English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You're

You're traducir turco

1,143,252 traducción paralela
You're smart.
Akıllısın.
You can pretty much do anything once you're sober.
Bir kere ayık oldun mu birçok şey yapabilirsin.
As long as you're in here, why not give it a real try?
Burada olduğun sürece, neden gerçekten denemiyorsun?
That's because you're dead inside.
Öyle çünkü senin için ölmüş.
Samson, you're making me crazy.
Samson beni deli ediyorsun.
You're still detoxing, which means every single thought you have is wrong and bad.
Hala arınmadasın, bu da her bir fikrin yanlış ve kötü olduğu anlamına geliyor.
You're not even trying to hear what I'm...!
Ne söylediğimi bile dinle...!
You're worried about your boyfriend, and you're transferring that anxiety to the dog.
Erkek arkadaşın için endişeleniyorsun ve bu endişelerini köpeğe aktarıyorsun.
You're welcome.
Bir şey değil.
You're gonna be wrong for about five years.
Yaklaşık beş yıl kadar yanılıyor olacaksın.
You're talking about someone exactly like me.
Tamamen benim gibi olan birinden bahsediyorsun.
Natasha, you're in a rehab, your kid's in foster care and you had to get a tetanus shot because a meth head bit you on your punching hand.
Natasha, rehabilitasyondasın çocukların koruyucu bakımda ve tetanos aşısı oldun çünkü met kafası kafana yumruk attığı için elini ısırdı.
I think you're a person who's done terrible things.
Bence korkunç şeyler yapmış bir insansın.
I got to tell you, Bon, after three days with my ex-wife, I have never been more happy that you're my girl.
Sana söylemeliyim Bon, eski karımla geçirdiğim üç günden sonra benim kızım olduğun için hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
I'm not scared, you're scared.
Ben korkmadım, sen korktun?
I know you're supposed to pay them.
Ödenmeleri gerektiğini biliyorum.
You're hired.
İşe alındın.
You can plead you're a magical elf, you're still gonna owe them 18 grand.
Sihirli bir elf olduğunu bile kanıtlasan, Hala onlara 18 bin dolar borçlusun.
You're making me nervous.
Beni sinirlendiriyorsun.
If you're not feeling well, we could reschedule.
Eğer iyi hissetmiyorsanız, başka bir gün gelebiliriz.
Careful, you're on deck.
Dikkat et, sırada sen varsın.
Well, you better figure it out,'cause we're meeting him tomorrow at 2 : 00.
Pekala, anlasan iyi olur Çünkü yarın 2'de onunla buluşacağız.
I find ways not to like you, and you're adorable.
Sen de harikasın fakat seni sevmemek için sebepler bulabilirim.
All right, I'll tell you what we're gonna do.
Pekala, sana ne yapacağımızı söyleyeceğim.
Seriously? You're just gonna watch hockey while my life hangs in the balance?
Benim önemli bir problemim varken, oturup hokey mi izleyeceksin?
You're not even gonna lie to me?
Yalan bile söylemeyecek misin?
And you're gonna be a good one.
Ve sen çok iyi bir avukat olacaksın.
You're right, I think we're gonna get away with it.
Haklısın. Bence bundan sakınacağız.
Boy, this is hard to say, but I guess you're probably the best people to say it to.
Söylemesi çok zor ama muhtemelen bunu söyleyecek en iyi sensin.
You've been sober for four years now, you're almost done with college, on your way to becoming a lawyer.
Bana karşı yıllardır çok ciddi davrandın ve avukat olma yolunda okulunu bitirmek üzeresin.
You're like a tropical fish that lives in the coral reef, but if you took that fish out, and gave it its own office...
Şimdiden söyleyeyim. Benim işim herkesi gözetmek. Dorothy helikopterimle gelebilir.
- This is silly. You're never even gonna see Green Fury again.
Bu yüzden geziye fena ihtiyacım var.
That's literally what's happening right now. If you're surprised by that, you clearly don't understand the teetering house of cards that is Van's ego.
Dorothy için bizi bekletmeseydin şu anda Coast City'ye giden otobüste oturup Wendy'ye insanların yüzüne penis çizmemesini söylüyorduk.
Which is why you're going to throw this game.
Şaşkalozdu.
♪ Callin'the shots, winning the game ♪ ♪ Beating your boss, you're getting carried away ♪
Şimdi, gaz maskelerini alabilirsek erzak alabilirsek ve güvenli bir yer ve...
- ♪ Oh, no ♪ - ♪ If you don't we're... ♪ Time out!
Birimiz koruyucu elbiseyi giyip gaz maskelerini kapıp geri gelecek.
She's gonna see her trademark GF Flame in the sky, zip on down, next thing you know, she's wearing me like a backpack and we're halfway to Tokyo for some Wagyu beef.
Tıpkı sizi hayatta tutmak için ağzınıza kusan anne kuş gibiydim ve karşılığında ne aldım?
Oh, and you're going to teach it to me? Oh, no, of course not.
30'lu küçük yaşlarımdan beri siliyorum.
Your family and everyone in your life have been going to insane lengths to make you think you're a winner.
Ben fikri öne sürdüm, yani kendi kısmımı yaptım. Ayrıca benim de sebebim var. Lanet olsun.
You're the one who eviscerated a grown man because you couldn't handle losing a kids game.
O çok kabaydı!
You're lucky you're cute.
Ama sonra komik bir şey oldu.
You're right, I-I don't need to be threatened by your wins,'cause your wins are my wins.
Seni nolursa olsun seviyoruz. Ayrıca tüm psikopatlığınla üstümüze gelmeni istemezdik.
Welcome to Valley Marketplace, where we always treat you like family, even if you're a cheating whore.
Valley Süpermarkete hoş geldiniz. Burada sizi hep aile gibi görürüz. Aldatan bir fahişe olsanız bile.
I'm getting an "A" in biology, and you're getting an "A" minus.
Ben A alırken sen sadece A eksi alıyorsun.
I'm glad you're coming.
Gelmene seviniyorum.
I don't know, just keep doing what you're doing.
Neyse işte... Ne yapıyorsan böyle devam et.
You're in a sterile, controlled environment.
Steril, kontrollü bir ortamdasın.
Dude, come on... You're so lucky you have me.
Arkadaşın olduğum için çok şanslısın.
I can't drive because my natural instinct is to close my eyes, but you can take the bus to Churchill and walk six blocks, or you can take an Uber if you're over 18, per their policy I reviewed this morning.
Araç kullanamıyorum. İçgüdüsel, gözlerimi kapatıyorum. Churchill durağında inip altı sokak yürüyebilirsin.
You're very strong in the 400, and the way you anchored that relay tipped the scales for your team.
400 metrede çok iyisin. Yarışa başlama şeklin takıma büyük bir avantaj sağladı.
You're mad.
Kızdın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]