You'm traducir turco
1,889,617 traducción paralela
Are you mad because I fell?
Düştüğüm için kızdın mı?
You mean Chairman Cho kidnapped Min-woo for his blood?
Başkan Cho, kanı için Min-woo'yu kaçırdı mı diyorsun?
Are you Min-woo's father?
Siz Min-woo'nun babası mısınız?
Are you ready for some fun?
Eğlenceye hazır mısın?
I'll send you the pictures.
Size fotoğrafları yollayacağım.
I'll stick close to you for life.
Ömrüm boyunca sana yakın olacağım.
Did you act differently from before?
Daha öncesinden farklı mı davrandın?
Anything you're craving?
Canının çektiği bir şey var mı?
If it wasn't for you, I'd be falsely behind bars.
Sen olmasaydın suçsuz yere parmaklıkların ardında olacaktım.
Sir, I have a favor to ask you.
Bayım, sizden bir iyilik isteyeceğim.
You saw my daughter's picture before, right?
Daha önce kızımın fotoğrafını gördün, değil mi?
"I love you, Daddy."
"Seni seviyorum, babacığım."
As you can see, I lost my legs in an accident when I was young.
Görebildiğin gibi, gençken bir kazada bacaklarımı kaybettim.
You can imagine how shitty my life was.
Hayatımın ne kadar boktan olduğunu tahmin edebilirsin.
How'd you know my frequency?
Frekansımı nereden bildin?
I've done this countless times, but you haven't done it once!
Bunu defalarca kez yaptım ama sen bir kere bile yapmadın!
Are you out of your mind?
Aklını mı kaçırdın?
I'm warning you.
Seni uyarıyorum.
I got orders to kill you.
Seni öldürme emri aldım.
If it wasn't for me, you'd be dead!
Ben olmasaydım ölü olurdun!
You went inside his dream?
Rüyasına mı girdin?
Can you check on this plate?
Bu plakaya bakar mısın?
I'll let you off if you drop this now!
Beni hemen bırakırsan seni bağışlayacağım!
I told you I don't know him.
Onu tanımadığımı sana söyledim.
If you help me this once... I'll do anything.
Bana yardım ederseniz her şeyi yaparım.
I'll meet you at your office and...
Seninle ofisinde buluşacağım ve...
Do you think it's unfair?
Bunun adil olmadığını mı düşünüyorsun?
But... do you know why I'm telling you this?
Ama... Sana bunu neden söylediğimi biliyor musun?
I told you we'd find your boy.
Oğlunu bulacağımızı söyledim.
Okay, I'm supposed to check her hearing and reflexes, when you have a chance.
Tamam, işitme ve hissetme duyularıın kontrol etmemiz gerek hazır şansımız var iken.
You know I'm a paranoid napper.
paranoyak uykulu birisi olduğumu biliyorsun.
Did you know that I used to be deathly afraid of sliding out of long booths in Mexican restaurants?
Hatırlar mısın eskiden meksika restrotanlarında uzun botlar ile koltukdan kaymaktan ölümüne korkardım?
Okay, Tandy, I'm gonna ask you this one more time : onto which what is going?
Tamam, Tandy, sana bunu son kez soracağım, neler olup bitiyor?
I'm not gonna let anything happen to you. Okay?
sana bir şey olmasına asla izin vermem, tamam mı?
I'm telling you, there is no way that Pat could ever find us.
Size söylüyorum, Pat in bizi bulması imkansız.
Hey, you guys can take whatever boat you want, but I'm taking this one.
Hey, biz çocuklar istediğiniz botu alabilirsiniz, ben bunu alacağım.
I'll be honest with you.
Size dürüst davranacağım.
He made you feel like the crisis was the best thing that ever happened.
Krizin başımıza gelen en iyi şey olduğunu hissetmemizi sağlamıştı.
And I promise... I will take care of you.
Ve size söz veriyorum size bakacağım.
Hey, make sure you cover the exit, okay?
Çıkışı tuttuğunuzdan emin olun, tamam mı?
Just come with us peacefully, or I will cuff you in front of all these people, including those reporters, okay?
Zorluk çıkarmadan gelirsiniz ya da sizi bu insanların önünde kelepçelerim, özellikle de muhabirlerin önünde, tamam mı?
But first, I need you to do something for me.
Ama önce benim için bir şey yapman lazım.
I got you.
Ben buradayım.
You have access to the traffic systems?
Trafik sistemine girmemiz lazım.
I told you, I'm an all-access kind of girl.
Sana her şeye erişebilen bir kız olduğumu söylemiştim.
I don't know about you, but I'm fricking dead.
Seni bilmiyorum ama ben öldüm bittim.
Though, when I think back, I don't remember being given a choice either... when this nerdy girl walked into City Lights... and this voice in my head was telling me, "Whatever you do... do not let her go until you get her number."
Ama geri dönüp baktığımda, o inek görünümlü kız, City Lights'tan içeri girdiği anda, benim de seçme şansım yoktu ve kafamdaki ses "Ne yaparsan yap bu kızın numarasını almadan bırakma" demişti.
"Whatever you do... do not let her go."
deyişini duymadığım bir gün bile olmadı.
I need you to do something for me, and I know this will be difficult because I need you to do it without asking a lot of questions, which I'm telling you right now that I cannot answer.
Benim için bir şey yapmanı istiyorum. Zor olacağını biliyorum ama bana bu konuda çok soru sormamanı istiyorum, sebebi ise sana cevap veremeyecek olmam.
I have not told you about lots of things that are going on because I have been trying to protect you... and maybe, selfishly, our marriage.
Sana olanlar konusunda çok şey anlatmadım, çünkü seni korumaya çalıştım ve belki bir yandan bencilce de olsa evliliğimizi.
- I'm sure you'll be safe there.
- Orada güvende olacağına eminim.