English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You're good at it

You're good at it traducir turco

611 traducción paralela
- Apparently you're very good at it.
- Çok iyi yüzüyor olmalısın.
Of course, if you're anxious to find out... ... just how good you are at taking it, we'll accommodate you.
Ama tabii, eğer ne kadar kaldırabileceğini öğrenmek istersen, bunu sana sağlarız.
You're so good at it.
Bunda çok iyisin.
It's an old act, you're good at it, but you don't fool me.
Yaptığın eski bir numara, bunda iyisin, ama beni kandıramazsın.
It seems to be stuck and you're very good at opening doors.
Sıkışmış görünüyor ve sen kapı açmakta ustasın.
You're very good at it.
Bu konuda çok yeteneklisin.
And you're pretty good at it.
- Bu işte de gayet iyisin.
I think I owe it to you to be frank. - You're all good I'm thinking of... and I really have that at heart, perhaps more than I should. - Yes, by all means.
Açık konuşabilir miyim?
- I noticed you're very good at it.
- Bu konuda çok iyi olduğunu fark ettim.
You're good at it.
Çok başarılısın.
I think it may be a good idea if you take a wee peek... at some of these prospective brides... you're figuring to match up with that Hereford of yours.
Olası eş adaylarından bazılarına bir göz gezdirmeniz sizinkinin Hereford ile bir eşleşme yapabilmesi açısından iyi bir fikir olabilir.
I hope you're good at it.
Umarım bu işte iyisindir.
You tell them, you're good at it.
Sen anlat, daha iyi becerirsin.
You're so good at it, you sit in the back seat.
Bu işte o kadar iyisin ki, arkada sen otur bari.
Well, it makes you feel good that you're doing a little something from even at the time you don't think you're helping them because they have such a problem.
Aşılmaz sorunları olduğu için onlara yardım edemediğini düşünsen de az buz bir şeyler yaptığını görmek gerçekten güzel hissettiriyor.
If you're any good at small talk, it always manages to bore me to sleep.
Eğer sohbet konusunda iyi değilseniz, bu benim canımı sıkar ve uyurum.
You ´ re very good at it!
Bu işte çok iyisin!
You're very good at it.
Bunda baya iyisin.
Merle, you're so good at this sort of thing, it makes me mad.
Merle, bu tarz konularda o kadar iyisin ki asabım bozuluyor.
You're very good at it.
Bu işte çok iyisin.
And I mean, if they're way above average or any good at all, they'll manage to lose a letter if you send it to them.
Demek istediğim, değerler ortalama üstü veya istemedikleri herhangi bir şey çıkarsa gönderdiğin o mektubu kaybetmeyi başaracaklardır.
Guys can handle it when they've had a limp a long time, it's when you just get a limp, when it's a new limp that you're not good at it yet.
Uzun zamandır topallayan insanlar başının çaresine bakar. Ama eğer yeni topallamaya başladıysanız henüz konuya hakim değilsinizdir.
- You're no good at it.
- İyi değilsin.
- You're good at it.
- Süper yapıyorsun öyleyse.
You're good at it.
O konuda çok iyisin.
In this country, if you're not good at something, at anything, if you're not the best, the smartest or the toughest, that's it.
Bu ülkede, Birşeyde iyi değilsen her şey olur, En iyisi değilsen, en zeki veya en sert, buraya kadar.
You're some kind of woman, but I'm the wrong kind of man, and it doesn't look like my shot at being the right kind is as good as I was hoping for.
Sen bir tür kadınsın ama ben yanlış tür erkeğim ve doğru erkek olma girişimlerim... umduğum kadar iyi olmadı.
You're really good at it.
Oldukça iyisin.
- No, not if you're good at it.
- Eğer iyiysen kayıp değil.
Look, Steve, it's good for women to be gone when they're mad at you.
Bak, Steve, kadınlar sana kızdıklarında uzakta olmaları iyidir.
It's good for women to be gone, but especially when they're mad at you.
Kadınların gitmiş olmaları iyidir iyi ama özellikle kudurmuş olduklarında.
You're good at it
Bu işte iyisiniz.
We're gonna take a look at our new set the bait shop it gives us the opportunity to see a lot a new bands as you see it's a pretty good set its uh enormous it actually looks like a real club
Kendimi öldürmeliyim. İşin en güzel kısmı ise, böyle bir dizide, MTV'de ya da radyoda fırsat verilmeyecek bir grubu oraya çıkarmaktı. Onlara müziklerini çalmaları için gerçek anlamda bir sahne verdik.
You're good at it. lt was horrible.
Öldürdüğünü gördüm. İyisin bu işte. Korkunçtu.
It's what you're good at.
Yapabildiğin en iyi şey bu.
Now, you're very good at it.
Sen benim elimdeki jokerimsin.
But you're so good at it!
Ama bunda çok iyisin!
Bud taught me, and I passed it on to you. You're very good at that, you know.
Amİn.
- You're very good at it.
Bu konuda çok iyisin.
Everyone says you're very good at it.
Herkes bu işte çok iyi olduğunuzu söylüyor.
You're quite good at it.
Bu konuda oldukça başarılısın.
- It's good, right where you're at.
- Orası iyi, tam da olduğu yere.
The difference is it ain't a good idea to be messing around these back roads at night when you don't know where you're going.
fark etrafta fazla dolasmamak ozellikle geceleri nereye gideceginizi bilmediginizde...
You like it, and you're good at it.
Hayır, etmiyorsun. Seviyorsun ve başarılısın.
That's okay. You're really good at it.
Bunda oldukça iyisin.
You can yell and scream, and you're right, but it won't do no good... because I'm the stone you can't squeeze blood from.
Yani bağırıp çağırmakta haklısınız. Ama bu bir şeyi değiştirmez. Çünkü meteliğe kurşun atıyorum.
For a non-smoker, you're good at it.
Sigara içmeyen biri olarak fena değilsin.
And you know why we're good at it?
Peki neden savaşmakta iyiyiz biliyor musunuz?
- We heard you're good at it.
- Bu işte iyiymişsiniz.
Oh, you know, you're so good at giving the orders out, you do it.
Emir vermekte üstüne yok, al kendin yap!
You're too good at it.
Bunda çok iyisin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]