You'll be happy traducir turco
1,467 traducción paralela
But I'll be more than happy to help you with a few pointers on "your" game.
Ama ben size yardım ederim.
Dear Tina, I'm so happy you replied, Now we'll always be friends
Sevgili Tina. Cevabını aldığıma çok sevindim. Biz hep dost olarak kalacağız.
Then you'll be happy because it'll be smarter than me, too!
Artık mutlu olursun. çünkü benden daha zeki de olur!
I'm sure you'll be very happy. - Yes! Right, Jerry?
- Çok mutlu olacağınızdan eminim.
There was a scout from America there today, and he's offered me a place at a top university with a free scholarship and a chance to play football professionally, and I really want to go, and if I can't tell you what I want now, then I'll never be happy, whatever I do.
Bugün orada Amerika'dan bir gözlemci vardı. Ve bana en iyi üniversitelerden birinde oynamam için teklifte bulundu. Burs teklif etti ve profesyonel futbol oynamam için bana şans tanıdı.
You'll be happy and have lots of kids?
Mutlu olacaksınız ve bir çok ta çocuklarınız olacak, öyle mi?
Do you think we'll be happy in Fiji?
Fiji de mutlu olacağımızı düşünüyor musun?
And I'll be happy to get back to you myself.
Size bizzat geri dönmekten mutluluk duyacağım.
- You'll be happy to know that I just got off the phone with her.
- Onunla telefonla konuştum bu seni mutlu eder.
You'll be happy.
Buna sen de sevineceksin.
I'm sure you'll find someone you could be happy with.
Eminim birlikte mutlu olabileceğin birini bulacaksın.
We'll be happy to drop anywhere you like
İstediğiniz herhangi bir yere bırakmaktan mutluluk duyarız.
You'll be happy just hearing her voice.
Sadece sesini duymak bile çok hoşuna gidecek.
You'll be very happy with him
Onunla çok mutlu olacaksınız.
As soon as this is over, I'll be happy to sit down and tell you my side of the story.
Bu biter bitmez oturup hikayeyi kendi tarafımdan anlatmaktan memnun olurum.
Well, as soon as you've officially eliminated the possibility of Agent Bristow as a suspect, I'm sure he'll be quite happy to assist in your investigation.
Ajan Bristow'u resmi olarak şüpheli listesinden çıkarınca araştırmada size yardım etmek isteyeceğinden eminim.
Follow these rules and you'll be a happy part... of the Double Meat family for a long time.
Bu kuralları uygulayın ve uzun bir süre Doublemeat ailesinin mutlu bir üyesi olun!
You'll be happy to know that there were no long-distanced calls made on your cell phone.
Telefonunuzdan şehirlerarası görüşme yapılmamış.
I'll come back with something you'll be very happy with.
Mutlu olacağınız bir şeyle geri geleceğim.
I'll be happy to give you a quick lesson.
Size bir ders vermekten mutluluk duyacağım.
You'll be happy to know I moved the Captain's chair down to Engineering.
Bunu duyduğuna sevineceksin Kaptan koltuğunu tamir ettim.
You'll be happy to know that you're now free of any microbes or parasites.
Buna sevineceksin Üzerinde mikrop ve parazit kalmadı.
I'll trust you... and we'll both be happy.
Sana güveneceğim... ve her ikimiz de mutlu olacağız.
Soon as we're done here, we'll be happy to fetch'em with you.
Sonunda hepimiz burdayız, Sizinle onları gidip getireceğimiz için mutlu olacağız.
Then you'll be really happy to have the ones you have left.
Bunları bulunca çok sevineceksin. Şimdi kâğıtlar.
You'll be happy to know, I'm throwing away an egg carton which would be a wonderful organizer for my pills.
Haplarım için harika bir kutu olabilecek bir yumurta kutusunu attığımı bilmek seni mutlu edecektir.
WELL, YOU'LL BE HAPPY TO KNOW THAT EVEN A GLUTTON FOR PUNISHMENT EVENTUALLY GETS HIS FILL.
Bir ceza arsızı için bile sınırın çoktan aşıldığını duymak hoşuna gidecek sanırım.
Turk, you'll be happy you picked me to co-write this study.
Turk, bu dersi birlikte yazmak için beni seçtiğine çok mutlu olacaksın.
You'll be happy to know that I did everything for my patient that you did for yours.
Sizin hastanıza yaptıklarınızın aynısını, benim hastama yaptığımı duyduğunuza memnun olacaksınız.
Well, you'll be happy to know Malibu Stacy's fine.
Malibu Stacy'nin iyi olmasına sevineceksiniz.
You'll be happy to hear LexCorp has secured the contract... for the preservation of this entire area.
Lex Şirketi'nin buranın korunma kontratını imzaladığını duymak seni sevindirecektir.
Next time, I'll be happy to forget about the car... and go to whatever figurine... quilting, macramé, man-killing thing you want to do.
Bir dahaki sefere arabaları unutacağım ve... seninle heykelciliğe... yorgancılığa, makromeye, istediğin işkenceye seve seve geleceğim.
I'll be happy to run his DNA again for you. But I don't have to tell you what a long shot it is. I mean, it came up a perfect match.
Bak, senin DNA testini yeniden yaptırmaktan mutlu olurum... ama bunun ne kadar uzun süreceğini söylememe gerek yok.
I love happy endings do you think I'll be happy?
Mutlu sonlara bayılırım. Ne dersin, sence mutlu olacak mıyım?
Of course You'll be happy forever!
Elbette ki, ömür boyu mutlu olacaksın.
You'll be happy to know that someone from New York named Rosa called last night with great news about your job.
New York'tan Rosa adında birisinin dün akşam aradığını ve işin hakkında harika haberler verdiğini bilmek seni sevindirecektir.
If you wanna pull the car over, I'll be more than happy to kill us out in the middle of nowhere.
Benden araba kullanmamı istemektense onu çekmemi istesen daha mutlu bile olurum.
You'll be most happy with me.
Benden memnun kalacaksınız.
So, you'll be happy to know you got a perfect score.
Bilmek istersen, mükemmel bir puan aldın.
You can go buy yourself a very nice clean used car... move someplace where you'll be happy... get a job, a girlfriend.
Gidip kendine temiz, kullanılmış bir araba alırsın. Mutlu olacağın bir yere taşınırsın. Bir iş, bir sevgili bulursun.
Jeez, you'll be so damn happy you won't want to sue me.
Tanrım, beni dava etmeyi istemeyecek kadar mutlu olursun.
You'll be so relaxed and happy... that your heart will forget to beat.
O kadar gevşeyip mutlu olacaksınız ki... kalbiniz çarpmayı unutuverecek.
You can be a happy fella Someone throw me that umbrella
Mutlu olabilirsiniz, Ama akıllı olmalısınız.
- Sure, honey, just tell me what you want first, so as I can write it down and then I can lend it to you, that way we'll all be happy.
- Tabi, tatlım, sadece öncelikle ne istediğini söyle bana, ben de not alayım ve sonra sana kalemimi ödünç verebilirim böylece herkes mutlu olacaktır.
- You'll be happy there.
- Orada mutlu olursun.
And if you don't like it, you can all go fuck yourselves you twisted motherfuckers! " then I'll be happy.
ve bunu sevmiyorsanız, gidip kendinizi becerebilirsiniz sizi sapık onun bunun çocukları! "... dedirtebilirsem... o zaman mutlu olacağım
Oh, how happy you'll be
Oh, ne kadar mutlu olacaksın
Yes, we'll all be happy to see you.
Evet, seni görmek hepimizi mutlu eder.
At first, you'll be happy so you won't tell.
İlk önce, mutlu olacaksın ve anlatmayacaksın.
That I'll be happy if you leave?
Gittiğinde mutlu olacağımı mı?
If you're like me, you'll be happy
Benim gibi olursan, mutlu olursun.
you'll be fine 927
you'll be okay 222
you'll be alright 46
you'll be late for school 19
you'll be all right 377
you'll be missed 18
you'll be safe 116
you'll be surprised 28
you'll be sorry 73
you'll be late 57
you'll be okay 222
you'll be alright 46
you'll be late for school 19
you'll be all right 377
you'll be missed 18
you'll be safe 116
you'll be surprised 28
you'll be sorry 73
you'll be late 57