You're my only friend traducir turco
162 traducción paralela
You're my only friend.
Yardım et.
You're my only friend.
Senden başka dayanacak kimsem yok.
Now, my dear friend, if you're worried about a paltry 92.82, my good friend here, Professor Pettigrew, will be only too happy to vouch for my financial stability.
Şimdi sevgili dostum, 92.82 dolar için endişeleniyorsan iyi dostum Profesör Pettigrew,.. ... maddi durumuma kefil olacaktır. Değil mi profesör?
Poor tax, my only friend in the world and you're already tired.
Zavallı Tax, hayattaki tek dostum, şimdiden yoruldun.
- You're my only friend.
- Sen benim tek dostumsun.
My friend, I see that you're really skillful lf you will work for me, not only will you get food
Görülüyor ki, çok yeteneklisin! eğer benim için çalışırsan, daha çok öğün almakla kalmaz... ayrıca çok para kazanırsın
You're my only friend.
Sen benim tek arkadaşımsın.
- You're my only friend.
- Tek arkadaşım sensin.
You're my only friend!
Beni anlayan tek kişisiniz.
Only you're my best friend.
En iyi arkadaşım, sensin.
- Because you're my only friend.
- Çünkü sen benim tek dostumsun.
Besides, you're the only one I have in the world, my friend!
Ayrıca şu dünyada sahip olduğum tek yakınımsın, dostum.
You're my only friend.
Tek dostum sensin.
You're my friend, my only friend.
Sen benim dostumsun, tek dostum.
You're the only friend I have, my wonderful toilet bowl. "
Tek dostum sensin, benim sevgili klozetim. "
I guess you're my only friend, Herbie.
Galiba sen tek arkadaşımsın, Herbie.
- You're my only friend, Abu Who?
- Tek dostum sensin, Abu...
Now you're my only friend.
Şimdi benim tek arkadaşımsın.
Alicia, you're my only friend.
Alicia, sen benim tek arkadaşımsın.
You're my only friend.
Tek dostumsunuz.
You're my best friend... and the only partner I could ever stand to work with.
Sen benim en iyi arkadaşımsın. ve birlikte çalışabileceğim tek ortaksın.
I wasn't at home, and he know's you're my only friend. Is he coming?
Evde yoktum ve biliyor ki benim tek arkadaşım sensin.
If you are my friend... then you're my only one.
Eğere benim arkadaşımsan... hayatta ki tek arkadaşım olmuş, oluyorsun.
You're my only friend!
Benim tek dostumsun.
You're my only friend here.
Sen benim buradaki tek arkadaşımsın.
You're my only friend. Then...
- Sen benim tek arkadaşımsın.
You're my only friend!
Sen benim tek arkadaşımsın!
I'm only telling you this because, you know, you're my friend, man, I love you.
Bunu sana anlatıyorum çünkü benim arkadaşımsın ve seni seviyorum.
Will, come on. I can only do this with you, you're my best friend.
Hadi Will, Sadece senin yardımınla yapabilirim.
Sweet Bowling alley Balloon you're my only friend.
Güzel bovling salonunun balonu tek arkadaşım sensin.
- You're my only friend.
- Sen benim tek arkadaşımsın.
You're not only the person I love, you're also my best friend... and I want to spend the rest of my life with you.
Sen yalnızca sevdiğim kişi değil, aynı zamanda dostumsun ve hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum.
.. not only my best friend, but you're also the person that I... want to spend the rest of my life with.
Yalnızca dostum değilsin..... sen aynı zamanda hayatımın sonuna kadar... beraber olmak istediğim insansın.
You're, like, my only friend, Lindsay, and you're...
Sen benim tek arkadaşım gibisin, Lindsay.
You're our only insurance my friend.
Sen tek güvencemizsin dostum.
Rob. you are not only my friend. you're my accountant.
Sen benim sadece arkadaşım değilsin benim muhasebecimsin.
"Dear Tarek, you are the only one I can write a letter to because you're my only friend."
"Sevgili Trek, sen mektup yazabileceğim tek kişisin çünkü sen benim tek arkadaşımsın."
You think you're my only friend in the PD?
Polis teşkilatındaki tek dostum sen misin sanıyorsun?
You're my only friend.
Tek arkadaşımsın.
You're my only friend, John.
Sen benim tek dostumsun John.
Basically... you're my only friend.
Esasında... tek arkadaşım sensin.
You're my only friend, now.
Şu anda, tek arkadaşım sensin.
My lawyer tells me that you're about the only friend I got left in town.
Avukatım bu şehirdeki esas arkadaşlarımın siz olduğunu söyledi.
You're my only true friend.
Sen benim tek gerçek dostumsun.
WELL, EVEN THOUGH YOU ARE MY BEST FRIEND, THERE'RE SOME THINGS ONLY A LOVER CAN KNOW.
En yakın arkadaşım olsan da, bazı şeyleri sadece bir sevgili bilebilir.
Peter, you're my only friend.
Peter, sen benim tek arkadaşımsın.
You're my only friend.
Sen benim eski dostumsun.
You're also my only friend.
Sen de benim tek dostumsun.
Oh, warm, wooly rock, you're my only friend.
Oh, ılık yumuşacık kaya, sen benim tek dostumsun.
- You're my only friend!
- Benim tek dostumsun!
Only you're not getting it through your head, so maybe my friend here can help.
Kafana girmediyse, arkadaşım girmesine yardım edebilir.
you're my rock 22
you're my hero 133
you're my best friend 278
you're my wife 107
you're my favorite 18
you're my mom 23
you're my only hope 38
you're my baby 18
you're my sister 76
you're my friend 234
you're my hero 133
you're my best friend 278
you're my wife 107
you're my favorite 18
you're my mom 23
you're my only hope 38
you're my baby 18
you're my sister 76
you're my friend 234