You can go back traducir turco
2,859 traducción paralela
If you don't like it, you can go back to Where you came from!
Eğer beğenmiyorsanız, geldiğiniz yere geri dönebilirsiniz!
I mean, you know you can go back to Tucson, or you could even come to DC.
Yani, biliyorsun Tucson'a geri dönebilirsin ya da Washington'a bile gelebilirsin.
You can go back to sleep if you like.
İstiyorsan uyumaya devam edebilirsin.
Wait until Dad went back to sleep so you can go back in.
Babam yatmaya gidene kadar bekledim ondan sonra içeri girdim.
You could pay oh'the pool, you can go back to school.
Havuzu ödeyebilir, okula geri dönebilirsin. Ne istersen.
Then you can go back to sleep.
Uykunuza dönebilirsiniz o zaman.
Sarge said I should relieve you guys so you can go back to being the street gods that you are.
Çavuş nöbeti devralıp sizi devriyeye salmamı istedi.
And you can go back when all this is behind us.
Biraz ara vermen iyi olur. Her şeyi arkamızda bıraktığımızda geri dönersin.
He's fine, you can go back to work.
İşinize geri dönebilirsiniz. Bir şeyi yok.
Once it's published, you can go back to your own writing.
Kitap basıldıktan sonra, kendi yazılarına devam edersin.
You can go back to being responsible tomorrow.
Yarın sorumlu olmaya devam edebilirsin.
After that you can go back to Shane ; I won't stop you.
Söyledikten sonra Shane'e dönebilirsin, seni engellemem.
And you can go back to that lovely basement.
Ve sen de sevgili bodrumuna kavuşabileceksin.
You can go back to work after.
Sonra işine dönersin.
Seems you have a choice, you can die here at this crossroads a long way from home, or you can go back to your city and tell your masters you didn't find what you were looking for.
Bir tercihiniz var. Evden uzak, bu kavşakta ölebilirsiniz ya da şehrinize geri dönüp efendilerinize aradığınızı bulamadığınızı söyleyebilirsiniz.
Now, you can go back on the floor, work as a nurse, work for two years, the pension stays intact.
Acil Servis'e dönüp hemşire olarak çalışırsın. İki yıl çalışırsın, emekli maaşına bir şey olmaz.
And then you can go back to be a living example of everything I can't stand.
Ve daha sonra benim tahammül edemediğim her şeyin bir arada toplandığı canlı örnek hâline geri dönebilirsin.
Listen, I'm gonna go out for a drink with some people here. - So, can I call you back later? - Nice work.
Dinle, biz arkadaşlarla bir kutlama yapacağız da seni sonra ararım.
- You can't go back there, Sara.
- Geri dönemezsin Sarah.
You can't go back.
Geri dönemezsin.
You can never go back.
Asla geçmişe dönemezsin.
You know we can't go back home.
Biliyorsun, eve geri dönemeyiz.
You can't go back on your words. It's perjury.
Eğer anlattıklarını değiştirmeye kalkarsan, yalancı şahit olursun.
Can you go back?
Lütfen silahı bırakır mısınız?
The three of you... can go back.
Siz üçünüz... geri dönebilirsiniz.
Okay, Bark Lee, you and me'll go visit Amy, see if we can't get back in her good graces.
Pekâlâ, Bark Lee şimdi birlikte Amy'nin yanına gideceğiz. Gözüne tekrar girebilecek miyiz diye bakalım.
You know, I can always go and eat with some other dude, hang you back up to the ceiling.
Ben her zaman çıkıp biriyle yemek yiyebilir ve seni yine tavana asabilirim.
The question is can you go back out on patrol anytime soon?
Peki yakın zamanda devriyeye çıkabilecek misin?
Well, if you have stuff to do, I can go take a walk if you're busy, and come back later.
Yapacak işin varsa yürüyüp gelebilirim. Sonra gelirim.
The thing is, you can't go back.
Geri döndüremeyeceğin şeyler bunlar için bizden vazgeçtin.
- Can you go back to five?
- Tekrar beşten başlar mısın?
James Coburn said, "Look, man, the best thing you can do, go back to Hong Kong, do what you do best, come back, rock the world."
James Coburn dedi, "Bak adamım, yapabileceğin en iyi şey Hong Kong'a dönmek, en iyisini yapıp, geri gelince dünyayı sallamaktır."
Don't worry about it, you can just go back to bed
O konuda endişelenme, yatağa geri dönebilirsin.
It's too bad you can't all jump into a time machine and go back to high school then, huh?
Ne kötü, bir zaman makinesine atlayıp liseye dönememek, değil mi?
That doesn't mean that you can't go back now.
Ama bu, şimdi geri gidemezsin anlamına gelmez.
After you've wiped my memory, things can go back to normal, and you can continue planning your next job.
Hafızamı sildikten sonra her şey normale dönebilir ve bir sonraki işini planlamaya başlayabilirsin.
As fast as you can get back to your position, you can go again.
İstediğin kadar hızlı bir şekilde eski yerine dönüp bir tekrar daha alabilirsin.
Give me Osborn and you can all go back to your insignificant lives.
Bana Osborn'u ver! Sonra önemsiz yaşamlarınıza dönebilirsiniz!
You feel like there's no way that you can go out and do all the great things that you're destined to do,'cause your family's holding you back.
Kaderinde olan tüm bu harika şeyleri yapmanın hiçbir yolu yok gibi hissediyorsun. Çünkü ailenin sana engel olduğunu düşünüyorsun.
You know, if you want to go back to town so you can review those files, I would completely understand.
Eğer kasabaya geri dönüp dosyaları incelemek isterseniz, anlayışla karşılarım.
You know, there is one way you can find out, but you can't go back.
Biliyorsun, anlamanın bir yolu var, ama geri dönüşü yok.
- You can't go back.
- Peşlerinden gidemezsin.
Now, Gus, this is usually the part of the investigation where I look at you, and I say, "Yo, Gus, yo, we gotta go confront the bad guys, son." And you look back at me, and you say, "No, Shawn. " No, Shawn, no, I can't go confront a bad... we gotta call the cops, kid. "
Şimdi, Gus, araştırmanın bu bölümünde sana bakar ve "hey, Gus, kötü adamlarla yüzleşmeliyiz, evlat." derdim sen de bana bakıp, "olmaz Shawn, kötü adamlarla yüzleşemem, polisi aramalıyız, çocuk." derdin.
So you can just go back to Morocco.
Bu yüzden Fas'a dönebilirsin.
Hey, baby, banned forever doesn't mean you can't go back sometimes.
Bebeğim, sonsuza kadar yasaklanmış olmamız ara sıra geri dönemeyeceğimiz anlamına gelmez.
So before you do something you can't take back... please just... let me go.
Yani geri alamayacağın bir şeyi yapmadan önce... Lütfen bırak gideyim. Olur mu?
Will you go out in the hall for a few minutes, baby... until Mommy's - until Mommy calls you back, babe, okay?
Annen seni çağırana kadar holde bek - holde bekleyebilir misin canım? Olur mu?
Madam Vice President, you can't go back in there for future meetings.
Sayın Başkan Yardımcısı, yapacağınız toplantı için oraya giremezsiniz. Ne?
Well, when you get back can we go shoe shopping?
Geri döndüğünde, ayakkabı alışverişine çıkabilir miyiz?
you're just terrified and you'll always remember being terrified... and then go back aware of what the symbolism and the general larger pattern meanings of the movie are, then you can begin to make something of a connection, saying, "Oh, my God."
Daha sonra tekrar gidip filmin genelindeki daha büyük ve ideal anlamlarla sembolizmin ne olduğuna bakarsanız o zaman "Aman Tanrı'm!" diyerek bir bağ kurmaya başlayabilirsiniz.
If you move back in, can we still go to the pool?
Tekrar eve taşınırsan, yine de havuza gider miyiz?
you can do it 1412
you can 2818
you can't miss it 64
you can't 4106
you can't beat me 46
you can't be serious 595
you can't kill me 112
you can talk to me 162
you can't fool me 70
you can't beat that 16
you can 2818
you can't miss it 64
you can't 4106
you can't beat me 46
you can't be serious 595
you can't kill me 112
you can talk to me 162
you can't fool me 70
you can't beat that 16
you can't go wrong 20
you can't make me 84
you can't help me 85
you can't understand 78
you can trust me 449
you can't have it 85
you can't stop me 130
you can't do it 187
you can't leave me here 50
you can't have it all 17
you can't make me 84
you can't help me 85
you can't understand 78
you can trust me 449
you can't have it 85
you can't stop me 130
you can't do it 187
you can't leave me here 50
you can't have it all 17