English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / Yays

Yays traducir turco

30 traducción paralela
Let the Spring now sow its pedals In the furrows of thy hair
Bırakalım bahar, tohumlarını saçlarına yaysın.
And have him spread his lies through a ship of Klingons?
Zehirli yalanlarını bir gemi dolusu sadık Klingon'a yaysın diye mi?
Everybody spread the word.
Herkes bu haberi yaysın.
Tell them to spread the word.
Onlara söyle bunu yaysınlar.
What good could come of infecting your own people and then sending them out to infect as many others as possible?
Kendi insanına hastalık bulaştırıp sonra da mümkün olduğunca çok sayıda başkalarına hastalık yaysınlar diye dışarı salmak için gelmenin neresi iyi?
You'd rather let them spread their infections.
Bunun yerine bırakalım enfeksiyonlarını yaysınlar mı diyorsunuz.
Let this blessed child continue to be thy messenger... that we may know thy will... and thy wisdom.
Bırak bu çocuk, vahyini yaysın. Vahyini öğrenmemiz için... Ve irfanını öğrenmemiz için.
So, why would the British spread these rumours?
İngilizler neden böyle dedikodular yaysınlar?
Seeing's how I'm the one with the fucking cojon-yays.
Siktiğimin maltafatlarıyla nasıl baş ettiğimi gör.
I just don't want to get sprayed.
Kokusunu yaysın istemiyorum.
Fuck you... You are both sprung if you ask me.
Bana kalırsa ikiniz de yaysınız.
Deadbolt : Schlage.
Bu kapınınki yaysız kilit.
Okay. The basement door has a dead bolt!
Bodrum kapısında yaysız kilit var!
Single key with a dead bolt lock.
Tek anahtarlı yaysız kilit.
According to the schematics, there's an electronic deadbolt and a motion sensor.
Devre şemasına göre burada elektronik bir yaysız kilit ve bir tane hareket sensörü var.
Jack's spreading the news as fast as he can.
Jack haberleri olabildiğince hızlı yaysın.
Look, Chief says I have to spend a year as a GP, and I don't want to waste a day, so notify the town crier or whatever, and let him know I'm open for business.
Bakın, Şef pratisyen olarak bir yıl geçirmem gerektiğini söyledi ve ben de vakit kaybetmek istemiyorum kasaba tellalına falan söylesen de hizmete hazır olduğumu millete yaysın.
Let's just hope Bizzy spreads the news like I want her to.
Artık sadece umut edelim ki Bizzy haberi yaysın, aynen yapmasını istediğim gibi.
You are the bows from which your children As living arrows are sent forth
Sen çocuklarından gelen bir yaysın yaşayan oklar ileri gönderildikçe.
He's a Leo, you're a Sagittarius!
O aslan, sen ise yaysın!
And yours is even though you had freaking cancer... you're willing to give money to a corporation... for the chance to acquire even more cancer?
Kanser olmana rağmen daha çok kanser yaysın diye bir şirkete para mı kazandırıyorsun?
Have your boys put the word out on the street that you found me.
Adamlarına söyle beni bulduğun bilgisini sokağa yaysınlar.
And then you chase them out, and you let them run as fast as they can, spreading the virus and the bad news.
Sonra onları önüne katıp mümkün olduğunca hızla koşmalarını sağla. Böylece hem virüsü hem de kötü haberi yaysınlar.
Surely, if Captain Flint were truly alive, he can do better than to send a handful of men led by half a man in the dead of night to deliver a threat as weak as this.
Şüphesiz, Kaptan Flint gerçekten hayattaysa, yarım bir adamın izinde bir kaç adamı gecenin yarısında böyle zayıf bir tehdidi yaysın diye, gödermekten daha iyisini yapabilir.
"You are the bows from which your children as living arrows are sent forth."
"Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar."
- Three yays, two nays?
- Üç evet, iki hayır mı?
Do you want the yays or not?
Evet oyunu istiyor musun istemiyor musun?
I need the yays.
İstiyorum.
Um, four yays, one nay?
Dört evet, bir hayır.
- Short Sagittarian.
Kısa bir yaysın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]