You did that on purpose traducir turco
200 traducción paralela
You did that on purpose.
Bunu kasten yaptın.
You did that on purpose!
- Kasten yaptın bunu. - Ne?
You did that on purpose, Lafe.
Bunu bilerek yaptın, Lafe.
- I believe you did that on purpose.
- Bence bunu bilerek yaptın.
You did that on purpose, Gary. Don't you deny it.
Bilerek yaptın Gary, inkar etme.
- You did that on purpose.
- Bunu mahsus yaptın.
You did that on purpose.
Bunu bilerek yaptın.
You did that on purpose.
Kasten yaptın değil mi!
I think you did that on purpose.
Bunu kasten yaptığına eminim.
Antoinette. You did that on purpose!
- Bunu bilerek yaptın, değil mi?
I think you did that on purpose.
Bunu kasten yaptın sanırım.
- You did that on purpose! - Why did I have to freeze out here?
- Ben burada soğuktan donacak mıyım?
You did that on purpose.
Bunu kasıtlı yaptın.
You did that on purpose!
Mahsustan yaptın.
You did that on purpose just to fuck me over!
Kasıtlı olarak, beni düzmek için yaptın.
You did that on purpose!
Bunu kasten yaptın!
- You did that on purpose!
- Kasten yaptın bunu!
You did that on purpose!
Bilerek yaptın!
You did that on purpose.
Bilerek yaptın değil mi?
- You did that on purpose.
- Bunu bilerek yaptın.
You did that on purpose!
Bunu bilerek yaptın!
- Last April... when she got food poisoning at our place, you did that on purpose?
- Geçen Nisan bizdeyken gıda zehirlenmesi geçirmişti. Bilerek mi yapmıştın?
You did that on purpose, didn't you?
Bunu kasten yaptın, değil mi?
- you did that on purpose - come on
- Bunu bilerek yaptın! - Gel hadi!
- You did that on purpose. - You wanted milk.
Bunu kasten yaptın.
You did that on purpose.
Bunu kasıtlı yapıyorsun.
You did that on purpose, you kamikaze!
Seni kamikaze bunu kasten yaptın!
Man, you did that on purpose.
Adamım, bunu kasten yaptın.
- You did that on purpose, didn't you?
- Bunu kasten yaptın, değil mi?
- You did that on purpose!
- Bunu kasten yaptın!
- You did that on purpose!
- Bunu bilerek yaptın!
You did that on purpose.
- John, sana ihtiyacım var.
- You did that on purpose.
- Bunu kasten yaptın.
- You did that on purpose! - No I didn't!
- Bunu bilerek yaptın!
- Oh, sorry. - You did that on purpose!
Bunu bilerek yaptın!
You did that on purpose, hmm?
Bunu kasten yaptın, değil mi?
You did that on purpose!
Bilerek yaptın değil mi?
You did that on purpose?
Bunu bilerek mi yaptın?
Was that an accident, or did you do it on purpose?
Bu bir kaza mıydı, yoksa bilerek mi yaptın?
Did you do that on purpose?
Bunu bilerek mi yaptın?
Do you have any idea that, he did that on purpose?
Bunu kasten yapmış olacağını hiç düşünmedin mi?
He knew that he's no match for you, that's why he did it on purpose.
Senin gizli saldırını açığa çıkarmak maksadıyla yapmış olabilir.
- You did that on purpose.
Bunu kutsal bir amaç uğruna yapıyorsun ufaklık. Yapamadım baba.
- You did that on purpose!
Bunu bilerek yaptın!
He did that on purpose You were too greedy
Kasten yaptı, açgözlülüğünün karşılığı işte.
I did it on purpose, so that you really want me.
Mahsusudan yaptım, beni daha çok özlemen için.
Come on, I told you, people thought that we did it on purpose.
Hadi insanlar bunu kasten yaptığımızı düşündüler.
Did you do that on purpose?
Bilerek mi yaptın?
I hope you know Jill did not do that on purpose.
Umarım Jill'in bunu bilerek yapmadığını biliyorsundur.
YOU DID ALL THAT ON PURPOSE, DIDN'T YOU?
Bunu kasten yaptın değil mi?
I'm not saying that you did it on purpose.
Kasten yaptın demiyorum.