You're going with me traducir turco
937 traducción paralela
It's not like you're even going to sleep with me.
Benimle uyumayacaksın anlaşılan.
You're going to get me sick with your cold.
Bana da bulaştıracaksın!
If we're not chasing Josh, then you're not going to want to hang out with me anymore.
Josh'ı kovalamıyorsak o zaman benimle takılmak istemeyeceksin.
- You're supposed to be going with me. "
Sen benimle çıkıyorsun. "
Come on, you're going with me to the celebration.
"Haydi, benimle kutlamalara gidiyorsun"
You're going to stay right here with me.
Burada benimle birlikte kalıyorsun.
You're going on with me!
Hemen benimle birlikte gelin!
I may be putting my neck on the line, but I'm going out there once more, and you're going with me, Kent.
Belki başımı derde sokacağım, oraya bir kez daha gidiyorum ve sen de benimle geliyorsun, Kent.
You're going to the mountains with me.
Benimle dağ yürüyüşüne geliyorsun.
Well, you can do as you please, but you're going to the mountains with me!
Pekala, sen nasıl istersen öyle yap ;.. .. ama sen benimle dağ yürüyüşüne geliyorsun!
You're going away with me.
Benimle uzaklara geleceksin.
Come on! You're going with me!
Benimle geliyorsun!
You're not going to play with me anymore.
Artık benimle oyun oynayamayacaksın.
You're not going with me.
Sen gelmiyorsun.
You're not going to play cards with me, are you?
Benimle iskambil oynamayacaksın değil mi?
And you're not going to get rid of me with your silly Reno divorce!
Ve benden öyle kolay kurtulamayacaksın o aptal Reno boşanmasıyla!
Now, if you're going to be angry with me, what can I do?
Bana kızmadan önce sizin için ne yapabilirim?
They're going with me, and you can't stop me!
Benimle geliyorlar ve ben eve gidiyorum, beni durduramazsın!
You're all going with me as a guard of honor, right up to the opera house, but I'm going in alone.
Sizler de benim korumalarım olarak geliyorsunuz, opera binasına kadar, ama ben içeri yalnız gireceğim.
- You're going to stay with me, aren't you?
- Benimle kalacaksın, değil mi?
Stanley, you're coming with me to the district attorney's office and make a statement that's going to clear Parry.
Stanley, benimle bölge savcısının bürosuna gelip Parry'yi temize çıkaracak beyanatta bulunacaksın.
Yes, Kitty, something that you're going to share with me.
Benimle paylaşman gereken şeyler.
I came up here with such doubts in my mind... and now you're going to leave me here just as the cause is getting me.
Buraya aklımda bir dolu şüpheyle geldim ve tam davaya ısınırken beni burada bırakacaksınız.
Since you didn't get the job... that means you're going in with me on the 8 : 57?
Madem işe kabul edilmedin bu da demek oluyor ki 8 : 57 trenine beraber mi biniyoruz?
I thought you could let me ride with you, if you're going my way.
Belki gittiğim yere kadar beni bırakırsınız, yolunuzun üstündeyse.
You've got yourself in a jam it's not going to be easy to get out of... unless you're on the level with me.
Bana gerçeği söylemediğin sürece içinden çıkmanın kolay olmayacağı çok sıkışık bir durumun içindesin.
I'm glad you're going to the picture show with me tonight.
Bu gece sinemaya gidecek olmamız çok memnuniyet verici.
You're going to have to be very patient with me.
Sanırım bana karşı biraz sabırlı olmanız gerekecek.
- You're going with me.
- Benimle geliyorsunuz.
If I go under, you're going with me.
Ben batarsam sen de benimle gelirsin.
Yes? You're not going to operate on me with that, are you?
Beni bununla ameliyat etmeyeceksiniz, değil mi?
- You're going to take me with you?
- Beni de yanında götüreceksin?
I'm glad you're not going on with the game, you nearly had me.
Oyuna devam etmemene memnun oldum. Neredeyse beni yenecektin.
You're going with me.
Benimle geliyorsun.
But it's safe with me, Janey. Because you're going to work with us, aren't you.
Benden yana emin olabilirsin Janie çünkü bizimle birliktesin değil mi?
You're going with me, you hear!
Benimle geliyorsun, duydun mu?
But from now on you're going to have trouble with me.
Ama bundan sonra ben senin baºina bela açacagim.
You're going with me, okay?
Benimle gidiyorsun, tamam mı?
You're going right along with it, so don't go soft on me.
İşe aynen devam ediyorsun, sakın beni hafife alma.
Does this mean you're not gonna be going to church with me anymore?
Yani artık kiIiseye benimIe beraber geIemeyecek misin?
- Mark, you're not going with me.
- Mark, benimle gitmiyorsun.
You're going to study with me from today
Bugünden itibaren benimle öğrenim göreceksiniz.
Come on, you're going into town with me. So we can walk down Broadway, and you can look into the face of every young kid that goes by? Why?
- Şehre iniyoruz.
Look, I'm pulling out, and you're going with me.
Ben artık buradan ayrılıyorum. Sen de benimle gelmelisin.
If you're going to start scolding and being cross with me... we'll never get anywhere. I'm sorry, Momina.
Beni azarlayıp, surat yapmaya başlayacaksan hiçbir yere varamayız.
You're the one keeps me up all night with worry, so as I can't sleep. Going out of my mind.
Bütün gece endişeden uyuyamamamın, aklımı kaçıracak gibi olmamın nedeni sensin.
But don't talk about it anymore if you're going with me.
Ama eğer benimle geleceksen artık bu konuda konuşma.
If you're going on about how the last thing you expected was to find me with a man, any man...
Sakın bana aklına gelecek en son şeyin beni bir erkekle herhangi bir erkekle bulmak olduğunu söyleme...
Oh, no, you won't. You're going with me now if you don't want some of this.
Canının yanmasını istemiyorsan, şimdi benimle geliyorsun.
I want to know when you're going to fight with me.
Benimle ne zaman dövüşeceğini bilmek istiyorum.
- You're going with me.
- Sen de benimle geleceksin.
you're going the wrong way 74
you're going to die 99
you're going to be a father 17
you're going to hell 34
you're going down 158
you're going too fast 33
you're going to lose 24
you're going to kill me 26
you're going to be great 24
you're going to 51
you're going to die 99
you're going to be a father 17
you're going to hell 34
you're going down 158
you're going too fast 33
you're going to lose 24
you're going to kill me 26
you're going to be great 24
you're going to 51