You'll be gone traducir turco
618 traducción paralela
Starting tomorrow, I'll be gone from your world for a week. Aren't you worried about that?
Yarından itibaren bir haftalığına dünyandan uzaklaşacağım, endişelenmiyor musun?
There'll be plenty of time to sleep... when you're gone.
Gittiğinde uyuyacak çok zamanım olacak.
How long'll you be gone, Coleman?
Geri dönmen ne kadar sürer, Coleman?
smith : You'll be here a long time after she's gone.
Bayan gittikten sonra da kök salarsınız.
Not with him gone. - But you'll be all alone in Switzerland.....
- Ama İsviçre'de yalnız olacaksın...
Maybe you'll be interested to know your bag is gone.
Belki bavulunuzun kaybolmuş olması sizi ilgilendirir.
- You'll be gone by then
- Yarına gitmiş olursun.
Then I'll count to 10, and when I take my hand down... you will be gone.
Ona kadar sayacağım, gözlerimi açtığımda gitmiş olacaksınız.
I'll probably be gone before you get home tonight.
Bu gece sen eve dönmeden önce ben gitmiş olurum.
We'll go now while they're still asleep... and in the morning, when they find their guns... you and I and Boy will be gone.
Onlar uyurken gidelim. Sabaha onlar silahlarını bulduklarında... sen, ben ve Oğlan gitmiş oluruz.
You sleep while I'm gone, and rest so you'll be better tomorrow.
Ben yokken uyu ve dinlen yarın daha iyi olacaksın.
He'll be very glad to see you, but... he's gone out to the golf course on business.
Sizi gördüğüne çok sevinir fakat iş için golf sahasına kadar gitti.
I bet you he'll be gone by the time we get back.
Eminim biz döndüğümüzde gitmiş olacaktır.
It'll be the first time you've gone in without it.
İlk kez onsuz gideceksin.
If you slip, that'll be three gone.
Eğer kayarsa, üç kişi birden gider.
Do you have any idea how long you'll be gone?
Ne kadar süre uzakta olacağına dair bir fikrin var mı?
There'll be a terrific scandal. Georgie, have you gone crazy?
- Delirdin mi sen?
Of course I'm really here, and I'll still be here when you've packed up and gone.
Elbette, gerçekten burdayım. Sen eşyalarını toplayıp gittiğinde de burada olmaya devam edeceğim.
I'll be callin'on her after you're gone.
Sen gittikten sonra onu arayacağım.
You'll be gone a while, then.
Öyleyse, bir süreliğine gidiyorsun.
You know I'll be back as soon as it's gone.
En kısa sürede, şu işler bitince sana döneceğimi biliyorsun.
Now you be a good girl while I'm gone, or I'll bash your pretty little head in for you.
Şimdi, ben yokken iyi bir kız ol, yoksa güzel kafanı pataklarım.
You'll be gone!
Sen gitmiş olacaksın!
We'll be gone before midnight and there's no harm intended toward any of you.
Gece yarısından önce gitmiş oluruz ve size bir zarar vermek gibi bir niyetimiz yok.
When you wake up in the morning, I'll be gone.
Sabah uyandığında, ben gitmiş olurum.
You'll probably be gone when I get back.
Sen gidene kadar dönebileceğimi sanmıyorum.
I can hit you to show you how good you are, and tomorrow I'll be gone.
Sana vurursam değer vermiş olurum. Oysa yarın buralarda olmayacağım.
Any idea how long you'll be gone?
Ne kadar kalacaksınız?
I'll be gone in a minute, but I was longing for you!
Hemen gitmem gerek ama seni görmeden yapamadım!
By the time they find you, I'll be long gone and hard to find.
Seni buldukları anda ben çoktan kaybolmuş olacağım.
I promise you, they'll be gone within a week.
Söz veriyorum bir haftaya gitmiş olacaklar.
No, thank you, I think, I'll wait until after you're gone... so there won't be any drafts.
Hayır sanırım siz gidene kadar bekleyeceğim cereyan falan olmasın.
What do you suppose it'll be like here next Christmas when we're gone?
Seneye biz gittikten sonra burada Noel nasıl olacak dersiniz?
Well, son, while I'm gone, you'll be the man of the house.
Evlat, ben yokken evin erkeği sen olacaksın.
No doubt you'll be quite well fixed after he's gone.
Kuşkusuz o öldükten sonra durumun oldukça iyileşecek.
Don't be gone too long or you'll miss the hanging.
Uzun süre ayrı kalma yoksa asıImayı kaçırırsın.
And all the time I'm gone, I'll be loving you more.
Burada olmadığım sürece, seni daha çok seviyor olacağım.
It'll be lonely with you gone
Gittiğinde yalnızlık seninle olacak.
You'll be gone how long?
Ne kadar süreliğine gideceksin?
Don't you worry, we'll be gone by then.
Merak etmeyin, bir yolunu buluruz.
It'll be right with us again... when he's gone, Hester. You'll see.
O gittiği zaman, yeniden bizimle olacaksın Hester.
Now if you just pay me, I'll be gone.
Şimdi eğer ödemenizi yaparsanız, gideceğim.
Yes, now- - Now, with Lars gone, you'll probably be hiring another sailmaker, right?
Evet, artık... artık Lars olmadığına göre,... başka bir yelkenci tutacaksınız, değil mi?
When I come back you'd better be gone or I'll call the police.
Döndüğümde gitsen iyi olur yoksa polisi çağırırım.
Before anyone even notices that you are gone. We'll be far away.
Onlar senin yokluğunu fark edene kadar, biz çok uzaklarda olmuş olacağız.
You just sit tight a couple of hours, and then we'll be gone.
Birkaç saat sessizce oturun, Sonra gideceğiz.
With God's help my leg will heal before you can say "amen" and I'll be gone.
Tanrı'nın yardımıyla bacağım iyileşecek ve bir an önce buradan gideceğim.
If you mistrust me, I'll be gone, my lord.
Bana güvenmiyorsanız hemen giderim lordum.
Now, then take this, burn it up, and when it's all gone... you'll be Stanley Moon again... short order chef, Caucasian, 28, male.
Şimdi bunu al ve yak. Tamamen yok olunca yine Stanley Moon olacaksın. Lokanta aşçısı, beyaz, 28 yaşında, erkek.
If you have any objections, you'd better raise them soon because in exactly four hours we'll be gone.
İtirazınız varsa hemen söylemeniz gerekiyor çünkü dört saat sonra gideceğiz.
- How long do you think they'll be gone?
- Sence ne kadar kalacaklar?
you'll be fine 927
you'll be okay 222
you'll be alright 46
you'll be late for school 19
you'll be missed 18
you'll be all right 377
you'll be late 57
you'll be surprised 28
you'll be safe 116
you'll be sorry 73
you'll be okay 222
you'll be alright 46
you'll be late for school 19
you'll be missed 18
you'll be all right 377
you'll be late 57
you'll be surprised 28
you'll be safe 116
you'll be sorry 73