You'd know that traducir turco
6,979 traducción paralela
I'd really like you to know that before you go.
Gitmeden önce bunu gerçekten bilmeni istedim.
I know it's been really rough, and if I were in the same place, I can't say that I'd feel any differently, but it's hard for me to believe that he didn't truly care about you.
Zor zamanlar geçirdiğini biliyorum ve senin yerinde olsam farklı düşüneceğimi söyleyemem ama sana değer vermediğine inanmak bana oldukça zor geliyor.
What if your future wife is somebody that you already know?
Ya müstakbel karın çoktan tanıdığın birisiyse?
You know, if you didn't cake all that shit on your face, you'd be a pretty girl.
Suratına bu kadar bok püsür sürmeseydin güzel bir kız olabilirdin, biliyor musun?
You know, you doing all that for my dad, making a plan and having his back... that's best buddy stuff.
Yani bunların hepsini babam için yaptın plan yapıp arkasını kolladın. Bunlar en iyi arkadaşın yapacaklarıdır.
Well, you know, I know we haven't really talked about this, but I want you to know that your father and I, we'd like to help you, if you want to leave Texas.
Bu konuyu konuşmadık ama bilmeni isterim Teksas'tan gitmek istiyorsan babanla sana yardımcı olmak isteriz.
And I understand that we are never gonna be, like, girlfriend-girlfriend or whatever, but I thought, you know, maybe you'd at least be friendly... civil.
Bizim artık, sevgili gibi bir şey olamayacağımızı anlıyorum ama en azından bana karşı iyi davranırsın sanıyordum. İnsan gibi.
I think what you'd like to know is what time I left the house, which was around 9 : 00, right after I told Annalise that Sam knew Lila was pregnant.
Evden ayrıldığımda saat dokuz sularıydı. Annalise'e, Sam'in Lila'nın hamile olduğunu bildiğimi söyledikten hemen sonra.
I didn't know if you'd be able to make it, so I came so I could report everything that happened.
Gelebileceğinizden emin olamadım bu yüzden olan biten her şeyi size anlatabilmek için geldim.
I don't dress up nice for just anyone, except for like a prom date or something like that you know...
Balo gibi bazı şeyler dışında, birileri için güzel giyinmiyorum bilirsin işte...
Having said that, I'm aware that not everyone in there doing a class wants to feel like they're doing it to an audience, so, you know, I just think we'd have to be really mindful
Hazır bunu söylemişken, herkesin tek aynı yerde ders yaparken dışarıdan izleniyormuş gibi hissedeceklerinin farkındayım.
And I wouldn't... I wouldn't let myself get into that situation again, you know, but... I'm really thankful that I got to know her'cause I think she's a really... she's a really special chick, you know.
Kendimi tekrar bu duruma sokamazdım ama onu tanıdığım için gerçekten şanslıyım çünkü bence o gerçekten çok özel bir hatun.
I know, Kat told me the same thing, you know, like, - that I should go out and get some bimbo. - Just someone who's nice to you.
Kat de bana aynısını söyledi dışarı çıkıp sürtük bulmalıymışım.
You still know that guy on staff at Hollygrove?
Hollygrove'da çalışan tanıdığın var mı?
In that case, I bet you'd love to know what Jason Hood's last words were.
O zaman Jason Hood'un son sözlerini duymayı çok istersin bence.
You know, when the government gave the networks the airwaves... it was with the stipulation that... they'd be used in some capacity for the public good.
Devlet, yayın ağlarına yayın araçları verdiğinde bir dereceye kadar kamu yararı için kullanılmaları şartıyla vermişti. Bu da haberlerdi.
But, you know, since we've been to the diner a lot, I figured that maybe I'd take you to the mall.
Yani biz kahvaltıcıya çok gittik, o zaman seni alışveriş merkezine götürebilirim diye düşündüm.
Married, he tells me after three hours, so that was a waste of time, but d'you know what he said, right?
Evliymiş ve bunu 3 saat sonra söyledi, yani zaman kaybı... Ama ne dedi biliyor musunuz?
And you say you know the prisoner? Yes, that's right.
- Yani mahkûmu tanıdığını mı söylüyorsun?
You know, he'd really talk to me. Having... having some kind of a relationship with them, that's what saved me.
Onlarla kurduğum bu ilişki, beni kurtaran bu oldu.
I want you to know that I've talked to the D.A., and he absolutely will not sign off on any commitment papers.
Bilmeni isterim ki, savcılıkla görüştüm hiçbir şekilde vasi ataması gerçekleşmeyecek.
So listen, um, considering that you're going to be unemployed somewhat soon, I was wondering you'd given any thought to maybe, I don't know, moving back to New York.
Dinle artık işsiz olacağını düşünürsek merak ediyordum hiç düşündün mü, belki bilmiyorum New York'a geri dönmeyi?
( laughs ) : Because you're the only person I know that would do something like this.
Çünkü böyle bir şey yapacak tanıdığım tek insansın.
How many couples who were married, that you know, had an awful divorce?
Tanıdığın çiftlerden kaçı berbat bir boşanma yaşadı?
That out of the way, as many of you know, I've spent years searching for the true identity of my birth father.
Bunun dışında, bir çoğunuzun bildiği gibi yıllarımı gerçek babamı bulmak için harcadım.
You think you're a genius, but we all know that without your father's millions you'd never be anything.
Kendini dâhi sanıyorsun, ama hepimiz biliyoruz ki babanın milyonları olmasaydı hiç bir yere gelemezdin.
Well, you wouldn't have to worry about that with me'cause I don't even know where you'd find battery acid.
Bu konuda benimle ilgili endişelenmen gerekmezdi çünkü nereden akü asidi bulunur onu bile bilmiyorum.
You know, I cannot help thinking - if I had not been so... timid that night, and I'd given your sister that stupid note about the medal box, would we... would you still...?
Elimde olmadan düşünüyorum. O gece o kadar ürkek olmasaydım ve madalya kutusu hakkında olan o aptal mektubu kız kardeşine verseydim biz... sen hala...
Do you know something, this is going to hurt, but I will never lie to you because the truth is, the real truth is, that if you'd wanted her that badly, bugger the Empire,
Canını yakacak bir şey duymak ister misin? Sana asla yalan söylemem çünkü gerçek, asıl gerçek şu ki o kızı deli gibi sevseydin imparatorluğu, parlak kariyerini bir kenara bırakır ve o kızın kollarına koşardın.
I figured she'd be in hog heaven now that, you know, you and Deacon are able to be together and everything.
Şu an mutlu diye düşünüyordum, yani bilirsin sen ve Deacon sonunda birliktesiniz falan.
I know that if you're some kid who comes here from Central America, they'd rather ship you out than show you compassion.
Biliyorum ki buraya Orta Amerika'dan gelen çocuklar olsanız merhamet göstermek yerine sizi geri yollarlar..
How'd you know to tell him about that house?
- Ona anlattığın evi nereden biliyorsun?
If I didn't know you better, I'd say that sounded pretty cowardly.
Seni tanımasam korkaklık yaptığını söylerdim.
I know enough to know that I'd rather have you operating on me with a spoon.
Onun yerine senin, beni kaşıkla ameliyat etmeni tercih edeceğim kadar tanıyorum.
Well, you know what, you tell her it's not like that, and then you violate her ass out the door.
O zaman ona meselenin öyle olmadığını söyler sonra da kapı dışarı edersin.
Okay, well, in order to fire her without getting sued for harassment, you'd have to fire the entire support staff, and you and I both know that that's never going to happen.
Neyse, taciz yüzünden davalık olmadan onu kovmanın tek yolu bütün santral ekibini kovmak ve ikimiz de bunun olmayacağını biliyoruz. Bütün yardımcı elemanlarımızı kovmuyoruz.
And look, I need you to know that I know this is irrational.
Bunun mantık dışı olduğunun farkında olduğumu bilmelisin.
So as long as I didn't know the truth, you were fine with using me, making me feel like you cared about me, but... now that I know the truth, you'd prefer to dump me, move on and use someone else?
Gerçeği bilmeseydim, beni kullanmanda sorun yoktu beni önemsiyormuşsun gibi hissettirdin ama artık gerçeği biliyorum diye beni bırakmayı seçiyor ve başkasını kullanmayı mı istiyorsun?
I know that if it was you that had fainted just before you were to marry me, oh, dear, I'd be absolutely sure that you hated me and that you didn't want anything to do with me.
Evlenmeden önce bayılan sen olsaydın benden nefret ettiğini ve benimle birlikte bir şey yapmak istemeyeceğini düşünürdüm.
You are the biggest fool that I know.
Sen tanıdığım en büyük aptalsın.
I don't know exactly what happened to you in that... rich kid orphanage of yours, but you came out the other side clean.
Senin zengin çocuk yetimhanende,... tam olarak ne oldu bilmiyorum. Ama dışarı tertemiz çıkmışsın.
Well, if you know Vincent, you'd know he's smarter than that.
Vincent'i tanıyorsan bundan daha zeki olduğunu da biliyorsundur.
If you had gaydar, you'd know that Nick loves the cock.
Zaten çalışsaydı, Nick'in ne kadar yarrak meraklısı olduğunu bilirdin.
( Whooping ) You know, I told them if they put that clumsy, fatass Craig on defense we'd blow the game and what do they do?
Biliyor musun, onlara o hantal, şişko Craig'i defansa koymamalarını söyledim, peki onlar ne yaptı?
'Cause if you did, you'd know that you are just a small part of it.
Çünkü eğer bilseydin senin, bunun sadece küçük bir parçası olduğunu bilirdin.
Well, I don't know what's been going on with him lately apart from a recent wardrobe change but one thing that hasn't changed is he needs you guys.
Kıyafet değişikliği dışında ne var ne yok bilmiyorum ama değişmeyen bir şey varsa o da size ihtiyacı olduğu.
Look, I understand that you guys aren't exactly wired for empathy, but you need to know that I've been tasked by the Secretary of State to stave off nuclear...
Bakın siz pek empati kuracak tipler değilsiniz anlıyorum ama şunu bilmeniz lazım ki Amerika Dışişleri Bakanı tarafından görevlendirildim. Beni dinliyor musunuz siz?
Oh. But, then, you know, I started to realize that there was... you know, there's more out there in the world.
Ama sonra işte dışarıda çok daha fazlasının olduğunun farkına vardım.
You know that privilege doesn't extend to P.I.s, so if you'd like to add obstruction to your...
Bu ayrıcaklıklar özel dedektifleri kapsamaz bu yüzden eğer bize engel olmak istiyorsan...
And if you had actually run background checks, you'd know that.
Sabika kaydi arastiriyor olsaydınız bunu bilirdiniz.
Carol, you know we would never have done that stuff if we'd known Phil was married.
Carol, Phil'in evli olduğunu bilseydik böyle yapmayacağımızı biliyorsun.
you'd know 93
know that 57
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
know that 57
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19