You've seen her traducir turco
1,079 traducción paralela
I'll show you her photo, You've seen her no doubt.
Sana onun resmini göstereyim. Şüphesiz onu görmüşsündür.
At her age, I rather enjoyed errors with no noticeable damage. But, I must admit, you're the farthest thing from a bookworm I've ever seen.
Onun yaşındayken fazla zarar vermeyen hatalarımdan keyif alırdım ama itiraf etmeliyim ki kitap kurduna hiç mi hiç benzemiyorsun.
You have seen that my defence systems operate automatically, and not always in accordance with my wishes.
Savunma sistemlerim otomatik olarak çalışır ve her zaman isteklerime göre hareket etmez.
I'll work or write letters... or tell you about the places I've seen, anything.
Çalışırım veya mektup yazarım... gördüğüm yerleri size anlatırım, her yeri, her şeyi.
I've seen men like you in every town in the west.
Sizin gibi adamları hemen her kasabada gördüm.
I want that girl you saw and all the girls I haven't seen.
Gördüğünüz o kızı istiyorum ve henüz daha görmediğim her kızı istiyorum.
Madame isn't one easily forgotten once you've seen her.
hanımefendi daha önce görüp de unutulacak birisi değildi.
- You've just seen her?
- Demin onu mu gördün?
You should've seen the things we had... the new car and the house and everything.
Sahip olduğumuz şeyleri görecektin yeni araba, ev ve her şey.
Now, tell her she has the most irresistible eyes you've ever seen.
Gördüğün en dayanılmaz gözlere sahip olduğunu söyle.
You've seen her a lot lately, she's changed.
Onu son dönemde sık sık görüyorsun, değişti.
I've seen her and she wants you to know that she's happy.
Onu gördüm. O sizin mutlu olduğunu bilmenizi istiyor.
Dear, dear Anne... You look lovelier than than everything I've seen in a laundry before.
Sevgili Anne... bir çamaşırhanede gördüğüm her şeyden daha güzelsin.
You've seen a young girl's blood streaming on her flesh like fire?
Genç bir kızın vücudundan ateş gibi dökülen kanı gördün, değil mi?
You've never seen her before.
Onu daha önce hiç görmedin.
Take you, and on top of that, that damn puny, little Picayune girl that ain't never seen the outside of a filling station, and by God the papers do but print about you all the time.
Hepsinin üstüne de, şu lanet olası hayatında benzin istasyonundan dışarısını asla görmemiş bir... çelimsiz küçük Pikayun kızı için gidiyorsun. Ve Tanrı aşkına tüm lanet gazeteler her zaman senden bahsedip, duruyor.
I've seen that in every port I've been in, ain't you?
Bunu gittiğim her limanda görmüşümdür, sen görmedin mi?
You've seen her in pictures.
Resimlerini görmüştün.
Well, you've seen her. God, there ought to be a law.
Ve sende gördün işte, bunun için bir yasa çıkarılmalı.
It's beyond anything that you've ever seen in your life.
Hayatınızda gördüğünüz her şeyin ötesinde.
.. he got a hooker every night and you've never seen him?
... her gece bir fahişeyi tutuyor ama onu hiç görmedin ha?
I'll tell you the truth. I've seen her look better.
Isıyı ayarlayacağız, şapşal.
You're a wonderful tennis player... and you're the worst driver I've ever seen in my life.
Çok iyi bir tenisçisiniz Ve hayatımda gördüğüm en kötü şoförsünüz. Hayatımda, yani, her yerde.
And apparently you've never seen her before.
Anlaşılan onu daha önce hiç görmediniz.
- Ah, oui! You could have walked on the deck, seen everything. Then when the coast was clear, you could have taken the gun..... returned...
Her şeyi görmüş ve silahı sen de almış olabilirsin.
Well, I've seen a good deal of you, sitting by your side with Sam each day.
Ben seni bol bol gördüm. Her gün Sam'le birlikte başucunda oturdum.
You've seen it every day this week.
Bu hafta, her gün gördünüz.
You should've seen her.
Onu görmeliydin.
You've seen her.
Onu görmüşündür.
I suppose you've never seen her, right?
Onu hiç görmediniz, değil mi?
You've seen it you've heard it and you're still asking questions?
Her şeyi gördün, her şeyi duydun, hâlâ soru mu soruyorsun?
When you've been tickling'the ivories as long as I have. You've seen a broken heart for every drop of rain. A shattered dream for every fallen star.
Piyano çalmaya başladığımdan beri yağmurun her damlası kadar kırık kalp ve düşen her yıldız kadar parçalanmış hayaller gördüm.
I haven't seen her, and I'm worried, and I thought you...
Onu uzun zamandır göremedim ve meraklandım ve düşündüm ki...
You've seen her, haven't you?
Onu gördün, değil mi?
Have you've ever seen her before?
Onu daha önce hiç gördün mü?
In order to have seen Linda in the water below and to wave to her... you would have had to stand right on the very edge.
Linda'yı aşağıda suda görebilmek ve ona el sallayabilmek için tam... en kenarda durmuş olmanız gerekiyordu.
And the lady you accompany, I've seen her somewhere before.
Beraber olduğunuz hanımefendi, Onu daha önce bir yerlerde gördüğüme eminim.
At least you've seen her now
En azından şimdi onu gördün.
Every time you've seen the girl, you've seen the beast, right?
Kızı her gördüğünüzde, canavarı da gördünüz, değil mi?
At least I've seen you every day.
Hiç değilse sizi her gün gördüm.
- But you've hardly seen her lately.
- Ama son zamanlarda onu göremedin bile Koç.
You've seen the changes everywhere.
Değişiklikleri her yerde görebilirsin.
You've seen her with her clothes off.
Sen onu elbisesiz görmüşsündür.
Everything you've ever seen or read or felt is all locked up there somewhere.
Gördüğün okuduğun ve hissettiğin her şey içerde bir yerde kilitli.
You've seen her.
- Kim?
You've seen her?
Onu gördün mü?
You've seen her?
Bir kilisedeydi.
So I haven't seen her in three years, you know, and...
Onu üç yıldır görmüyorum, bilirsin, ve...
you've never seen the inside of her handbag.
Sen hiç çantasının içini görmedin!
I've seen how she looks at you over her walker.
Değneklerinin üstünden sana nasıl baktığını gördüm.
I think that... if you had seen her delight when I brought home the meat... and the tin of tongue, you would know how grateful we are.
Eti ve dil konservesini... eve götürdüğümde yüzündeki mutluluğu görmüş olsanız... ne büyük şükran duyduğumuzu anlardınız.
you've seen them 46
you've seen it before 18
you've seen 27
you've seen them all 19
you've seen it 87
you've seen me 18
you've seen him 53
here 35434
hermes 98
here we go 9033
you've seen it before 18
you've seen 27
you've seen them all 19
you've seen it 87
you've seen me 18
you've seen him 53
here 35434
hermes 98
here we go 9033
herald 31
heroin 209
herbert 132
herself 49
hercules 220
hershey 18
hertz 45
here we go again 374
herring 17
heroic 33
heroin 209
herbert 132
herself 49
hercules 220
hershey 18
hertz 45
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366