English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You're talking nonsense

You're talking nonsense traducir turco

124 traducción paralela
No, you're not talking nonsense, Peter.
Hayır, saçmalamıyorsun Peter.
You're talking absolute nonsense.
Saçmalayıp durmayın.
You're talking nonsense!
Saçmalıyorsun.
- You're talking nonsense.
Saçma konuşuyorsun.
Come on now, you're talking nonsense
Hadi ama, saçmalıyorsun.
Algy, you're always talking nonsense.
- Algy, her zaman saçma sapan konuşuyorsun.
You're talking mawkish nonsense you remember from cheap films
Kötü filmlerden alınmış saçma sapan şeyler söylüyorsun.
You're talking nonsense from the shock.
Şoktan dolayı saçmalıyorsun.
You're talking nonsense.
Saçmalıyorsun.
Rose, you're just talking nonsense.
Rose, saçma sapan konuşuyorsun.
You're talking nonsense!
- Saçmalıyorsun! - Neden?
You're talking nonsense.
Saçmasapan konuşuyorsun!
Stop talking nonsense. You're coming with us.
Saçmalama bizimle geliyorsun.
- You're talking nonsense.
- Saçmalıyorsun.
You're talking nonsense.
Saçma sapan konuşma.
You're a smooth-talking, smart-ass niggers out for all you can get with all that other trouble-making nonsense.
Ağzı laf yapan kurnaz bir zencisin. "Siyah devrimi" gibi palavralarla alabildiğini almaya çalışıyorsun.
What nonsense you're talking!
Neler saçmalıyorsun sen?
You're always talking nonsense!
Hep saçmalar durursun zaten.
Come on, that's nonsense, you're talking bullshit... because the more children you have... the faster the end will come.
Saçma sapan konuşuyorsun. Palavra atıyorsun.. Ne kadar çok çocuğun olursa..
You're talking nonsense
Mantıksızca konuşuyorsun.
You're talking nonsense, Madame Rosa.
Saçmalıyorsunuz Madam Rosa.
You're talking nonsense.
Anlamsız konuşuyorsun.
- You're already talking nonsense?
- Delirdin mi?
- You're talking nonsense.
- Saçma konuşuyorsun.
You're talking nonsense...
Saçmalıyorsun.
You're talking nonsense!
Demek suçlu ben oldum!
You're talking nonsense! You said you didn't know how to dance!
Hani dans etmeyi bilmiyordun?
You're talking nonsense.
Daha neler.
- You're talking nonsense.
- Saçmasapan konuşuyorsun.
- You're talking nonsense.
- Mantıksız konuşuyorsun.
You're talking nonsense.
Bir daha yüzünü görmek istemiyorum!
You're still talking nonsense.
Hala saçma sapan konuşuyorsun.
What nonsense you're talking!
saçma ne konusuyorsun!
you're talking nonsense!
Saçmalıyorsun!
He thinks you're talking about superstition and nonsense.
Saçmalık ve batıl inançtan bahsettiğini düşünüyor.
Dad, now you're talking nonsense.
Baba şimdi saçmalamaya başladın işte.
Gabrielle, what you're talking now is nonsense.
Gabrielle, şu anda konuştuğun şey mantıksız.
- You're talking nonsense.
Saçmalıyorsun.
Barrois is talking nonsense You're wrong He uses his right eye for vowels
Katılacağım son seremoni ama istemesem bile cenaze törenim olacak.
You're being silly, Lola, you're talking nonsense!
Aptalca davranıyorsun, Lola. Saçma sapan konuşuyorsun. Benden özür dilemelisin, Lola.
You're talking nonsense.
Çok mantıksız konuşuyorsunuz.
You're talking nonsense.
Bana dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum.
- You're talking nonsense.
- Saçmalıyorsun
What nonsense? I don't know what you're talking about.
Ne demek istediğini bilmiyorum.
You're always talking nonsense.
Her zaman saçma sapan şeyler söylüyorsun.
- Algy, you're always talking nonsense.
- Algy, her zaman saçma sapan konuşuyorsun.
You're talking nonsense.
Anlamsızca konuşuyorsun.
- You're talking nonsense, Winston.
- Saçmalıyorsun, Winston
Because you're talking nonsense
Alakasız atıp tutuyorsunuz.
- You're all talking nonsense.
Hepiniz saçmalıyorsunuz.
- You're tired. You're talking nonsense.
- Çok yorgunsun.Saçmalıyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]