a scab, trying to make it bleed.
Bir yara kabuğunu soyup kanatmaya çalışıyorsun sanki.
The stupid toddler bandage.
Aptal yara bandı.
If you think it's about something else, you're going to be bruised.
Başka bir şey sanırsanız... yara alırsınız.
Let's rip this Band-Aid off.
Hadi şu yara bandını çıkartalım.
They rock the scars.
Yara iziyle parlıyorlar.
William fled unharmed.
William yara almadan kaçtı.
Well, he was... shaken, you know, and bruised, and... He decided to return to Scotland..... but he just wasn't strong enough.
Sarsıldı, yara bere içinde kaldı ve İskoçya'ya dönmeye karar verdi ancak yeterince güçlü değildi.
One Charles Wallace, 51, cuts and bruises.
51 yaşında Charles Wallace diye biri gelmiş, yara ve berelenmeleri varmış.
That looks serious, huh? What happened?
O yara ciddi duruyor, ne oldu?
Male white with the scars, he kept checking that window and looking in this direction.
Yara izi olan beyaz erkek, bu pencereyi kontrol etti ve bu yönde hareket etti.
Scar tissue says this was done over weeks, but there's no signs of restraints or binds.
Yara izine bakılırsa birkaç hafta sürmüş, ama bağlandığına dair bir iz yok.
Sometimes you just gotta rip off the Band-Aid, right?
Bazen yara bandını çıkarmak zorunda kalırsın, anlıyor musun?
Well, these scars... Stabbed twice, shot once.
Yara izlerinden... ıki kere bıçaklanmış, bir kere vurulmuş.
I mean, every wound's a flesh wound.
Yani, her yara sıyrıktır.
Victim was otherwise in good health, With no suspicious marks or injuries.
Kurbanın sağlığı gayet yerindeymiş şüpheli bir iz yada yara yok.
Then you wouldn't mind coming down to the station So i could compare the stud in your eyebrow To the scratch we found on the victim's forehead?
O zaman merkeze gelip kaşındaki küpeye kurbanın alnındaki yara ile eşleşip eşleşmediğine bakmammıza bir şey demezsin herhâlde?
Scabbing on the neck from needle insertion suggests that the veins in his arms had collapsed.
İğne sokumundan kaynaklı boynundaki yara kollarındaki damarların çöktüğünü gösteriyor.
It's of considerable forensic interest because one can precisely match the wound to the impacting instrument.
Yara, darbe enstürmanıyla eşleştirilebileceği için adli tıbbın önemli bir ilgi alanıdır.
Mummification obtrudes an exact conclusion, but without the presence of bruising, the spike marks on her leg could have been postmortem, suggesting that he did, in fact, move her body after she was already dead.
Mumyalama kesin bir sonuca zorluyor ama yara izi olmadan bacağındaki izler, öldükten sonra olduğunu ve onu Eddie'nin öldürdüğünü gösterebilir hatta kız öldükten sonra cesedi taşıdığını bile.
Abe's my oldest, closest friend, and his mother's disappearance is a festering wound.
Abe benim en eski, en yakın dostum ve annesinin kayboluşu kapanmayan bir yara.
- Band-aid?
- Yara bandı?
He got stabbed in a drug deal, crashed driving in.
Kürekkemiğinde derin bir yara var.