Yma traducir turco
351 traducción paralela
To Perform Weddings.
- Yetkili Papaz Görünüşe göre Marc'a nikah kıyma yetkisi verilmiş.
- Don't commit suicide.
Sakın canına kıyma.
Say, do you grind this up before you eat it?
Söylesenize, eti yemeden önce kıyma mı yapıyorsunuz?
Go to Werner's for the meat.
Kıyma için Werner'a gidin.
I'll make mincemeat of it.
Kıyma gibi lime lime ederim.
Fix it so he doesn't walk into a meat grinder.
Kıyma makinesine girmemesini ayarla.
Jumbo, Trader, Wigwam... Mincemeat, Jubilee -
Jumbo, Tacir, Çadır, Kıyma, Jübile- -
With your permission, sir, Mincemeat.
İzninizle, efendim. Kıyma olabilir mi?
Operation Mincemeat.
Operasyon Kıyma.
The net result of Operation Mincemeat so far... seems to be that we've lost two bob.
Anlaşılan Kıyma Operasyonu sonunda sadece iki şilin kaybetmiş olduk!
- Mincemeat swallowed whole.
- Kıyma bütün olarak yutulmuş!
It's like being put through a meat grinder.
Kıyma makinasından geçmek gibi.
- I want an answer from the Boche.
- Kıyma bana! - Boche'den bir cevap istiyorum.
Welcome to the meat-grinder.
Kıyma makinesine hoşgeldiniz.
Do you want to run the jury through a meat grinder so they're all the same?
Ne yapmak istiyorsunuz? Hepsi aynı olsun diye jüriyi kıyma makinesinden mi geçireceksiniz?
Do you see how I could have minced you up if I wanted to?
İstersem seni nasıl kıyma yapacağımı gördün.
- I've been through a meat grinder.
- Kıyma makinesinden geçmiş gibiyim.
- Spare a dying man.
- Lütfen ölen adama kıyma.
That engine's rated at 2,000 horsepower... and if I was ever fool enough to let it get started... it'd shake your patched-up pile ofjunk into a thousand pieces... and cut us up into mincemeat with the propeller.
Bu motor, 2,000 beygir gücünde dönüyor şimdiye kadar çalıştırmamış olmanız tek akıllı tarafınız bence... Çalıştırır çalıştırmaz, pervane param parçaya ayrılacaktı. Motorun pervanesi bizi kıyma gibi doğrayacaktı.
Since the days of the first wooden vessels, all shipmasters have had one happy privilege. That of uniting two people in the bonds of matrimony.
Ahşap gemilerin zamanından beri, kaptanların bir çifte nikah kıyma yetkileri vardır.
- Spare them. - One because you ask me.
- Kıyma onlara.
Life isn't a love-in, it's the dishes and the orthodontist... and the shoe repairman... and ground round instead of roast beef.
Hayat ilan-ı aşk değil. Bulaşıklar, diş hekimi ayakkabı tamircisi et yerine kıyma.
You get mince.
Kıyma al.
I will tear her into pieces.
Onu bulunca, kıyma gibi doğrayacağım!
Spare me.
Kıyma bana.
No, let go of me.
Hayır, kıyma bana.
Spare me, killer.
Kıyma bana, katil.
She's doing the chopping.
Kıyma doğruyor.
One woman ordered pork and veal mince and I thought :
Kadının biri domuz etiyle dana kıyma aldı. Ben de düşündüm ki :
They'll jump us to pieces!
Bizi kıyma gibi doğruyacaklar!
NOT WHEN THEY GET YOU ALONE.
Anneler, parmakları kıyma makinesine sokar.
He put bloody mince in it.
O, içine lanet kıyma koymak.
Dave Freeland just got his papers from the Universal Life Church, so he could say the words.
Dave Freeland, Evrensel Yaşam Kilisesi'nden nikah kıyma yetkisi aldı, yeminlerimizi o okuyabilir.
Mincemeat of sorts.
Bir çeşit kıyma.
You have notary and registrar power to perform a marriage ceremony?
Nikâh kıyma yetkisine sahip misiniz?
Don't shoot me.
Kıyma bana.
He'll chop you up.
Seni kıyma yapar.
If he testifies, he's chopped meat.
Eğer tanıklık yaparsa kıyma olur.
He's gonna make mincemeat out of these bozos.
Bu adamları kıyma yapacak.
Just exactly when do we get to the "mincemeat" part, Frankie?
"Kıyma" kısmını tam olarak ne zaman göreceğiz Frankie?
When the Swede gets out of the brig, this sucker is dead meat!
İsveçli diskodan çıkınca, bu herifi olacak kıyma!
- I'll make mincemeat of him!
- Onu kıyma yapacağım!
Within a year the giant mincer will descend from the sky... the sun reflecting from its silver bits... and no army on earth will be able to stop... the noddy-burger machine!
Bir yıl içersinde büyük kıyma makinesi gökyüzünden inecek güneş, gümüş parçalarına çarpıp ışıldayacak ve hiçbir ordu, bu "ahmak-burger" makinesini durduramayacak!
A little spaghetti and meat sauce.
Biraz spagetti ve kıyma sosu.
So you cooked up a story and dropped the six of us in a meat grinder.
Ve bir hikaye uydurup altımızı bir kıyma makinesine attın.
Baldrick, you're mincemeat!
Baldrick, seni kıyma yapacağım!
One, thou shalt not kill.
Bir ; hiçbir şekilde cana kıyma.
If it should rain one night
... koyu tenli veya açık çiğ külbastı yapmak için hepsini yaparlar kıyma Johnny'nin viskisi hep sıcaktı... ... ve Jimmy asla ısınamazdı Georgie tutardı ellerinden...
- An unfamiliar race - Dark or fair of face They just might chop them up to make their steak tartare
... koyu tenli veya açık çiğ külbastı yapmak için hepsini yaparlar kıyma John gömüldü ve Jimmy öldü Georgie'yi vurdular talan yaptı diye ama kan halen kırmızı ve devam ediyor orduya asker alımı askerler yaşarlar topların gürültüsünde Ümit Burnundan Cooch Behar'a kadar bir gece yağmur altında çıkarsa karşılarına farklı bir ırk koyu tenli veya açık çiğ külbastı yapmak için hepsini yaparlar kıyma...
- Mincemeat?
- Kıyma mı?
He put mince in it.
O, içine kıyma koymak.