You're the only one i can trust traducir turco
86 traducción paralela
Darling, you're the only one I can trust now.
Sevgilim, güvenebileceğim tek sen varsın.
I was thinking, of all the people I've known, you're the only one I can trust not to turn me in for that reward.
Düşünüyordum da, tanıdıklarım arasında sadece sen o ödüle karşılık beni ele vermeyeceğine güvenebileceğim kişisin.
You're the only one I can trust.
Güvenebileceğim tek kişi sensin.
- Because you're the only one I can trust.
- Çünkü güvenebileceğim tek kişi sensin.
Now you're the only one I can trust.
Artık tek güvenebileceğim kişi sensin.
You're the only one I can trust.
Güvenebileceğim bir tek sen varsın.
- You're the only one left I can trust.
- Güvenebileceğim bir tek sen kaldın.
I guess you're the only one I can trust.
Sanırım sen güvenebileceğim tek kişisin.
I am endangering you and I know it but you're the only one I can trust with this.
Seni tehlikeye attığımın farkındayım. Ama bu konuda sadece sana güvenebilirim.
But you're the only one that I can trust right now.
Fakat şu an güvenebileceğim tek kişi sensin.
You're really the only one that I can trust.
Şu anda güvenebileceğim tek kişi sensin.
You're the only one I can trust.
Sen güvenebileceğim tek kişisin.
You're the only one, I feel like, I can trust. Will you just tell her, you ran into me.
- Sen güvenebileceğimi hissettiğim tek insansın.
You're the only one I can trust.
- Burada güveneceğim tek kişi sensin.
Because you're the only one that I can trust.
Çünkü güvendiğim tek kişi sensin.
You're the only one I can trust with this.
Güvenebileceğim tek sen varsın.
I just feel like... you're the only one in the whole world that I can trust.
Sanki sen... Tüm dünyada güvenebileceğim tek kişiymişsin gibi hissediyorum.
This is why you're the only one I can trust with these jobs.
Bu yüzden bu işlerde bir numarasın.
You're the only one I can trust around here.
Güvendiğim tek kişisin.
It has come to my attention that my wealthy benefactors and the local Kuakuani tribes are in some sort of competition to plunder the riches of Africa it has become depressingly apparent that you're the only one I can still trust.
Zengin patronlarım ve buralı... kabilelerin, Afrika'nın zenginliklerini talan etme çabaları, ilgimi çekiyor. Hala güvenebileceğim tek kişinin sen olduğu, üzücü bir şekilde ortaya çıktı.
You're the only one I can trust over there.
Haydi Orada güveneceğim bir tek sen varsın.
I have a tough mission and you're the only one I can trust.
Önümüzde zorlu bir görev var ve sen güvenebileceğin tek kişisin!
You're the only one I can trust.
Güvenebileceğim tek kişi.
You ´ re the only one I can trust with this information.
Bu bilgiyle, güvenebileceğim yegane insan sensin.
I'm sorry if I woke you, but you're the only one I can trust.
- Uyandırdığım için özür dilerim.
You're the only one I can trust.
Bu konuda güvenebileceğim tek kişi sensin.
- Horatio, you're the only one I can trust.
- Horatio. - Güvenebileceğim sadece sen varsın.
You're the only one I can trust now.
Güvenebileceğim tek kişi sensin şimdi.
I'm sorry if I startled you Scott, but you're the only one I can trust.
Seni korkuttuysam özür dilerim Scott, ama güvenebileceğim bir tek sen varsın.
For whatever reason, you're the only one I feel like I can trust... and if I can remember that, they're not far behind, so we gotta get out now.
Sebebi ne olursa olsun güvenebileceğimi hissettiğim tek adam sensin ve bunu hatırlayabiliyorsam, onlar çok uzakta değil demektir, yani hemen çıkmamız gerek.
Caldwell is giving the orders, and you're the only one I can trust not to shoot me on sight.
Emirleri Caldwell veriyor ve beni gördüğü anda vurmayacağına inandığım kişi sensin.
- You're the only one I can trust.
Güvenebileceğim tek kişi sizsiniz.
I know I sound paranoid, but you're the only one I can trust.
Paranoyakça göründüğünün farkındayım. Ama sen güvenebileceğim tek kişisin.
You're the only one I can trust.
Sen güvenebileceğim tek insansın.
You're the only one I can trust, K.
- Bir tek sana güvenebilirim K.
You're the only one I can trust.
- Güvendiğim tek kişi sensin.
You're the only one I can trust.
Sen güvenebilecegim tek kisisin.
Besides, you're the only one I can trust to handle this.
Ayrıca sen bu iş için güvenebileceğim tek kişisin.
You're the only one I can trust, man.
Sen güvenebileceğim tek kişisin, dostum.
- You're the only one I can trust.
- Sen güvenebileceğim tek kişisin.
You're the only one that I can trust.
Güvenebileceğim tek kişi sensin.
You're the only one I can trust.
Güvendiğim tek kişi sensin.
Roland, you're the only one who I can trust.
Roland, güvenebileceğim tek kişi sensin.
Oh, thank God! You're the only one I can trust to help me get this footage.
Bu görüntüyü çekmek için güvenebileceğim tek kişi sensin.
Jason, there's a lot I want to get off my chest before I die, and you're the only one I can trust.
Jason, ölmeden önce herşeyi dökmek istiyorum, ve tek güvenebileceğim kişi sensin.
Sterling, you're the only one I can trust.
- Sterling, güvenebileceğim tek kişi sensin.
I needed you because you're the only one I can trust.
Sana ihtiyacım vardı, çünkü güvenebileceğim tek kişi sensin.
You're the only one that I can trust.
Yalnızca sana güvenebilirim.
And you're the only one I trust who can do it.
Tek güvenebileceğim sensin
You're the only one I can trust with this.
Bu konuda güvenebileceğim tek kişi sensin..
Frank, you're the only one I can trust.
Frank, güvenebileceğim tek kişi sensin.