English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You can't quit

You can't quit traducir turco

484 traducción paralela
Americans like you and me can't quit, Sam.
Senin ve benim gibi Amerikalılar öylece çekip gidemez.
Babe, I can't let you quit now.
Babe, istifa etmene izin veremem.
Quit it. Quit it, can't you?
Kes artık şunu.
You can't quit.
Gidemezsin.
You can't quit now.
Şimdi bırakamazsın.
If you don't like the racket, Shorty, you can always quit.
Bu iş hoşuna gitmiyorsa istediğin zaman bırakabilirsin, Shorty.
You can't quit now. - Shut up.
Şimdi vazgeçemezsin.
And people like Susie, who are just beginning to. You can't quit.
Senin inandığın şeylere inamaya başlayan, Suzie gibi insanlar için.
I suppose I reminded me for minding my own business, but you can't quit alone, or be yourself.
Biliyorum bunu söylemek bana düşmez ama böyle kendi içine kapanarak bu işin içinden çıkamazsın.
You just can't up and quit me with no notice or anything.
Önceden bildirmeden aniden çekip gidemezsin.
You can't quit now.
- Senin neyin var? Şimdi bırakamazsın.
Come on, mister, you can't quit now.
Hadi, bayım, şimdi çekip gidemezsiniz.
So you can tell the boys you quit because the part wasn't big enough?
Böylece rol yeterince büyük olmadığı için bıraktığını söyleyesin diye mi?
... you can't quit easily.
kolay bırakamıyorsun.
You can't quit now, man.
Şimdi vazgeçemezsin, evlat.
- You fool! If you don't like my methods, you can quit. You won't be dragged before the Kenpeitai.
Yöntemlerimden hoşnut değilsen bırakıp gidebilir ve postunu kurtarabilirsin.
- You can't quit now.
Bay Drummond, şimdi gidemezsiniz!
So if you think about these 35 million, you just can't quit.
Yani 35 milyonu düşündüğünde, işini öylece bırakamazsın.
Mr. Spock, why don't you join us common humanoids in trying to find a way out of here and quit explaining why we can't get out.
Spock, neden çıkamayacağımızı izah etmeyi bırak ve bir çıkış yolu bul.
You can't quit this early.
bu kadar erken ayrılamassın.
We're in sync, but you can't hear a fucking thing because of the fucking helicopters, so I'm going to quit!
Eşzamanlılık tamam ama bir bok duymuyorum ki! Siktiğiminin helikopterleri yüzünden. Çekip gideceğim şimdi.
Ifyou don't want to go back to the can, ifyou want to find the helmet, you've got to quit all your squabbles!
Bakın, kodese dönmek değil de miğferi bulmak istiyorsanız hırgür çıkarmaktan kaçınmalısınız.
You can't quit it, Peter you're too involved...
Bırakamazsın, Peter bu işe çok bulaştın...
Sergeant, you get your ass out from behind your desk, quit calling me on the telephone and telling me what you can't do and get that equipment on the double!
Çavuş, kıçını o masadan kaldır beni telefona çağırıp ne yapmayacağını söyleme ve o malzemeyi hemen gönder!
You can't just quit.
İnsan iş ortasında ayrılmaz.
I QUIT! WHAT? YOU CAN'T QUIT!
Eğer bırakırsan bende öldüm demektir.
If you don't quit hangin'out with that pervert, you gonna end up so wrecked you can't play on that jukebox.
Eğer bu playboy ile takılmaya devam edersen sonun hapis olacak. - Ama babalık- -
But if you keep trying and don't quit... I know I can make you a better dancer.
Ama sebat eder ve vazgeçmezsen, seni daha iyi bir dansçı yapabilirim.
You can't quit now.
Simdi birakamazsin.
- Girl, you can't quit this Army.
- Kızım, orduyu kimse terk edemez.
You couldn't quit the way you can now.
Şimdiki gibi istediğin zaman bırakamazdın.
But if you don't think you can make it through our Twelve Jingangs Formation, you're welcome to quit.
Ama 12-Yenilmezler Bariyerini... kırmak hiç de kolay değildir, isterseniz çekilebilirsiniz
You can't quit, that's what.
İstifa edemezsin.
But you can't quit.
Ama sen bırakamazsın.
You can't quit.
Sen ayrılamazsın.
You can't quit.
Şimdi pes edemezsin.
You can't quit.
Mızıkçılık yapamazsın.
You can't just quit.
Öyle hemen pes edemezsin.
You can't quit.
Oyunu bırakamazsın.
Why don't you quit, so we can get us a real coach?
Neden bırakmıyorsun, böylece gerçek bir koçumuz olur.
Over this? You can't quit!
Bırakamazsın!
Oh, you can't quit now.
Vazgeçemezsiniz.
- You can't quit.
- Ayrılamazsın.
- You can't quit.
- Bırakamazsın.
Psych. Yo, you can't quit, man. You gotta stay.
Aptal olma. istifa edemezsin Kalmalisin.
- You can't quit because I need you.
- Edemezsin. çünkü sana ihtiyacim var.
Priscilla, people are sheep. You tell them they can't quit on their own and suddenly everybody needs help.
İnsanlara iradeleriyle bırakamayacağını söyleyin herkes bir kliniğe gider.
You can't quit.
Vazgeçemezsin.
You can't even quit smoking!
Neden bana dönüp dolaşıp aynı şeyi söylüyorsun?
You can't quit.
Edemezsin.
you can't quit.
- Bırakamazsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]