English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You'd say

You'd say traducir turco

10,734 traducción paralela
Why did she say you'd hurt Mom?
Neden anneme zarar verebileceğini söyledi?
What are you trying to say?
– Tek başına taşıdığın çocukluk anılarını Bay Cha'yla paylaşamaz mısın? – Ne söylemeye çalışıyorsun?
Yes, Louis, because I work for you now, and I'd like to tell you to stop questioning whether I'm gonna change my mind, but we both know that's never gonna happen, so instead, I'll say... you need to talk to me about it when it does.
- Evet Louis. Çünkü artık sana çalışıyorum. Fikrimi değiştirecek miyim diye sorgulamayı bırak diyorum.
Well, you know, uh, this cul-de-sac's pretty full, but there are a lot of great houses on the outskirts of town.
Bu sokak dolu sayılır ama şehrin dış mahallelerinde harika evler vardır.
She'd say she'd... rather lie awake together than... than to sleep without me there, you know.
Bana hep sensiz uyumaktansa seninle uyanık kalırım daha iyi derdi.
Off the record, or, you know, just sort of say what we're working on.
Kayıt dışı olarak. Üzerinde çalıştığımız şeyler hakkında.
Somebody told me that you were gonna say that I'd have bet every damn dime that they were wrong.
Bak, eğer birisi bana senin bunu söylediğini söyleseydi yanıldıklarına dair her türlü bahse girerdim.
So what'd Julia say, anyway? To make you punch the door like that?
Julia kapıya yumruk atmanı sağlayacak ne söyledi peki?
I monitor all communication in and out of the dome, so you talk to me until I say otherwise.
Kubbe'nin içi ve dışındaki bütün iletişimi ben izliyorum. O yüzden aksini söyleyene kadar benimle konuşun.
I never thought I'd say these words : You have to put Gina in touch with Pam Grier.
Bu sözleri söyleyeceğim aklımın ucundan dahi geçmezdi ama Gina'nın Pam Grier'le buluşmasını sağlamalısınız.
So, I mean, I hate to say this,'cause I like you, but... if I were you, I'd come clean.
Bunu söylemekten nefret ediyorum. Çünkü seni severim. Ama...
I heard you say in the cul de sac that you hate my guts.
Dışarıda söylediklerini duydum, benden nefret ettiğini.
Let me just take a moment to say how proud I am of everything you've done with your life since I knew you as a student.
- Öncelikle seni öğrenci olarak tanıdığım günden beri yaptığın şeylerden ne kadar gurur duyduğumu söylemek istiyorum.
I'd say you have your answer. Which brings me to my next concern.
- Bu da konuyu diğer endişeme getiriyor.
You're sure you want to say goodbye to everything that you've known?
Tanıdığın her şeye veda etmek istediğine emin misin?
I'd be lying to you to say
Sana söylemiştim.
Given your record, I'd say you're looking at five to 10.
Siciline bakarak söyleyebilirim ki beş ila on yıl içeride kalırsın.
Tell her about this meeting, and, when you do, say that Cousin Violet would have kept the rest of us away if she could.
Ona bu toplantıdan bahsedin ve bahsederken Kuzen Violet'in eğer yapabilse geri kalanımızı işin dışında tutacağını söyleyin.
I guess you could say I acted before I had all the data.
Sağ Beni yanlış olmasıdır.
Well, if you were, I'd say he's a sweet guy
Yerinde olsaydım, aslında tatlı bir çocuk,
You want me to go outside to say fuck?
Sikti attı demek için dışarı çıkmamı mı istiyorsun?
Pray they find him and he has this flash drive you say is so valuable.
Onu ve sözünü ettiğin şu flash belleği bulmak dua etmekten çok daha hayırlıdır.
What'd you say to them?
Sen onlara ne söyledin?
If I didn't know better, I'd say you were suffering from a serious medical condition.
Aslını bilmesem, ciddi bir tıbbi durumdan dolayı acı çekiyorsun sanırdım.
If I didn't know better, I'd say you were suffering from a serious medical condition.
Aslını bilmesem, ciddi bir tıbbi durumdan acı çektiğini söylerdim.
You know, he'd say anything.
Her şeyi söyleyebilirdi.
Did you hear me say anything out of the ordinary?
Olağan dışı bir şey söylerken beni duydun mu?
I can't say you're the last person I expected to wake me up, but you'd make the short list.
Beni uyandırmasını beklediğim son insan bile değildin, ama kısa listeme yazıldın.
I never thought I'd say these words... But I need you...
Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama sana ihtiyacım var.
Why'd you say it like that?
Neden o şekilde dedin?
What'd you say?
Ne dedin?
Why can't you just say, "I'd love to spend more time with you."
İkiniz de'seninle daha çok vakit geçirmek istiyorum, ne zaman olur?
So what'd your dad say when you showed him the picture?
Fotoğrafı babana gösterdiğinde ne dedi?
What'd you say about my punches?
Yumruklarım hakkında ne demiştin?
Well, I think I speak for all of us when I say we'd love to have you in our group of girlfriends.
Hepimiz adına, seni kız arkadaşlar grubumuza katmayı çok isteriz derim. İnanamıyorum!
Yeah, I figured you'd say that.
- Evet, böyle diyeceğini biliyordum.
I needed to ask you something, but I didn't want to because I knew you'd say yes.
Sana bir şey sormam gerek ama sormak istemiyorum. - Çünkü evet demen gerek.
You've moved round the corner, just thought you'd say hello.
Köşeye yeni taşındın ve selam vermek için uğradın.
- I'd like to hear you say the words.
Şu kelimeleri sizden duymak istiyorum.
JUDGE : I'd like to hear you say the words.
Kelimeleri sizden duymak istiyorum.
Did I ever say I'd protect you?
Ben sizi korurum mu diyorsun?
I was hoping you'd say that.
Bunu söylemeni umuyordum.
You took this case without running it by me, And you did it because you knew i'd say no.
Bu davayı bana sormadan aldın çünkü hayır diyeceğimi biliyordun.
Maybe they're right, but it doesn't stop you from wanting to punch them in the face every time they say it.
Belki haklıdırlar, ama bu seni suratlarının ortasına yumruk atmayı istemekten alıkoymaz.
I'd say, "Shouldn't you be at Louis's desk?"
Ben de "Louis'in ofisinde olman gerekmiyor muydu?" derdim.
From the looks I'd say you boys are doing some pretty nice work around here.
Görünüşe bakarak sizin burada çok güzel işler yaptığınızı söylerdim.
So, if you see the person who assaulted you there, if they're depicted in it, you can pick them by number.
Sana saldıran kişiyi görürsen içlerinde yüzü tanıdık gelen olursa sayısına göre seçebilirsin.
What'd you just say?
Az önce ne dedin?
I'm just saying, I don't like to hide things... and I'd prefer it if you could contain it, at least when we're in public because, that way, I... Or should I say "we"
Sadece bazı şeyleri saklamaktan hoşlanmadığımı söylüyorum..... ve eğer yapabiliyorsan bunu kontrol altına almanı tercih ederim, en azından dışarıda, başkalarının yanındayken çünkü, bu şekilde ben... ya da "biz" mi demeliyim
AND IF EVEN ONE SMALL THING WAS OFF, LIKE, SAY THIS COFFEE HAVING THE SAME TASTE AND TEMPERATURE AS THIS CEREAL, YOU'D KNOW RIGHT AWAY THAT SOMETHING WAS TERRIBLY WRONG.
Eğer ufacık bir şey bile mesela bu kahve gibi... farklı tadı verince ve bu mısırın sıcaklığı derhal bir şeylerin çok yanlış olduğunu anlarsınız.
I'd say, "You're welcome," but it was Chief Taylor who moved your victim to the front of the line.
Bir şey değil derdim ama kurbanınızı ilk sıraya geçiren Şef Taylor'dı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]