English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You're the first

You're the first traducir turco

4,262 traducción paralela
You're the one who said you didn't want to be his son first and walked out of here.
Uzun zaman önce bu evin oğlu olmak istemediğini söyleyerek gitmiştin.
Are you trying to scare away the first girl that doesn't think you're Frankenstein?
İlk kez, seni bir Frankenstein olarak görmeyen... bir kızı korkutmaya mı çalışıyorsun?
Well, you're the one who lost interest first.
Yani, ilgiyi kaybeden asıl sensin..
You're the only person I ever met who didn't ask about it in the first five minutes.
Sen tanıştığım ilk beş dakika içinde bunu sormayan ilk kişisin.
♪ Is it spring and you're the first to wake?
Bahar geldi de Uyanan ilk sen misin?
All right, well, I just wanna say it's nice to meet you, and get ready,'cause we're on the road first thing in the morning, okay?
Peki, tamam.Sadece sizinle tanıştığıma memnun oldum, ve hazırlanın, çünkü sabah ilk iş yola çıkıyoruz tamam mı?
You're not the first committee to sit at a table and tell me...
Sen ilk kuruldan kisi degilsin bu masanin etrafinda oturan. ... anlat bana...
I think you're the first woman I've ever really been friends with.
Sahiden arkadaş kaldığım ilk kadın sensin galiba.
You're kinda the first one, you know?
Bir ilksin bu konuda.
At first, Da didn't want to stop on account you may be a lunatic who escaped, but I convinced him you couldn't be since you're headed toward the madhouse and not away from it.
İlkin, babam senin bir kaçık olduğunu düşünerek durmak istemedi ama onu, senin, tımarhaneye doğru gittiğin için ve ordan uzak olmadığın için deli olmadığına ikna ettim.
You're going to forget what you were doing in the car in the first place, bump into the divider, wet yourself, ruin the car, lose your license, and your dignity in one fell swoop.
O arabada ne yaptığını unutacaksın bariyere çarpıp arabanı mahvedeceksin, kendini de ıslatacaksın. Ehliyetini ve itibarını kaybedeceksin.
- No, you're the first.
- Yok, ilk sana söyledim.
You're the first.
Sen ilksin.
If you're still in the red by the end of the first stage, you're out.
İlk aşamanın sonunda hala kırmızı alandaysanız, ayrılırsınız.
You're looking at the world's first human-spider hybrids.
Dünyanın ilk insan-örümcek melezlerine bakıyorsunuz.
Is this the first time your mom passed away... or is it something you do on all cases you're about to lose?
Annen ilk kez mi ölüyor, yoksa kaybetmek üzere oldugun tüm davalarda olur mu?
You're the first granddaughter I ever had.
Sen benim ilk kiz torunumsun.
In fact, you're the first girl in this family in a long time.
Aslinda bu ailede uzun süredir dogan ilk kizsin.
Perhaps you didn't hear me when first I spoke... but it is imperative that you understand... we're in a complete lockdown situation. We have to get you to the third floor...
Belki ilk söylediğimde duymamış olabilirsiniz ama çok önemli bir mevzu söz konusu binayı tamamen kilit altına alıyoruz.
The first day when we were talking about Matty coming out? I should've gotten him that cake that said, "You're gay."
Söylediğin o üzerinde "Sen bir geysin ve muhteşemsin" yazan pastayı, gerçekten ona vermeliydim.
Well, first off, you have to understand that when you're in the Games - you only get one wish.
Öncelikle şunu anlamanız gerekir, Oyunlar'dayken bir dileğiniz olur.
It's what you do when you've lost track of why you're fuckin'in the first place.
Bu, birbirleriyle seks yapmayı bıraktıklarında başvurulan bir yöntem.
Well, I hope you ladies brought your handkerchiefs,'cause the next thing you're about to see has been known to make some weep at first sight. Follow me.
Hanımlar, umarım yanınızda mendillerinizi getirmişssinizdir çünkü birazdan göreceğiniz şey ilk görüşte insanı ağlatan bir şey olarak bilinir.
Yeah, you're going to school the first time she gets called to the principal's office, not me.
Müdürün odasına ilk çağırılışı.
The first is that a lot of the math they're teaching you that they swear you'll use in your life, you won't.
Birincisi, yaşamında kullanacağına yemin edip öğrettikleri.. ... onca matematik işlemini kullanmayacaksın.
If no one's told you yet you're a genius and an artist, let me be the first.
Bir dahi ve bir sanatçi oldugunuzu söyleyen olmadiysa ben ilk olayim.
so, Talia, you want to jump head first into the boxing world and this is who you're banking your future on?
Ee Talia boks dünyasına en tepeden girmek istiyorsun ve umudunu bağladığın adam bu mu?
Come on, you're not gonna tell the first lady, are you?
Hadi ama, First Lady'e söylemeyeceksin, değil mi?
You're not exactly my first choice for a traveling companion either but you're the best bet I have to get out of this stupid house.
Sen de benim ilk tercihim olacak bir yol arkadaşı değilsin ama bu aptal evden gitmek için en iyi ihtimalim sensin.
Dad, you're the one that wanted these video-time-capsule pieces in the first place.
Baba, zaman kapsülü videosunun bir parçası olmayı isteyen sendin.
So, dude, you take a girl home for the first time and sleep with her, and you wake up in the morning and she's trying to... you know, re-arrange your life.
Dostum, kızı ilk kez eve götürüp, uyursunuz ve sabah uyanırsınız ve o hayatını düzenlemeye başlar.
They're the first things you see.
- Gördüğün ilk şeyler.
You're not the first person to ask me to do the whole commercial art thing. You, uh...
Sen, ee..
You're not the first to notice.
! Bunu fark eden ilk kişi sen değilsin.
You're the first of the official death squads to whom we've been formally introduced.
Resmen tanıştığımız ilk ölüm mangası sizsiniz.
You think you're the first partners only to try to run when you're first faced with talking with me?
Lütfen, buraya yardım aramaya gelen ve beni ilk kez gördüğünde kaçmaya çalışan ilk çiftlerin siz olduğunumu sanıyorsunuz?
You're the first face the guests see.
Müşterilerin gördüğü ilk surat sensin.
You're not the first and you won't be the last.
İlk değilsin, son da olmayacaksın.
You're the first. - Do you expect us to live like this?
Böyle yaşamamızı mı bekliyorsunuz?
Good,'Cause You'Re The First Person I'Ve Played It For.
Güzel, çünkü ilk defa sana çaldım.
What you're feeling is the Presence, the first stage.
Hissettiğin şey mevcudiyet, ilk aşama.
First, we'll review Michael Caine and Pierce Brosnan - in The Fourth Protocol. - And then, Gene Hackman and Kevin Costner star in No Way Out, and we have a third thriller, too if you're interested.
Önce Michael Caine ve Pierce Brosnan'ın oynadığı "Dördüncü Protokol" ardından Gene Hackman ve Kevin Costner'ın başrollerini paylaştığı "Çıkış Yok" filmlerini değerlendireceğiz.
You're the first boyfriend I ever had to pass the test!
Bu testi geçen ilk sevgilimsin!
You're the first customer today.
Bugünkü ilk müşterisi sizsiniz.
So, this is your third movie with Dave and the first one you've made together now that you're officially a couple in real life.
Bu, Dave ile üçüncü filminiz ve gerçek hayatta resmen bir sevgili olarak birlikte yaptığınız ilk film.
You know the first thing I thought when mom told me you're not gonna be home?
Evi düşündüğümde ilk aklıma gelen şey nedir biliyor musun?
You're gonna jump to the first explanation that pops into your head.
Sadece kafandan geçenlere inanıyorsun.
That's if you're lucky enough to work in the first place.
Tabii bu işi yapabilecek kadar şanslıysanız.
Pepito, you're gonna be in the first car.
Pepito, ilk arabada sen varsın.
So, if we're gonna jog your memory, you want to check out the E.R. first?
Hafızanı harekete geçirme işine acil servisle başlamaya ne dersin?
You're the first person to call me a Don Juan.
Bana Don Juan diyen ilk kişisiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]