You're going to need it traducir turco
240 traducción paralela
It's a road that you need to travel down if you're going to keep protecting me.
Beni korumak için yürümen gereken bir yol.
- You're going to need it.
- Ona ihtiyacın olacak.
I'm gonna leave you one, just one because you're going to need it, pal.
Sana bir tane bırakacağım, sadece bir tane çünkü ona ihtiyacın olacak dostum.
You're going to need it.
İhtiyacın olacak.
You're going to need it.
Sana lazım olacak.
You're going to need it - all of it - when we find him.
İhtiyacın olacak - Sonuna kadar - Onu bulunca bile.
If we're not going to make love, why do you need to give me it?
Eğer sevişmeyeceksek bana neden para vermeyi gerekli görüyorsun ki?
And save your strength,'cause you're going to need it.
Gücünü topla, ihtiyacın olacak.
You're going to need it!
Buna ihtiyacınız olacak!
- Well, you've got this huge place. You're going to need someone to run it for you.
- Burayı yönetecek biri olmalı.
You're going to need it.
Lazım olacak.
... I think you're going to need it.
Bence buna ihtiyacın olacak.
I've a feeling you're going to need it.
İhtiyacın olacak.
Because, God knows, you're going to need it!
Çünkü, Tanrı biliyor ya, buna ihtiyacın olacak!
If you're going to scale a mountain, you need the right things to do it with.
Bir dağa tırmanacaksanız, bunu en doğru araçlarla yapmanız gerekir.
You're going to need it.
Senin buna ihtiyacın olacak.
Come on, Jimmy, it's not going to be that bad. we're going to get you everything you need.
Yapma o kadar da kötü olmayacak tüm ihtiyaçlarını karşılayacağız.
You're going to need it.
İhtiyacınız olacak.
Because if we're going to Rex's Bar, you're gonna need it.
Çünkü Rex'in Barı'na gidiyorsak, buna ihtiyacın olacak.
You never know when you're going to need it.
Ne zaman gerekli olacağı hiç bilinmez.
You're going to need it.
Buna ihtiyacın olacak.
If you're going to L.A. for money, you may not need it.
Los Angeles'e para için gidiyorsan, buna gerek yok.
It's eight to five you're going to need root canal.
Beşe sekiz bahse girerim kanal tedavisine ihtiyacınız olacak.
And believe me, you're going to need it.
İnan bana, buna ihtiyacın olacak.
You're going to need it.
Buna ihtiyacınız olacak.
But that dragon is so bloody enormous, if we're going to lift it out of here, we need you healthy.
Ama o lanet olası ejderha çok büyük ve taşıyacaksak sağlıklı olman gerekiyor.
If you're going to live in the Wheatley garage... you need to know it's not going to be easy.
Madem Wheatley garajında yaşayacaksın kolay olmayacağını bilmelisin.
They're telling me it's going to take six hours, but I need to make a rendezvous with a Tholian freighter in nine hours and you know how they are about punctuality.
Altı saat sürer dediler ama dokuz saat içinde bir Tholian şilebiyle buluşmam var ve dakiklik konusunda ne kadar hassas olduklarını bilirsin.
Believe me, you're going to need it, if you intend to stand up and tell the world you believe in fairies.
Dünyanın karşısına, perilere inanıyorum diye çıkacaksan bunlara ihtiyacın olacak.
Even if we do give you the technology now, you're still going to need time to develop it.
Size teknolojiyi şuan versek bile, onu geliştirmeye ihtiyacınız var.
You're going to need it at some point.
- Belli bir noktada buna ihtiyacın olacak.
Face it, you're going to need a little help.
Anla ki, Küçük bir yardıma ihtiyacın var.
I understand how you all must be feeling... and I know it's going to be difficult... but we need to ask questions regarding today's events... while they're still fresh in your mind.
Nasıl hissettiğinizi anlıyorum ve bunun ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum ; ama olaylar hafızanızda yeni iken size bu olay hakkında bir kaç soru sormalıyız.
We're going to need it for the report. Do you know what the story is all about? This isn't a joke!
Ben bir orospu değilim!
You're going to need it more than me.
Ona benim olduğumdan daha fazla ihtiyacın olacak.
Okay, while you two do that, I'll go remake the potion because we're going to need it.
Tamam, siz bunu yapın, ben de gidip iksiri tekrar yapayım.
- Good... because where we're headed, you're going to need it.
- Güzel... çünkü gittiğimiz yerde ihtiyacın olacak.
I know you'll need it if you're going back to London.
Londra'ya döneceksen bu paraya ihtiyacın olacağını biliyorum.
There's no better way to find their people than through their com system. You're going to need to get it up and running.
Onların kendi insanları bulmak için onların iletişim sistemlerini kullanmaktan daha iyi bir yol düşünemiyorum.
OH, KEEP YOUR MONEY, BECAUSE FROM WHAT I HEAR, YOU'RE GOING TO NEED IT.
Çünkü duyduğuma göre... ihtiyacın olacak.
Get some sleep- - you're going to need it.
Biraz uyu- - ihtiyacın olacak.
You're going to need it.
Buna ihtiyacın var.
I think you know we're obviously talking to the ones that want to be interviewed and the ones that can talk about it so they've, they've made their peace with it or they feel that the need to have people remember what happened is greater than whatever their pain might be in going back to that place in their lives in their memory.
Bence, bildiğiniz gibi, bizim burada konuştuğumuz insanlar ve hakkında konuştuğumuz konular, onların huzur içinde yada o zamanlarda neler olduğunu hatırlamak zorunda olan insanların çektikleri acılar, bu yere geldiklerinde, akıllarında kalanlardan daha güçlüydü.
One of these days, you're going to need somebody to get your back, and that little police radio of yours isn't going to cut it.
Bu günlerde arkanı kollıyacak biri lazım bunu da küçük bir polis telsizi sağlıyamaz.
Try to get some sleep. You're going to need it.
- İhtiyacın var.
Someday, you're going to need me or my buddies at a scene.. and wouldn't you know it- - we all hit traffic on the way.
Bir gün, dışarıda bana ya da arkadaşlarıma ihtiyacın olacak... o zaman biz de sana gereken yardımı yapacağız.
Because, believe me, you're going to need it.
Inan bana, Çünkü, Bunu ihtiyacımız olacak.
You need to stand out in this business if you're going to make it.
Bu sektörde tutunmak istiyorsan kendini göstermelisin.
It's snowing in the city and you're going to need that.
Şehirde kar yağıyor, buna ihtiyacın olacak.
You're not going to do this. If you don't care enough about your father to tell me what I need to know, I'll get it out of you this way.
Eğer babanı yeterince umursamıyorsan bana bilmem gerekenleri söyle ben de seni bu durumdan kurtarayım.
But it's also obvious by the way that you're talking... that in order to make large-scale screenings... you're going to need help, staff, resources.
Ama konuşma şeklinizden de belli ki büyük ölçekte bir eleme testi yapmak için yardıma, adama, kaynağa ihtiyacınız var.