You'til traducir turco
538 traducción paralela
I will hunt you til the youngest day.
seni en kısa zamanda öldüreceğim.
I don't know how many centuries you've lived'til now, but it looks like I'm better at controlling my emotions.
Bu zamana kadar kaç asır yaşadın bilmiyorum, ama görünüşe göre ben duygularımı kontrol etmede daha iyiyim.
Just wait'til you get back home, you inflated tadpole.
Eve dönünceye dek bekle, seni İri-kıyım Dombili.
Why don't you wait'til tomorrow morning so that we can talk it over?
Niye yarın sabaha kadar beklemiyorsun ki, hem bunu konuşabiliriz de?
We'll wait'til the street's empty and nobody'll see you.
Sokak boşalana kadar bekleyelim, böylece kimse bizi görmez.
But wait'til you taste one, dearie.
Ama hele bir tanesinin tadına bak canım.
You just wait'til we get to a stop.
Durduğumuzda gösteririm ben sana!
I'll wait down at the Neptune'til you come.
Sen gelene kadar Neptune'de bekleyeceğim.
Wait'til they spot you, then get under something.
Seni farketmelerini bekle, sonra da biryerlere saklan.
That's why Farid and you must cover up'til I get there.
Ben oraya ulaşana kadar Farid'le durumu idare etmelisiniz.
Oh no. Not'til I know whether you're prediction is right or not.
Hayır, kehanetinin doğru olup olmadığını öğrenene kadar olmaz.
Well, in case you do I'll be waiting for you at the Evening News office tomorrow'til 1 o'clock.
Peki, her ihtimale karşı "Akşam Haberleri" ofisinde yarın saat 1'e kadar bekleyeceğim.
You'll be here'til Monday.
Pazartesiye kadar buradasınız.
And you can look through that'til your eyes ache and you won't find a hole in it.
Ayrıca gözleriniz acıyana kadar bakabilirsiniz ama tek bir delik bile bulamayacaksınız.
With the fine job you've done I feel free to say, and the judge will bail me out, this town will be safe'til tomorrow.
Çalışmaların sayesinde şunu diyebilirim, ki hakimde benimle aynı görüşte, bu kasaba yarına dek güvende olacaktır.
Stop'til I tell you to start again.
Sana tekrar söyleyene dek başlama.
Into the kitchen and stay there'til I tell you.
Mutfağa git ben söyleyene kadar da çıkma.
You don't leave me'til I tell you to leave me.
Ben söylemeden de gidemezsin.
- Just wait'til you meet him.
- Onunla tanışana kadar bekleyin.
- Why did you wait'til now to tell us?
Bunu söylemek için neden şimdiye dek bekledin?
And a anger drum beat in your head til you taste the heat on your tongue.
Dilinde bir sıcaklık hissedene kadar adeta kafanın içinde çalan bir davul ritmi.
You know you'll stay in the sweat til they find the body in the newsbreaks.
Ceset son dakika haberlerinde bildirilene kadar ter dökeceğini biliyorsun.
Will you be leaving me in the dark'til the end?
Yoksa beni karanlıkta bir başıma mı bırakıyorsunuz?
You should lie on the old stone'til your blood runs into the earth!
Kanın akana kadar yere uzanmalısın.
You can save the scolding'til later Look, can't you see that Vicki's upset?
Sonra azarlarsın. Vicki'nin üzgün olduğunu görmüyor musun?
Wait'til I get hold of you!
Seni manyak! Gardiyanlar!
Your teacher... asked me to explain til you fully understand.
Öğretmenin ikna olana kadar sana açıklamamı istedi.
You follow the river upstream'til you come to the old steam railway line.
Tren yoluna gitmek için nehri tersine doğru izle.
Wait til you taste Anya's cooking!
Anya'nın yemeklerini tadana kadar bir bekle!
Oh, come on girls, wait'til you see how modern it is! And they even have american stuff. Come on!
Amerikan malları bile var, hadi gelin.
But at the first chance you get, You wait til 1967 and the 1970s, You're gonna see the greatest nuclear war of all time.
Ama bulduğunuz ilk fırsatta, 67lere ve 70lere kadar beklerseniz, Tüm zamanların en büyük nükleer savaşını göreceksiniz.
Thank you, no. It`s just `til the Dramamine works.
Teşekkürler yakında ineceğiz.
Looks like you`ve been locked out of your room, buddy... `til you pick up the tab.
Odadan atıldın evlat.. anahtarı veremem.
We keep them nice and safe, `til you get this thing settled.
Borcunu ödeyene kadar el koyduk.
I could tell you about it'til dooms day.
Kader gününe kadar. sana anlatabilirim.
So,'til then... sir, if you would...
Bu yüzden efendim... o zamana kadar...
Why don't both of you slip out of the country'til this thing's blown over?
- Gerçekten mi? Niçin olaylar unutuluncaya kadar ikiniz de ülke dışına çıkmıyorsunuz?
You can stay at my place'til you get something sorted out... if you want.
Bir yer ayarlayıncaya kadar bende kalabilirsin, eğer istersen.
You'd better hole up in my place for a day or two'til we sort something.
Bir çözüm bulana kadar birkaç gün bende kalsan iyi olur.
Til the last breath I'll tell you The whole story.
Son nefesime kadar sana bütün hikayeyi anlatacağım.
Told you I wouldn't be finished'til midnight!
Gece yarısına kadar meşgul olduğumu söyledim.
And wait til'you smell Ms. Beadle? s Lemon Verbina!
Ve Beadle ögretmenin parfümü çok hosuna gidecek!
Will you stay here'til I come back?
Ben gelene kadar burada mı kalacaksın?
We'll stay here'til you make sense.
Bütün sabahı gerekirse bütün günü bu işe harcayacağız. Şimdi düzgün söyle.
I thought you weren't coming'til tomorrow!
Yarın geleceksin sanıyordum!
Wait'til you see it!
Nadide bir parçadır! Görünce hak vereceksiniz.
'Til you burned alphabet through the sky and ended the curse.
Ta ki sen gökyüzündeki o alfabeyi yakıp, laneti kaldırıncaya kadar.
# You gotta libretti it'til you get it #
# Onu serbest bırakmalısın... senin oluncaya kadar #
There, there! That's enough of that Save that'til after you're married
Yeter bu kadar, gerisini evlendikten sonraya saklayın.
You're right I'll wait'til morning to say hello.
Haklısınız. Kendisine merhaba demek için sabahı bekleyeceğim.
Wait'til you see the next one I'm gonna do.
Bundan sonraki resmimi görene dek bekle.