English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You can't stay here

You can't stay here traducir turco

1,015 traducción paralela
No, sir. Then you can't stay here tonight.
- Bu gece burada kalamazsınız.
Can't stay here because you don't have any money.
- Burada kalamazsınız. Paranız yok.
You can't stay here all night.
Bütün gece burada kalamazsınız.
- You can't stay here.
- Burada kalamazsınız.
You can't stay here all alone.
Burada yalnız başına kalamazsın.
You can't stay here.
Burada kalamazsın.
I JUST- - WELL, YOU CAN'T STAY HERE NOW.
- Tamam, ama burada kalamazsın.
You can't stay here forever.
Sonsuza dek burada kalamazsın.
I'd stay here myself and see that you didn't get into any trouble But I can't do that So I am going to see to it that you are going to stay in this room.
İşe gitmem gerekmeseydi, evde bizzat kalıp başını belâya sokmamanı sağlardım.
You can't stay here.
Burada duramazsın.
You can't stay here.
Burada duramazsınız.
As you know, we can't stay here much longer.
Bildiğin gibi burada daha fazla duramayız
- You can't stay here. Where do you live?
- Burada olmamalısınız.
Well, you can't stay here.
Burada duramazsın.
You can't stay here, ma'am.
Burada kalamazsınız.
I can't stay here, causing you all this trouble. I'm not complaining.
Ama burada kalıp size dert olmak istemiyorum.
You won't stay here, and I can't go with you.
Sen burada kalmazsın, ben de seninle gelemem.
You can't stay here.
Burda kalamazsınız.
I can't ask you to stay here, Mariko.
Senden burada kalmanı isteyemem, Mariko.
I want to be your wife but if I can't get you to leave with me, I won't stay here to become your widow.
Karın olmak istiyorum ama seni gitmeye razı edemezsem kalıp dul kalmayı bekleyecek değilim.
Now you've made enemies of the Barb you can't stay here and stand up to them on your own.
Artık Barb'da düşmanların var burada kalıp tek başına onlara karşı koyamazsın.
You'd better go ; you can't stay here any longer
Gitsen daha iyi olacak.Burada daha fazla kalamazsın.
But you can't let me stay here.
Burada kalmama izin veremezsin.
- You can't stay here, Colonel.
- Burada kalamazsiniz Albay.
You can't stay out here.
Burada duramazsın.
- You can't stay here, Louise.
- Burada kalamazsın, Louise.
You can't stay here. Especially as Prince Rupert.
Burada kalamazsın, özellikle Prens Rupert olarak.
You mean he can't stay here?
Burada kalamaz mı diyorsun?
I don't know what you mean, but you can't stay here in this house.
Ne demek istediğini anlamıyorum, fakat bu evde burada kalamazsın.
You can't stay here.
- Olmaz.
Then you can't stay here
Yoksa burada kalamazsınız.
- You can't stay here.
- Burada kalamazsın.
You can't stay here.
Burada kalamazsınız.
- You can't stay here, I'm sorry.
- Burada duramazsınız hanımefendi.
He's right, you can't stay here any longer.
O haklı, artık burada kalamazsın.
You can't stay here any longer!
Artık burada kalamazsınız!
Why you can't stay here and work with your father, I don't know.
Neden burada kalıp, babanla çalışamıyorsun, bilmiyorum.
Don't you think we can stay here?
Burada kalabileceğimizi düşünmüyormusun?
No, you can't stay here
Olmaz, burada kalamazsın.
David, you can't just stay here in your room all the time. Not eating, not talking to anybody.
David, bütün gün odanda yemeden kimseyle konuşmadan böyle oturamazsın.
You can't stay here!
Burada kalamazsınız!
- Ghislaine, you can't stay here.
- Ghislaine. Burada kalamazsın.
You can't stay here. You chickens, where do you think you're going?
Sizi tavuklar, nereye gittiğini sanıyorsun?
You've forgiven me, but I can't stay here unless my rights are restored :
Beni affettin, ama haklarımı geri vermeden burada kalamam.
Think we can't have things the way we want, me and the wife... as long as we stay around here, see to the house... for all you city people think you know everything?
Burada kalıp eve göz kulak olduğumuz sürece... karımla ben istediğimiz gibi davranırız. Siz şehirliler de her şeyi bildiğinizi sanırsınız.
I can't stay here wrassling with you all morning.
Bütün sabahı seninle güreşerek geçiremem.
And I just can't stay here and watch you be killed.
Burada kalıp seni öldürmelerini seyredemeyeceğim.
We don't have much to offer, but now that you're here, I hope you can stay a while.
Teklif edecek çok fazla bir şeyimiz yok, fakat artık burdasın, umarım bir süre daha kalırsın.
But, Paul, you can't stay here.
Ama Paul, burada kalamazsın.
Abigail, wake up. You can't stay here. Wake up.
Abigail, uyan Burda kalamazsın, kalk.
Now, you can't stay here.
- Bak, burada kalamazsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]