You can't tell anyone traducir turco
395 traducción paralela
You can't tell anyone, okay?
- Kimseye söyleme.
I can't tell you or anyone else what to do.
Size neyapacağınızı bile söyliyemem.
Didn't anyone ever tell you yids can't be French?
Kimse sana, Yahudilerin Fransız olamayacağını söylemedi mi?
You can rest assured, I won't tell anyone.
Bunu kimseye anlatmayacağımdan emin olabilirsin.
I can't tell anyone about the case I'm on not even you
Bu durum hakkında sen de dâhil olmak üzere kimseye bir şey söyleyemem.
You can't tell anyone about me.
Benden hiç kimseye bahsetmeyeceksin.
You can't tell anyone.
Kimseye söyleme.
If this doesn't work, you can't ever tell anyone I did this, OK?
Eğer işe yaramazsa bunu yaptığımı kimseye söyleme tamam mı?
You can't tell anyone we're here!
Burada olduğumuzu kimseye söyleme!
Now, can anyone tell me what this man has that you don't have?
Bu erkeğin sizde olmayan özelliklerini söyleyebilecek olan var mı?
Because nobody knows. Okay. So, you can't tell anyone, okay?
Tıp adamı olduğundan görüşlerine saygı duyuyorum.
Sana-chan, don't tell anyone I told you that. Okay, well, see ya!
Sana-çan, bunu söylediğimi kimseye söyleme.
That still doesn't mean you can tell anyone.
Bu yinede kimseye anlatmanı gerektirmez.
What I'm about to tell you... You can't call anyone, do you understand?
Size bunu söyledikten sonra polisi sakın aramayın, anladınız mı?
You can't tell anyone what we're doing.
Ne yaptığımızı kimseye söylememelisin.
But you can't tell anyone.
Ama kimseye söylememelisin.
Rachel, you didn't find anyone, so you can't tell him.
Rachel, kimseyi bulamadın, bu yüzden söyleyemezsin.
All right, but you can't tell anyone
Tamam ama kimseye söyleme.
Whatever you do, I can't explain this right now but don't tell anyone there's trouble between you and Michael.
Şu anda açıklayamam ama ne yaparsan yap Michael'la aranızda bir sorun olduğunu kimseye söyleme.
You can't tell anyone, not even Chen.
Kimseye anlatamazsın, Chen'e bile.
I mean, you can't tell anyone.
Yani, kimseye söylemeyeceksin.
Anyone ever tell you white men can't jump?
Beyazların zıplayamadığını duymuş muydun?
You can't tell anyone I'm here.
Burda olduğumu kimseye söylememelisin.
You can't tell anyone, ok?
Kimseye söyleyemezsiniz tamam mı?
Ok, bill, i have a secret, But you can't tell anyone.
Tamam Bill, bir sırrım var ama kimseye söyleyemezsin.
- But you can't tell anyone.
- Ama kimseye söylemeyin.
- Look, you can't tell anyone about that.
- Bak, bunu kimseye söyleyemezsin.
- Sarah, you can't... tell anyone about this.
- Sarah, bundan... kimseye bahsetmemelisin.
I'll tell you something, my friends, if I had to lose Jonny to anyone, I can't imagine a more perfect woman than Halley.
Size birşey söyleceğim, arkadaşlarım, eğer Jonny'i birine vereceksem, ben Halley'den daha mükemmel birisini düşünemem.
You can't tell anyone, not even Michael.
Bu çok gizli. Herkese anlatamazsın.
- You can't tell anyone about this.
- Kimseye bundan bahsetme.
You can't tell anyone about the gun
Silahtan kimseye bahsetme, olur mu?
You can't tell anyone.
Kimseye söylememelisin.
You can't tell anyone about this.
Bu konuda kimseye bir şey söyleyemezsin.
Why you can't tell anyone about us, about what you saw today?
Neden kimseye bizden ya da olanlardan bahsedemeyeceğini anladın mı?
DON'T LET ANYONE TELL YOU THAT IT ISN'T POSSIBLE, THAT YOU CAN'T HEAL.
Hiç kimsenin size iyileşemeyeceğinizi... söylemesine izin vermeyin.
See, this is the reason that you can't tell anyone. It's Steve.
İşte bu yüzden kimseye söyleyemezsin.
If I tell you, you can't tell anyone.
Söylersem, kimseye söylememelisin.
If we're gonna do this, you have to promise me... that everything I say stays in this room. You can't tell anyone.
Bu işi yapacaksak... duyduğun herşeyin bu odada kalacağına söz vermelisin.
You can't tell anyone.
Kimseye anlatamazsın.
You can be sure I won't tell anyone...
Kimseye söylemeyeceğimden emin olabilirsin...
You can't tell anyone!
Kimseye söyleyemezsin!
You can't tell her or anyone else about this until you hear from me again.
Hayır, benden haber alana kadar ona ya da başkasına söyleyemezsin.
Now you can't tell anyone, but I put on shiny lip balm.
Kimseye söyleme ama parlatıcı dudak kremi sürüyorum.
You can tell me, I won't tell anyone.
Bana söyleyebilirsin, kimseye söylemem.
You can't tell anyone about our deal.
Kimseye söylemek yok.
I will but, you can't tell anyone.
Christine, üzgünüm ama... kalamayacağım.
Please, Mary, you can't tell anyone.
Mistik'i biraz özlüyor gibisin.
I'm gonna show you something, but you can't tell anyone.
Sana bir şey göstereceğim, ama kimseye söyleme.
I can tell you that unlike anyone else, there's a terrorist organization trying to find out the one thing that I can't remember.
Bir terör örgütü hatırlamadığım bir şeyi öğrenmeye çalışıyor.
You can't tell anyone, not even Summer.
Kimseye söylememelisin. Summer'a bile.
you can't 4106
you can't miss it 64
you can't beat me 46
you can't be serious 595
you can't kill me 112
you can't fool me 70
you can't beat that 16
you can't go wrong 20
you can't help me 85
you can't make me 84
you can't miss it 64
you can't beat me 46
you can't be serious 595
you can't kill me 112
you can't fool me 70
you can't beat that 16
you can't go wrong 20
you can't help me 85
you can't make me 84