You're my brother traducir turco
1,221 traducción paralela
Why? - You're not my brother.
Niçin - sen benim kardeşim değilsin.
You're way better off with my brother. Yeah.
Kardeşimle çıkman daha iyi.
You're going to get impregnated by my brother's seed!
- Hamile kalacaksın... -... kardeşim tohumlarıyla!
You're my brother, and I love you.
Sen kardeşimsin ve seni seviyorum.
- You're my brother.
- Sen benim kardeşimsin.
- You're not my brother.
- Sen benim kardeşim değilsin.
You're more like my big brother.
Daha çok bir âbim gibisin.
I ought to know, if you're gonna be my brother-in-law.
Eğer eniştem olacaksan bilmem gerekir.
You're looking at my brother's trophy?
Ağabeyimin sevgilisine mi bakıyorsun?
I'm gonna find my brother and you're gonna help me.
Ben kardeşimi bulacağım ve sen de bana yardım edeceksin.
You join my house, you're my brother.
Eve katılırsan kardeşim olursun.
After you guys get married, when you introduce me to people you're gonna have to say, "This is my brother-in-law, Ross."
Siz evlendikten sonra, beni biriyle tanıştırırken "Kayınbiraderim Ross" diyeceksin.
And you're my big brother.
Sen de benim ağabeyimsin.
Sometimes I feel ashamed you're my brother.
Bazen beni utandırıyorsun.
You know, Angela, my brother likes a certain decorum when you're working with someone's loved one.
Angela, kardeşim, iş yapılırken bir takım terbiye kurallarından hoşlanır.
That's my father's brother you're talking about.
- Babamın kardeşinden söz ediyoruz.
We're with you, my brother.
Yanındayız kardeşim.
You're my brother.
Sen benim kardeşimsin.
Besides, you're... you're the only priest I know who happens to be my brother.
Ayrıca, hem kardeşim olup hem de rahip olan tanıdığım tek kişi sensin.
The thing about my brother... is you're either with him or you're not.
Kardeşim söz konusu olduğunda... ya onunlasındır, ya da değilsindir.
You're my brother, not my mother.
Sen abimsin annem değil.
But you're my brother's wife.
- Ama sen kardeşimin eşisin.
Get it into your head that you're my brother, that's all.
- Sen kardeşimsin. Hepsi bu. Babam değilsin.
You're my brother!
- Başka ne yapacaktım
You're still my brother.
Sen benim kardeşimsin.
My brother said if a pit bull locks his jaws like that, you're supposed to do this to him...
Lanet olsun abim boğaların çok iyi olduğunu söyler hep. Ama onlara bunu yapmalıymışsın.
You're like my child, and Krisztián, he's your brother.
Sen, benim çocuğum gibisin, ve krisztian, senin kardeşin.
"Your father's brother wanted to kill my grandfather!" But he got scared, "And you're just the same!" he says
"Babanın kardeşi benim büyükbabamı öldürmek istedi!" korktu "Ve sen de böyle birisin!", dedi.
And you're my future brother-in-law.
Müstakbel eniştemsin.
You're my brother, you know it.
Sen benim kardeşimsin, biliyorsun değil mi?
My poor brother, you're losing it.
Zavallı kardeşim, kaybettin bunu.
You're my big brother now.
Şimdi ağabeyim sensin.
My brother said you're the cockiest.
Kardeşim Sen cockiest olduğunu söyledi.
YOU'RE MY BROTHER-IN-LAW, MY BOSS, MY FRIEND.
Sen benim kardeşimsin, patronumsun, arkadaşımsın.
And it'll work better if you pretend you're my brother or something.
Kardeşimmiş gibi davranırsan daha çok işe yarar.
You know, Meehan... you can hold a million press conferences, but you're still won't be able to save my brother.
Meehan... bir milyon basın toplantısın düzenleyebilirsin ama yine de kardeşimi kurtaramayacaksın.
You're my brother!
Sen benim kardeşimsin!
Bart, you're my big brother.
Bart, sen benim abimsin.
You're my brother!
Sen benim ağabeyimsin.
And I said, "You're my brother."
Ağabeyim olduğunu söyledim.
You take that money and you go to Vegas with it, you're not my brother.
O parayı alıp Vegas'a gidersen ağabeyim değilsin.
I didn't mean to imply that you're not my brother or that I don't want you to be my brother.
Ağabeyim olmadığını ya da ağabeyim olmanı istemediğini ima etmedim.
You're my brother, okay?
Ağabeyimsin.
I apologized for saying you're not my brother, but why would I apologize for you taking my money and going to Vegas with it?
Ağabeyim değilsin dediğim için özür diledim. Paramı alıp Vegas'a gidiyorsun diye neden özür dileyeyim ki?
You're still my brother's lapdog.
Sen hala kardeşimin sadık köpeğisin.
You're still my brother.
Hala benim kardeşimsin.
And he said, "I've been authorized by my brother - in-law Jack Kennedy, to offer you the position of secretary of the treasury." " You're crazy.
Ve dedi ki, "Kayınbiraderim Jack Kennedy tarafından size Maliye Bakanlığı'nı teklif etmekle yetkilendirildim."
Thanks for what you're doing for my brother.
Kardeşim için yaptıkların için sağol.
- You're not my brother either?
- Artık ağabeyim değil misin yani?
No, you're my stepmother's brother.
Hayır, üvey annemin kardeşisin.
You're a smudge on history's ledger, Menelaus, but you are my brother.
Sen tarih defterinde bir lekesin Menelaus ama benim kardeşimsin.
you're my rock 22
you're my hero 133
you're my best friend 278
you're my wife 107
you're my favorite 18
you're my mom 23
you're my only hope 38
you're my baby 18
you're my sister 76
you're my friend 234
you're my hero 133
you're my best friend 278
you're my wife 107
you're my favorite 18
you're my mom 23
you're my only hope 38
you're my baby 18
you're my sister 76
you're my friend 234