You're interested traducir turco
2,877 traducción paralela
You're not interested in keeping a record? No.
Kayıt tutulmasında yok musun?
We're selling you to Boca Juniors in Argentina... they're very interested and have made an offer we can't refuse.
Seni Arjantin'in Boca Juniors takımına satıyoruz. Seninle yakından ilgileniyorlar ve teklif yaptılar ve biz de reddedemedik.
Me still being pregnant, if you're interested.
Hâlâ ilgileniyorsan, benim hamile olmamı.
... Pitch "Separating Yourself from the Bitches," which clearly you're not interested in hearing about, so I'll just shut up.
... reklamını yapmam için görüşme ayarladı... ki bu da senin şu an ilgilenmediğin bi durum..
- You're not interested?
Sen istemiyor musun?
Because, what, you're just all interested now, so you're just back in?
Çünkü birben bire ilgini çekti diye öylece geri mi dönmüş oluyorsun?
I was rolling a joint, if you're interested.
Eğer istersen, esrarlı sigara hazırlıyordum.
You show her you're interested by ignoring her.
Onu görmezden gelerek de ilgilendiğini belli edebilirsin.
We're interested but you'll need to empty the place completely.
Burayla ilgileniyoruz ama tamamen boşaltmanız lazım.
You a mystery writer and you're not interested in mass murder?
Gizem yazarısın sen ve cinayetle ilgilenmiyorsun
[footsteps depart ] [ softly] I understand you're interested in an acquisition.
Anlıyorum işin kazancıyla ilgileniyorsunuz.
[normal voice] You're interested in an acquisition.
Bir işin peşindeymişsiniz.
You're interested in that?
İlgileniyor musun?
You know, I think that I'm just curious if-if maybe you're interested in expanding.
Bilirsin, biraz meraklıyım belki de büyümeyi düşünüyorsundur.
It's important they know you're interested in stories in Bradford, Manchester, Leeds...
Bradford, Manchester, Leeds bölgesindeki hikayelerle ilgilendiğini bilmeleri önemli...
So... you're not interested?
Yani ilgilenmiyor musunuz?
'Cause we're not interested in what you have to say.
Çünkü senin söyleyeceklerin bizi hiçbir şekilde ilgilendirmiyor.
We're not interested in what you think.
Ne düşündüğün bizi ilgilendirmez.
You're probably interested in seeing the progress we've made on the portal array.
Muhtemelen portal düzeneğinde yaptığımız ilerlemeyi görmek istiyorsunuzdur.
- You're obviously not interested - in learning anything.
Hiçbir şey öğrenmeye istekli olmadığın belli.
Listen, mate, I'm telling you, I've got top offers so if you're interested,
- Dostum inan bana bayağı yüksek teklifler alıyorum, o yüzden eğer ilgileniyorsanız..
Hey, mikey, if you're interested, I got a couple extra bull tickets For tomorrow night's game.
Mikey, eğer istersen yarın geceki Bulls maçına fazladan birkaç biletim var.
So now you're taking my temperature to see if I was actually busy or just not interested.
O yüzden şmdi benim ateşimi ölçüyorsun. Gerçekten meşgul muyum diye ya da ilgilenmiyor muyum diye bakmak için.
Okay. Well, since you're too busy housekeeping you probably won't be interested in this.
Ev işleriyle uğraşman sebebiyle büyük ihtimalle buna ilgi göstermezsin.
And you're saying she's not interested?
Sen de kalkmış benimle ilgilenmediğini söylüyorsun.
You're the one I'm most interested in, too.
Benim de ilgi duyduğum tek insan sensin.
Look, if you're here to apologize for your boyfriend, I'm not interested.
Dinle, eğer buraya erkek arkadaşın adına özür dilemeye geldiysen ilgilenmiyorum.
I know you're interested in jiu-jitsu, So I thought we could see the European Championship finals together.
Jiu-jitsuyla ilgilendiğini biliyorum o yüzden Avrupa Şampiyonası Finalleri'ni birlikte izleyebileceğimizi düşündüm.
Okay, I'll tell him you're interested, all right?
Tamam ona senin iyi olduğunu söyleyeceğim tamam mı?
Yeah, you will always have an amazing memory, and you will always be passionate about the things that you're interested in.
daima harika bir hafızaya... merakın olan şeylerle ilgili bilgiye sahip olacaksın.
Tell me why you're interested in going to Berkeley.
Söyle bakalım neden Berkeley'e gelmek istiyorsun.
So, uh, a few of us are going for happy hour a little later if you're interested.
Birkaç arkadaş eğlenmeye gidiyoruz eğer ilgilenirsen.
Call me if you're interested.
İlgilenirseniz beni ararsınız.
He thinks that you're not interested in playing baseball anymore
Artık senin beysbol oynamaya ilginin kalmadığını söyledi.
I have a box of bras under the table if you're interested.
İlgini çekerse masamın altında bir kutu sutyen.
Tell me why you're interested in going to Berkeley.
Neden Berkeley'e gitmek istediğini söyle bakalım.
Look, getting along with parents is just a matter of making them think you're something girls are not interested in.
Bak, ailerle geçinme işi sadece onların kızların ilgilenmeyeceği biri olduğunu düşünmelerini sağlamaktır.
I'd be really interested in hearing what you're going to do next.
Bundan sonra ne yapacağınızı duymayı çok isterim.
Now pretend you're telling me that you're not interested.
Şimdi de benimle ilgilenmiyormuşsun gibi davran.
Maybe you're interested?
Sizin ilgileneceğinizi düşünmüştüm.
Can you honestly say you're interested in him?
Ondan hoşlandığını dürüstçe söyleyebilir misin?
I don't really think you're interested in the wine bar.
Gerçekte şarap barında olmakla ilgilendiğinizi sanmıyorum.
But you know, the ground crew- - they're more interested in rock stars, athletes.
Ama yerdeki elemanlar rock yıldızlarıyla ve sporcularla daha ilgili.
If you're interested, I do seminars.
İlgini çekerse, bu konuda seminer veririm.
You know when you're interested in something and nobody else is, the polite thing is to keep it to yourself.
İlgi duyduğun şeylerle başkaları ilgilenmezse en iyisi o şeyi kendine saklamandır.
No reason to be curious unless you're interested in wielding it yourself.
Onu kendin kullanmak istemiyorsan merak etmenin bir anlamı yok.
There's some forms to fill out in case you're interested in having your dad join us.
Babanızın da aramıza katılmasını isterseniz doldurmanız gereken formlar da var.
And if you're interested, I think I might be able to still get tickets.
Eğer ilgilenirsen, hâlâ bilet ayarlayabilirim.
If you're not interested in the case, why'd you take it?
- Vaka ilgini çekmediyse neden aldın?
I wanted to ask whether you're interested in his position.
Onun pozisyonunu ister misin diye sorayım dedim.
They're not interested in you any more.
Artık seninle ilgilenmiyorlar.
interested 144
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're sorry 317
you're so pretty 112
you're so handsome 35
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're sorry 317
you're so pretty 112
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645
you're fired 1000
you're so mean 39
you're so cool 35
you're my rock 22
you're a good person 127
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645
you're fired 1000
you're so mean 39
you're so cool 35
you're my rock 22
you're a good person 127