You're the director traducir turco
244 traducción paralela
Yes, but you're not the movie director.
Evet, ama film yönetmeni sen değilsin.
Funny, isn't it... to meet your first picture director... on the day you're leaving Hollywood, all washed up... even a washed-up director.
Tuhaf. Hollywood'tan ayrıldığım gün... yıldızı sönmüş olsa da... ilk yönetmenimle tanışıyorum.
Oh. So you're the washed-up director.
Demek, yıldızı sönmüş yönetmen sensin.
Now you're sounding like the director.
İşte şimdi diktatör gibi konuştun.
Why, if you're the most successful young director in the theatre...
Tiyatronun en başarılı genç yönetmeniyken..
You're the director, pick your poison.
- Yönetmen sensin, zehrini seç
You're the director. ls the girl on the end all right?
- Sen yönetmensin Sıranın en sonunda ki kız mı?
I am William Castle, the director of the motion picture you're about to see.
Ben William Castle, izleyeceğiniz sinema filminin yönetmeniyim.
By the way, Casey, my boy, I hear you're doing a fine job as Director for the Joint Chiefs of Staff.
Bu arada Casey, evlat... Genelkurmay Başkanlığı, Personel İdaresi'nde iyi iş çıkardığını duyuyorum.
You're the director.
Yönetmen sizsiniz.
You're the director.
Yönetmen sensin.
The man you're looking at is Alfred Belzig, director of the Socialist People's Bank in the East Zone, but secretly a fanatic who has never given up working for a supreme fascist state.
Gördüğünüz adamın adı Alfred Belzig Doğu Bölgesi'ndeki Sosyalist Halk Bankası'nın müdürü fakat aynı zamanda kimsenin adına çalışmaktan vazgeçemediği.. ... en büyük faşist devletin gizli bir hayranı.
And you're the bloody director?
Ve sen de lanet olası yönetmen misin?
Don't know? Look, you're the director. It was your idea to bring him over here from India.
Onu Hindistan'dan getirmek senin fikrindi.
The man you're looking at is Milos Kuro, minister of culture and director of the national theatre of the UCR.
Gördüğün adamın adı Milos Kuro UCR ulusal yönetmeni ve kültür bakanı.
To the hospital director you said So they finally did it! Who're they?
Hastane müdürüne dediniz ki "Demek sonunda yaptılar!" Onlar kim?
You should know. You're the director.
Bunu senin bilmen lazım, yönetmen sensin.
If the director says cry, you're supposed to cry.
Eğer yönetmen ağla diyorsa, ağlayacaksın.
- You're the director.
Sen yönetmensin.
- Now you're with the director.
- Şimdi de yönetmenle birliktesin.
Pete, you're gonna be the best darned director this place ever had.
Pete, sen buranın gelmiş geçmiş en iyi lanet Şefi olacaksın.
You're Dr. Fiorenzo, the director's assistant? .
Siz yönetmen yardımcısı Dr. Fiorenzo musunuz?
You're the film director.
- Sinema yönetmeniydin degil mi?
When you're finished, see the director.
İşin bitince, müdürü gör.
You're the finest Director of Public Relations we've ever had.
Bugüne kadarki en iyi halkla ilişkiler müdürümüzsün.
You're the director of the FBI.
FBI'ın direktörüsünüz.
Every script reaches a point where, in the professional judgment... of the producer, the director, you're finished.
Her senaryo, prodüktörün, yönetmenin profesyonel algısı ile... bittiğine inandıkları bir noktaya ulaşır.
Now, most of us, including the director, feel that your talents are wasted on the X Files, but we respect that you're deeply invested in those areas.
Çoğumuz, müdür dahil, yeteneklerinin, Gizli Dosyalar'da harcandığını düşünüyoruz. Tabii bu konulara çok meraklı oluşuna saygı duyuyoruz.
You're the director you've been my assistant jacek has made a couple of features with me and even more documentaries misio is our sound engineer bring the microphone over here can you hear me?
Yönetmen sensin. Daima benim asistanım oldun. Jacek benimle birkaç film çekmişti ve çok sayıda belgesel de.
- You're the director.
- Yönetmen sensin.
In a related crime story video director Bud Franklin Bundy whose home address is available upon request was the first man to be given a life sentence under the new "one strike and you're out" sexual-harassment law.
Bununla ilgili başka bir suç : video yönetmeni Bud Franklin Bundy adresinin istenilen kişiye verildiği kişi "bir vuruş ve bitti" cinsel taciz yasasının altına yazılacak olan ilk kişi olacak.
You're a director, but if you're the producer, what do you do nobody knows what you do.
Bir yönetmensindir, ama eğer yapımcıysan, ne yaparsın kimse senin ne yaptığını bilmez.
Yes, I do know that you're the news director.
Evet, haber müdürü olduğunu biliyorum.
You're the artistic director, right?
Sen sanat yönetmenisin.
You're going to go off to Hollywood, become some high profile movie director, make millions of dollars, get a drug addiction, end up at the Betty Ford Center, marry some...
Hollywood'a gideceksin, saygın bir film yönetmeni olacaksın, milyon dolarlar kazanıp bir uyuşturucu bağımlısı olacaksın, ve evleneceksin...
YOU KNOW YOU'RE GOING PLACES IN THE BUREAU... WHEN THE ASSISTANT DIRECTOR TIDIES UP YOUR OFFICE.
Müdür Yardımcısı ofisini toparlıyorsa, hakkında söylentiler çıkar.
- l'm freaking out. - You can't do that. - You're the director.
- Olmaz öyle şey, sen yönetmensin.
I know you're the director and as author, I don't like meddling in.
Yönetmen sensin biliyorum ve yazar olarak, karışmak istemem.
You're supposed to meet the director tomorrow.
Yarın yönetmenle görüşmen gerekiyor.
It's doable when you're the chief MP by day and the director of retail heroin sales by night.
O tür insanlarla iş birliği yapmasını severdi.
You're the director now?
Ne yani? Şimdi de yönetmen mi oldun?
So you're the director.
Yani sen yönetmensin.
The director said, "You'll have a few weeks where you're not working because we have so much to do with Marilyn and Dean."
"Yönetmen, birkaç hafta çalışmayacaksınız çünkü Marilyn ve Dean'le yapacağımız çok iş var" dedi.
When they portrayed something, when the director said, "You're exhausted"... ... or "You're frightened," they would have something.
Amaç, iş başındayken, yönetmen "Tamam bittiniz, yeter" diyene kadar verecekleri bir şeylerinin olmasıydı.
If you're new to DVD, you might want to rent the director's cut of Das Boot.
Çünkü kendisi teknoloji özürlüdür.
One call to the deputy director, and you're canned.
Genel Müdür Yardımcısını ararsam amirine itaatsizlikten atılırsın.
You`re the director.
Yönetmen sensin.
If you're trying to straddle the enemy's battle ship, so you fire off and you're watching very closely from up in the director tower.
Eğer düşmanın savaş gemisini yok etmeye çalışıyorsanız, o zaman ateşi kesip, kaptan köşkünden, atılan topları çok iyi şekilde izlemelisiniz.
You're the director now ;
Artık direktör sensin ;
The casting director says, "You're washed up."
Oyuncu yönetmeni, "Sende iş yok" diyor.
The rehab director asks if you're forfeiting your place.
Rehabilitasyon müdürü gelip gelmeyeceğini soruyor.
you're the best 629
you're the worst 63
you're the boss 305
you're the love of my life 40
you're there 132
you're the devil 36
you're the father 25
you're the only one 89
you're the man 199
you're the guy 36
you're the worst 63
you're the boss 305
you're the love of my life 40
you're there 132
you're the devil 36
you're the father 25
you're the only one 89
you're the man 199
you're the guy 36