Yearbooks traducir turco
103 traducción paralela
A lot of college yearbooks with loads of pictures of him.
İçinde bir sürü resminin olduğu üniversite yıllıkları var.
Ever wonder why we hang on to these yearbooks?
Bu yıllıkları neden saklarız anlamam.
Yearbooks are forever. Look serious.
Yıllıklar bir ömür boyu saklanır, ciddi ol.
So, like, I have all these ratty stuffed animals... and yearbooks, my old retainer... all my old magic tricks.
Bir sürü çürük oyuncak hayvan, yıllık, diş telim ve sihir numaralarım var. Hepsini topladım.
Do you have any yearbooks?
Yıllığınız yok mu?
Just high school yearbooks.
Lise yıllıkları filan.
We just have to ask ourselves where yearbooks come from.
Yıllıkların nerede yapıldığını düşünelim.
Yearbooks always set you up for disappointment.
Yıllıklar hep hayal kırıklığına neden olur.
You can't recycle yearbooks, can you?
Yıllıkların geri dönüşümü var mıydı?
Here, Mr. D'Arcy. Here are all the yearbooks from my senior years in high school.
Lisede son sınıftaki yıllıklarım.
" Looking at yearbooks and pictures evokes so many memories.
Yıllıklara ve resimlere bakmak birçok anıyı canlandırır.
Be nice or you won't get your yearbooks.
Belki. - Belki?
I'll ask them to replace the missing yearbooks.
Hatalı yıllığı değiştirmelerini isteyeceğim.
Did you say there were spare yearbooks?
Yıllığı söyledin mi?
Everybody else seems so happy, signing each other's yearbooks.
Benden başka herkes mutluydu ve hepsinin yıllıkları imzalanıyordu.
WE WANT TO SELL YEARBOOKS, NOT TELL THE TRUTH.
Yıllıklarınızı satmak istiyoruz, gerçeği söylemek değil.
So, the yearbooks are out, and no one's noticed your... fleshy indiscretion.
Yıllık meselesi sona erdi ve kimse senin tombul düşüncesizliğini fark etmedi.
See, it's thinking like that that keeps yearbooks mired in mediocrity.
Lise yıllıklarının bu kadar vasat olmasının sebebi bu tarz düşünen insanlar.
Be nice or you won't get your yearbooks.
Nazik olun yoksa yıllıklarınızı alamazsınız.
WITH ALL HIS OLD HIGH SCHOOL YEARBOOKS.
Tüm eski lise yıllıklarıyla birlikte.
Here's some of my Harvard yearbooks, peruse them if you like.
Hemen dönerim. Burada Harvard yıllıklarım var.
All the paper. Clippings from high school and yearbooks and sweaters I was never gonna wear again.
Liseden kalma onca yazılar, gazete kupürleri,..
You guys, thank you so much for passing out the yearbooks for me.
Yine de giyemeyiz. Yıllığımı getirdiğiniz için sağ olun.
The minute I walk into that room, I'm suddenly gonna have to sign yearbooks, and since I'm severely crunched for time,
Oraya gelirsem yıllıkları imzalamam gerekecek. Ama vakit sıkıntısı çektiğim için klasik saçmalıklar yazacağım.
It was all of my yearbooks and this little pink blanket that my grandma had crocheted for me and...
Tüm yıllıklarım ve büyükannemin işlediği pembe battaniye ve...
YEARBOOKS TODAY!
BUGÜNÜN YILLIKLARI!
I've gone through all your yearbooks, and you and Zach never went to school with anybody named Dana.
Bütün yıllıklarını taradım, sen ve Zach hiç Dana adında biriyle aynı okula gitmemişsiniz.
- God, I love yearbooks.
Tanrım, yıllıkları seviyorum.
That'll sell some yearbooks.
Bu poz çok yıllık sattırır.
But when they looked in old yearbooks... they found out that... he used to be the dorm master.
Ama eski yıllıklara baktıklarında şunu öğrenmişler : Adam, eski yatakhane müdürüymüş.
Y'all can sign each other's yearbooks later.
Birbirinizin anı defterlerine sonra yazarsınız.
Danny, I got those yearbooks you asked for.
- Danny, istediğin yıllıklar.
I used to think that thing people wrote in yearbooks was stupid,
İnsanların yıllıklarında yazan şeylerin aptalca olduğunu düşünürdüm.
Well, we found one of his old yearbooks, and there was a reference to a special girl.
Onun eski yıllıklarından birini bulduk ve orda bahsedilen özel bir kız vardı
I brought old yearbooks - - might give us a laugh.
Ben de eski yıllıkları getirdim, belki bizi güldürürler.
Took a look at some yearbooks and school newspapers.
Bazı yıllıklara ve okul gazetelerine göz attım.
When you do get her, have her look through old Reeves High yearbooks.
Onunla konuştuğunda, Reeves Lisesi yıllığını göster.
No, they're like love letters or yearbooks or someone's ashes, they just take up space.
Hayır. Onlar da aşk mektupları, yıllıklar ya da birinin külleri gibi. Boşuna yer kaplıyorlar.
grab some yearbooks, see if you can find this "r. boreki."
Yıllıklara bakarsak R. Boreki'yi bulabiliriz
Her yearbooks, report cards, her cell number is written... and it's on my fridge.
Yıllıkları, raporları, buzdolabımda onun telefonu da yazıyordu.
Why bother me? Why look in the yearbooks to find the father of my baby?
Eski yıllıkları okuyarak bebeğimin babasının kim olduğunu öğrenmeye çalışıyorum diye mi?
Duncan, we got the yearbooks in today, and some of the staff was a little confused.
Duncan, bugün yıllıkları aldık, ve bazı şeyler biraz karışmış.
Look, we're trying to sell yearbooks.
Bak, bu yıllıkları satmaya çalışıyoruz.
Okay, I'll call the high school, get his yearbooks, see if any of his old teachers still work there.
Tamam ben liseyi arıyorum yıllıkları ve.. ... hala orada çalışan... öğretmeni var mı kontrol edicem.
RUN FOR YOUR LIFE Let me guess - you still go through your high school yearbooks?
Dur tahmin edeyim hala lise yıllıkların duruyor ve hala onlara bakıyorsundur.
You know, the detective assigned to the youth crimes task force... he keeps an up-to-date collection of all the high school yearbooks in the metro area.
Dedektif genç yaştaki suçlular için bir ekip görevlendirdi. Şehirdeki tüm liselerin güncel yıllık kayıtlarını tutuyor.
- Tanya, again with the yearbooks? Oh, my God.
Tanya, yine mi yıllıklar?
She loves to take boys up here and show them her yearbooks.
Aman Tanrım. Buraya erkekleri çıkarıp yıllıklarını göstermeye bayılıyor.
Please get all their yearbooks.
Lütfen yıllıklarını alın.
I'm looking for yearbooks.
Yıllıkları arıyordum da...
It's all in the government yearbooks.
- Bütün bunlar resmi raporlarda var.