English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You're my lawyer

You're my lawyer traducir turco

147 traducción paralela
You're my lawyer, not my lover.
Sen benim avukatımsın, aşığım değil.
But you, you said no. You're my smart lawyer.
Fakat sen, benim akıllı avukatım olmaz dedin.
You're supposed to be my lawyer.
Benim avukatlığımı yapman gerekiyor.
Suddenly you're my wife's lawyer.
Bakıyorum karımın avukatı kesildin.
Now, you're not gonna believe this, but his lawyer is my girlfriend and he was on trial this morning, and I went to take his lawyer to lunch but he was found not guilty.
Pek inanmayacaksın ama bunun avukatı benim kız arkadaşım ve bu sabah davası vardı ve avukatını yemeğe götürecektim ama suçsuz bulundu.
- You're gonna be my lawyer.
- Benim avukatım sen olacaksın.
Roger, as my lawyer, you're advising me to bribe a police officer?
Roger, avukatım olarak bana bir polis memuruna rüşvet vermemi mi öneriyorsun?
You're meant to come here and defend me against these characters and the only one I've got on my side is the blood-sucking lawyer.
Siz buraya beni korumak için gelmiştiniz. Şimdi beni destekleyen tek kişi bu kan emici avukat.
My lawyer has my will. You're the executor.
Vasiyetnamem avukatta, sen de uygulayıcısın.
You're my fucking lawyer, right?
Sen benim avukatım değil misin?
You're my lawyer, aren't you?
Sen benim avukatımsın, değil mi?
You're going to be hearing from my lawyer.
Avukatımla muhatap olacaksın.
Hey, you're my Lawyer.
Hey, sen benim avukatımsın.
- My point is I think you're taking offense here as a Jew and not as a lawyer.
- Demek istediğim burada gücenmen avukat olarak değil Yahudi olarak.
You're my lawyer, so I think you should know, I've killed a lot of people.
Pek çok insan öldürdüm.
You're my lawyer.
Sen avukatımsın.
You're my lawyer!
Benim avukatımsınız! Benim avukatımsınız!
You think what they think. You're my lawyer, and you think what they think?
Avukatımsın ve onlar gibi mi düşünüyorsun?
So you're my lawyer?
Avukatlığımı yapacak mısın?
What am I thinking, asking you questions? - You're my lawyer, for chrissake.
Ne düşünüyordum ki, sana şahsi sorular soruyorum?
You're a 26-year-oId lawyer who works for my father, who's....
Sen 26 yaşında, babam için çalşan bir avukatsın. Ki sen de...
You're my lawyer not my dentist!
Sen benim avukatımsın, dişçim değil!
- Not a good idea that you're my lawyer.
- Belki de avukatım olman iyi bir fikir değildi.
My lawyer tells me that you're about the only friend I got left in town.
Avukatım bu şehirdeki esas arkadaşlarımın siz olduğunu söyledi.
You're my lawyer. Send her a letter. Warn her off.
Bir mektup gönderip onu uyar.
No, no, no, you're my lawyer.
Hayır. Avukatım sensin.
You're not my lawyer, Mr Vaughn. You're a paralegal.
Siz benim avukatım değilsiniz.
You're my lawyer!
Sen benim avukatımsın.
My lawyer says you're the biggest gun in the DA's office that's why they assigned you.
Avukatımın dediğine göre savcının elindeki en iyi silah senmişsin bu yüzden seni görevlendirmişler.
You're a good lawyer, my friend.
Sen iyi bir avukatsın, dostum.
You know what, my friend? You're going to get a lawyer.
Avukat bulacaksın arkadaşım.
Seeing as how you're my brother's lawyer and all, is what we're doing here, what's the word, unethical?
Kardeşimin avukatı falan olman yüzünden şu an yaptığımız şey, nasıl desem, etik sınırlarını zorlamış olmuyor mu?
- I mean, you're my lawyer.
- Yani, sen benim avukatımsın.
- You're not my lawyer.
— Sen avukatım değilsin.
I'm a lawyer again because I'm reborn, my friend, because you're... you're a cop.
Yine avukatım çünkü tekrar doğdum, dostum, Çünkü sen bir polissin.
You're my lawyer?
Avukatım sen misin?
You're my lawyer.
Sen benim avukatımsın.
- Then you're my lawyer.
- O zaman avukatım sensin.
If you have any more questions you're going to have to call my lawyer.
Başka sorunuz var, avukatımı aramam gerekecek.
Let's pretend... that you're wearing a suit, and let's pretend we're in your office, and let's pretend I just cut you a big check for your services because you are still my damn lawyer.
Haydi varsayalım ki. sen takım elbise giyiyorsun. ve varsayalım ki biz senin bürondayız, ve yine varsayalım ki ben sana büyük bir çek kesiyorum hizmetlerin için çünkü sen hala benim kahrolası avukatımsın
Listen, you're gonna get a letter from my lawyer today... and I just want you to disregard it. Hey Tina, it's Bette.
Tam anlamıyla s * tım!
If you're going to make my son out as a suspect, I will find a lawyer.
Oğlumu şüpheli haline getirmeye çalışıyorsanız, avukat tutarım.
You're gonna call my lawyer, right?
Avukatımı arayacaksın, değil mi?
It's just that my lawyer told me what you're offering for spousal support, and I can't get by on that.
Avukatım aile yardımı için bir şeyler yapabileceğimi söyledi, başka bir yol bulamadım.
And you're the only lawyer in my firm he'll talk to.
Ve sen de firmamda onun konuşacağı tek avukatsın.
They told you because you're my lawyer?
Benim avukatım olduğun için mi söylediler?
Please tell me you're my lawyer.
Lütfen bana avukatım olduğunu söyle.
You need DNA, you're going to have to talk to my lawyer.
DNA gerekiyorsa, avukatımla konuşun.
My lawyer has prepared a libel suit if you're stupid enough to go to print.
O saçma iddialarını yazacak olursan avukatım gereken yasal yollara başvuracak.
You're my lawyer.
Avukatım sensin.
You're my lawyer.
Avukatımsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]