Ye're traducir turco
3,067 traducción paralela
Look, we're not trying to pin anything on Wesley... we're trying to find out who killed him.
Suclari Wesley'ye yikmaya calismiyoruz onu kimin öldürdügünü bulmaya calisiyoruz.
We're trying to get a ride out to the 6.
6. Cadde'ye gidiyorduk.
Not unless you still have feelings for Dave, and you're mad at Alex'cause she lives with him now and you're subconsciously trying to sabotage them.
Dave'ye karşı hala duyguların yoksa ve Alex'e onunla yaşamaya başladığı için kızgın değilsen ve bilinçaltında onları baltalamaya çalışmıyorsan, değil.
You can and you will, because you're gonna be too busy helping Lily.
Yapabilirsin ve yapacaksın çünkü Lily'ye yardım etmekle oldukça meşgul olacaksın.
We're trying to find out what happened to Lenny Bukowski.
Lenny Bukowski'ye ne olduğunu araştırıyoruz.
We're leaving at 7 o'clock.
Saat 7'ye kadar zamanımız var.
You're good enough for Amy.
Amy'ye layıksın.
Actually, you're too good for Amy.
Aslına bakarsan, Amy'ye fazlasın.
And prove to Eli and Eddy that we're ready for crystals of our own.
Eli ile Eddy'ye, kendi kristallerimize hazır olduğumuzu kanıtlamış olacağız.
Well, you're welcome to come down to firehouse 51 anytime you'd like a tour.
İstediğin zaman 51. İtfaiye'ye gelip bir tur atabilirsin.
They're attacking JP!
JP'ye saldırıyorlar.
We don't even need these BP goons to vibe with us because we're mavericks.
BP'ye iyi bir izlenim vermemize gerek yok, çünkü biz başına buyruk insanlarız.
! Well, you're in Manchester, your brother's in Scotland, I'll move in with Leon in Chelsea.
Sen Manchester'dasın, kardeşin İskoçya'da ben de Leon ile Chelsea'ye taşınırım.
We're really busy preparing to go back to Korea, why do you have to go there to meet him?
Kore'ye gitmeden önce, kimi görmek için bu kadar yol geldin?
But... ( Sighs ) when it comes to Ivy, you're way out of line.
Ama... konu Ivy'ye gelince, sinirini aşıyorsun.
I'm putting Officers Grant and Casey on it because they're so far from the case, they don't care about it at all.
Bu davayi Grant ve Casey'ye veriyorum. Çünkü davadan o kadar uzaklar ki adamlarin umurunda bile degil.
You're looking at the new Navid Shirazi, ladies'man and club entrepreneur.
Yeni Navid Shirazi'ye bakıyorsunuz şu an. Kulüp adamı ve Kazanova.
You can eat as much as you want for the next 24 hours, and then we're sending the rest to the soldiers overseas.
Önümüzdeki 24 saat boyunca yiyebildiğin kadar ye. Sonra kalanını yurtdışındaki askerlere gönderiyoruz.
Since you're taking care of Meahri, I would have to do at least that much.
Meahri'ye göz kulak olduğun için, en azından bu kadarını yapmam lazım.
Ye-Yes, but it's how you interpret the information that counts, okay, and you're way off on this.
- E-Evet fakat yorumladığın bu özelliklere iddia denir, tamam mı ve sen bunun dışında kaldın.
You know, um... I was thinking about telling Lizzie if you're okay with that.
Şey senin için sakıncası yoksa Lizzie'ye söylemeyi düşünüyorum.
We're not gonna float this past Lizzie.
Bu konuyu Lizzie'ye açmayacağız.
Hotch, we're heading to Rossi's.
Hotch, Rossi'ye gidiyoruz. Sen de geliyor musun?
We're not gonna be able to go to Hawaii for Christmas.
Noel için de Hawaii'ye gidemeyeceğiz.
I'm putting Officers Grant and Casey on it because they're so far from the case, they don't care about it at all.
Bu davayı Grant ve Casey'ye veriyorum. Çünkü davadan o kadar uzaklar ki adamların umurunda bile değil.
This young lady here, you think you're buying clothes in dongdaemun?
Agassi'ye bak... Dongdaemun'da elbise aldığını falan mı sanıyorsun?
Wilcox, Duffle, Ellis, Wood, you're assigned to Banbury.
Wilcox, Duffle, Ellis, Wood, Banbury'ye atandınız.
You're so modest!
Çok mütevazisin... Ye hadi!
Then... Once you find it, you're going to abandon Seo Yoon Jae and go to KKJ?
Peki yüzüğü bulduğun zaman, Seo Yoon Jae'yi bırakıp KKJ'ye gelecek misin?
Then... You're not going to tell Yoon Jae about Gyung Joon?
Yani Yoon Jae'ye Kyung Joon hakkında bir şey söylemeyeceksiniz?
I'll get tormented again tomorrow! You might easily become a scapegoat if you're in the middle, so watch your mouth.
En iyisi 1. tur bitmeden Panda Kafe'ye gitmemek değil mi?
Oh, you're not going to the white party?
Beyaz Parti'ye gitmiyor musun?
Eat if you're hungry.
Acıktıysan bir şeyler ye.
We're going to set up a perimeter all the way down to 39th Street.
39. Cadde'ye kadar savunma oluşturacağız.
She's the one you're gonna see in court when Woody's brought up on a rape charge.
- Woody'ye tecavüzden dava açılınca mahkemede göreceğin kız.
We're gonna take you back to Colony Seven with us.
Bizimle birlikte Koloni 7'ye geleceksin.
If you're going to be in D.C... I'd really like you to come to my sister's rehearsal dinner.
D.C.'ye geleceksen kardeşimin düğün öncesi yemeğine gelmeni çok isterim.
Gary thinks we should keep on with the crawl because they know what we're doing, but they don't know that we know what they're doing.
Gary'ye göre barları dolaşmaya devam etmeliyiz, çünkü ne yaptığımızı biliyorlar, ama bizim onları bildiğimizi bilmiyorlar.
In return for the money, the cars, the dogs and the personal property... you're going to sign over the title of your Las Vegas home on Laramore to Lee.
Para, arabalar, köpekler ve özel eşyalar karşılığında Laramore, Las Vegas'taki evini Lee'ye bırakacaksın.
You're going to give over all the contents to Lee, estimated at $ 50,000.
İçerisindeki yaklaşık değeri 50 bin dolarlık eşyayı Lee'ye vereceksin.
We're going to Belize on our honeymoon!
Balayına Belize'ye gidiyoruz!
You're going back to Miami, right? - Yes. I can't stay.
- Tekrar Miami'ye döneceksin değil mi?
If you're so sorry, then you can eat it.
Öyleyse sen ye bunu.
They're sending you back to the Academy.
Seni Akademi'ye geri gönderiyorlar.
You take her out, you don't say shit, and if you're not back in 30 seconds, it's bye-bye, Bonnie.
Onu çıkar, tek kelime etme. 30 saniye içinde dönmezsen Bonnie'ye elveda de.
Yeah, 100 % you're going to Philly.
Yüzde yüz Philly'ye gidiyorsun.
I know most people think you're just quirky or weird, Odd... except Stormy who thinks angels fly out of your butt.
Bir çok insan senin garip olduğunu düşünüyor... Stormy'ye göre ise normalsin.
You're not going to Miami.
- Miami'ye gitmiyorsun.
You're not going to Miami!
-... Pete ile! - Miami'ye gitmiyorsun.
- They're twins. Two-in-one
- Onlar ikiz. 2'ye bir.
I just don't understand why she would plan her first date with this boy on the night that we're having Linda over, knowing full well that Linda can't come unless she babysits little Chloe.
Benim anlamadığım şey, neden ilk randevusunu Linda'yı misafir edeceğimiz gece ayarlamış? Üstelik Chloe'ye bakıcılık yapamazsa Linda'nın gelemeyeceğini iyi biliyor.