You can't do it alone traducir turco
91 traducción paralela
I'll do the best I can for them. lf l can't do it with you, I'll do it alone.
Onlar için en iyisini yapacağım. Seninle yapamazsam, tek başıma yaparım.
But for some reason, you feel you can't do it alone.
Fakat bir nedenle, onu yalnız yapamayacağını düüşünüyorsun.
You can't do it alone
Elinden bir şey gelmez.
I know, but you can't do it alone.
Biliyorum, ama bunu yalnız başına yapamazsın.
I can't do it alone and I can only trust you.
Bu işi tek başıma başaramam ve sadece size güveniyorum.
You can't do it alone, you know.
Bunu yalnız yapamazsın biliyorsun.
Well, nobody else is. And you can't do it all alone.
Kimse gelemez ve siz de tek başınıza bunu yapamazsınız.
You can't do it alone.
Tek başına başaramazsın.
We're going across that bridge... and you're going to guide me... because I can't do it alone.
Bu köprüyü geçeceğiz... ve sen bana rehberlik edeceksin... Çünkü tek başıma yapamam.
And, uh,'cause you have to find your kid, and you can't do it alone.
Çocuğunu bulmak zorunda olduğun ve bunu yalnız yapamayacağın için.
You can't do it alone, MacGyver.
Tek başına yapamazsın MacGyver.
You can't do it alone.
Tek başına başaramazsınız.
You can't do it alone.
Bunu yalnız yapamazsın ki.
If we can't make it through this, if you do not know you're not alone...
Bunu atlatamazsak, yalnız olmadığını bilmezsen...
You can't do it alone.
- Tek başına yapamazsın.
Can't you do it alone?
Yalnız yapamaz mısın?
You guys can't do it alone.
Tek başınıza başaramazsınız.
If you can't do it alone, you can ask for help.
Madem başa çıkmakta zorlanıyorsun, yardım istersin olur biter.
Can you do it alone? Don't worry.
Merak etme.
You can't do it alone, Ling.
Senin beceremediğin şey, Ling.
If I decide to help you I can't do it alone.
Yardım etmek istese bile bunu tek başıma yapamam.
- You can't do it alone?
- Tek başına yapamaz mısın?
Yeah, but you can't do it alone.
Evet ama tek başına yapamazsın.
It's a huge dream, and you can't do it alone.
Koca bir hayal ve bunu tek başına yapamazsın.
00, 00 : 56 : 46 : 00, "Look, I think there are some people alive in there... 00, 00 : 56 : 47 : 13,... and I'm gonna try and get them out." 13, 00 : 56 : 50 : 00, "Well, nobody else is and you can't do it all alone."
"Tek başıma olmayacağım,... o da benimle geliyor."
You just... can't do it alone.
Sadece yalnız başına yapamazsın.
You can't do it alone
Yalnız başına yapamazsın.
I can't do it alone, or I'd have done it long ago. I have something to tell you :
Bunu tek başıma yapamam, zannettiğinden daha uzun sürer.
You can't do it alone, you don't have the skills.
Bunu tek başına yapamazsın, sende o yetenek ne gezer.
There's no way you can't let an innocent girl sit out there and die alone. You can't do it.
İmkanı yok, masum bir kızın orada kalıp ölüp gitmesine müsaade edemezsin.
- You can't do it alone, Russell.
Oh.
Maggie, you can't do it alone.
Maggie, yalnız yapamazsın.
You can't do it alone.
Tek başına yapamazsın. Gerçekten gitmek istiyor musun?
I'm gonna get you this baby, but I can't do it alone.
Bebeği çıkaracağım ama bunu tek başıma yapamam.
And you can't do it alone.
Tek başına yapamazsın.
Don't be dumb, you think you can do it alone?
Aptal olma, kendi başına yapabileceğini mi sanıyorsun?
- You can't do it alone!
- Tek basina olmaz! ..
Well, you can't do it alone, Larry.
Tek başına yapamazsın Larry.
You can't do it, ok, not alone.
Yapamazsın, tamam mı? Yalnız olmaz.
I can't help it if all I want to do is be alone with you.
Seninle yalnız kalmak isterken pek konsantre olamıyorum.
If you want those guns, I can't do it alone.
O silahları istiyorsan, tek başına yapamam.
To have the ability to change fate... It's hard to admit when you can't do it alone.
Kaderi değiştirecek gücün olduğunu bildikten sonra bunları artık yalnız yapamayacağını kabullenmek zor oluyor.
No, you can't do it alone.
Ben çekerim. Hayır, tek başına yapamazsın.
But, you know what? We can't do it alone.
Bunu yalnız yapamayacağımızı biliyorsun, değil mi?
You can't do it alone.
Tek başına yapamazsın.
Well, you can't do it alone.
Şey, bunu yalnız yapamazsın.
Please, it's totally stupid! I can't leave you to do it alone!
Hayatında bir kere olsun işleri tek başına hallet lütfen!
Call the men if you can't do it alone.
Tek başına yapamıyorsan, adamları çağır.
You can't do it alone.
Tek başına yapma
And I can't do it alone. I need you.
Ve ben bunu tek başıma yapamam, sana ihtiyacım var.
Turns out the only real strength is knowing you can't do it alone.
Sonunda anlaşıIdı ki tek gerçek güç tek başına yapamayacağını bilmektir.