You didn't call traducir turco
3,398 traducción paralela
I didn't know if you'd call me back.
Beni geri arayıp aramayacağını bilmiyordum.
Why didn't you call me?
Niye aramadın?
Why didn't you call 911?
- Neden 911'i aramadın?
- He didn't call you?
- Seni aramadı mı?
Why didn't you call me? I waited for your call.
Seni seviyorum.
Don't follow me around. Didn't I tell you that I won't call you? even for once.
Tamam, vücudunu da seviyorum, ama bu tek neden değil.
'Yeah, and I didn't call you back four times. We're even.'
Öyle, ben de sana dört kere dönmedim, ödeştik.
I got an urgent call from hq saying you guys didn't know your asses from a tripped horse.
Genel merkezden aldığım telefona göre işlerle baş etmeyi bilmiyormuşsunuz.
Why didn't you come and get me before you made that call, huh?
Bu kararı vermeden önce neden benimle konuşmadın?
You didn't even call... where are you going.
Beni hiç aramıyorsun... Nereye gidiyorsun.
Hello, you didn't call me even once
Alo, beni bir kez olsun aramadın.
Why didn't you call your brother?
Neden kardeşini aramadın?
Did you try to call my cell,'cause I didn't get...
Eğer cebimden aradıysan, yanıma almayı...
"You'll be really happy I didn't call you yesterday... because I was so angry at you."
"Gerçekten çok mutlu olmalısın, dün seni aramadım çünkü sana çok kızgındım."
Mrs. Donaghy, the fact that you didn't call your son is worrisome.
Mrs. Donaghy, Oğlunuzu aramadığınız gerçeği kaygı verici.
You didn't need to call
Aramana gerek yoktu.
Didn't you call right away?
Hemen aramadın mı? Sana 5 dakika içinde geleceklerini söylemiştim.
She didn't want me to call you.
Seni aramamı istemedi ama ben hayır dedim.
You didn't have to be a slump-buster for me not to call you the next day.
Benim için ertesi gün aramayacağım bir düşüş kırıcısı değildin.
I told you, I don't care that you didn't call.
Söyledim sana, aramaman umurumda değildi.
Why didn't you call me?
Neden beni aramadın?
You came back to town and didn't even call me.
Şehre gelmene rağmen beni aramadın.
Why didn't you just call Demetri?
Neden Demetri'yi aramadın ki?
You didn't call me back.
Beni aramadın.
I didn't get the call from the New York Herald. I'm not you ;
Ben sen değilim ;
I didn't call you about that
Sizi bunun için çağırmadım.
Why didn't you call Alexa back?
Neden Alexa'yı tekrar aramadın ki?
- You didn't call.
- Nasılsınız? - Beni aramadın.
You... Didn't call me back.
Sen beni aramadın.
Oh, I'm sorry I didn't call you.
Kusura bakma, aramadım seni.
You didn't even write or call...
Hiç aramadın, yazmadın ve yanıma gelmedin.
Why didn't he punch you in the face and call it a day?
Neden sadece yüzüne bir yumruk atıp, bu günlük bu kadar dememiş?
Why didn't he just punch you in the face and call it a day?
Neden sadece yüzüne bir yumruk atıp, bu günlük bu kadar dememiş?
I-I get it. Just why didn't you call me last night when it happened?
Anladım ama... neden beni gece bu olay olduğunda aramadın?
Honey, I didn't call you in to give you a slap on the wrist.
Tatlım, seni azarlamak için çağırmadım.
Because sometimes they say you made it, and then you tell everyone the good news, including your pen pals in Brazil and Toronto, but then they call you down to the gym to tell you that you didn't make it.
çünkü bazen seçildiğini söylüyorlar, ve sen Brezilyadaki ve Toronto'daki mektup arkadaşların dahil herkese iyi haberi veriyorsun, sonra seni salona çağırıp aslında seçilemediğini söylüyorlar.
She didn't call you?
Aramadı mı?
I hope I didn't call you at a bad time.
Umarım kötü bir zamanda aramamışımdır.
Look, I get it. You're trying to get noticed, but I didn't call you down here to diagnose my patient.
Kendini göstermeye çalıştığını biliyorum ama seni hastama teşhis koyman için çağırmadım.
I didn't call you.
- Ben aramadım.
I didn't call you. I didn't have a signal.
Telefonum çekmiyordu.
No, I did not. Why didn't you call for back-up?
- Neden destek çağırmadınız?
Well, why didn't you call me?
Beni neden aramadın?
I didn't call you here because I felt guilty about having a man sleep over at my place.
Seni dün evimde uyuyan adamla ilgili suçlu hissettiğim için çağırmadım.
You didn't want him to call Tel Aviv.
Tel Aviv'i aramasını istemedin.
I'm sorry I didn't call you, but... but I was just so embarrassed.
Seni aramadığım için özür dilerim ama çok utanıyordum.
You didn't write, you didn't call.
Ne aradın ne sordun.
Didn't you just call Team Leader Yong?
Az önce Tae Yong'u aramıştın. Ne ile ilgiliydi?
At that time, I didn't say this, but I've always wanted to tell you. A person who acts like that, here we call them a "wimp".
Sana bir şey demedim ama burada böyle insanlara nanemolla denir.
There'll be no alliance. Sorry I didn't call you.
İttifak olmayacak.
So, why didn't you call the cops?
Peki niye polisleri çağırmadın?
you didn't call me 25
you didn't know 451
you didn't answer me 17
you didn't answer 45
you didn't get it 40
you didn't 2413
you didn't have to 199
you didn't tell me 114
you didn't answer my question 88
you didn't like it 52
you didn't know 451
you didn't answer me 17
you didn't answer 45
you didn't get it 40
you didn't 2413
you didn't have to 199
you didn't tell me 114
you didn't answer my question 88
you didn't like it 52