You don't know what you want traducir turco
2,122 traducción paralela
I know you want me to agree with you, but I don't think it's as simple as all that. As all what?
Seninle hemfikir olmamı istediğini biliyorum ama o kadar basit değil.
I know you don't want to, but do what's right.
Biliyorum ama doğru olanı yap
I don't even know what that means, "one man's scam is another..." Listen, if you want help, hell, I'll help you.
"Birinin yalan-dolanı, birinin hayali." ne demek onu bile bilmiyorum.
I don't know who you are, and I don't know what you want, but get out of my house!
Kim olduğu da ne istediğini de bilmiyorum. Ama evimden defol!
Um, and if you're... you know..... if you end up being one of those women that can step outside and look at what's actually going on and realise that you don't want that for your life...
Eğer..... sonunda o kadın başınıza kalırsa kafanızı pencereden dışarı çıkarıp, orda neler olduğuna bakarsınız hayattan aslında istediğinizin bu olmadığını anlarsınız.
Even though I don't know what your objective is, using these methods won't obtain the results you want.
Ne istediğinizi bilmiyorum ama, büyük ihtimalle bu şekilde alamayacaksınız.
She's coming over for dinner, and I really want to give her advice, but I don't know what to say to her, you know?
Akşam yemeğine gelecek ve ona tavsiye vermeyi çok istiyorum, ama ona ne diyeceğimi bilemiyorum.
You know, what we have is really fun and easy, but I don't want to be that, like, 50-year-old guy who's just hanging out, you know?
Yaşadıklarımız oldukça eğlenceli ve huzurluydu ama 50 yaşına geldiğimde öylesine etrafta takılan bir adam olmak istemiyorum.
I don't know what you're doing, Micky. You want to fucking tell me?
Micky Ward'dan epey endişe verici bir performans doğrusu.
Because I don't know what you're doing. We'd have lost all five rounds. Is that what you want?
Ward, Sanchez'in kafasını karıştırmak için uygun anı kolluyor gibi geliyor.
No, you know what, I don't really want to... talk about this, is...
Yok. Bak ne diyeceğim? Bu konuyu pek konuşmak istemiyorum.
Don't want to dig around too deep, M. Don't know what you might find.
Çok fazla derine inme, M. Orada ne bulacağını bilemezsin.
Okay, I don't know what you want from me.
Benden ne istediğini bilmiyorum.
Now, I don't know what Anna told you, but I want you to remember that Red Flag is just a small group of people with some very extreme ideas.
Şimdi... Anna'nın sana ne söylediğini bilmiyorum,... ama unutmamanı istiyorum ki kızıl bayrak bir kaç aykırı fikri olan bir grup insandan oluşuyor.
Son, I don't want to know what you've done.
Oğlum ne yaptığını bilmek istemiyorum.
You know what? I don't want to think anymore.
Biliyor musun, artık düşünmek istemiyorum.
I don't know what you're running from, but I don't want to run with you.
Neden kaçtığını bilmiyorum, ama seninle kaçmak istemiyorum.
I don't know what you were doing all these years, but now that you've gone to heaven I just want you to know I forgive you for leaving me.
Bunca yıldır ne yaptığını bilmiyorum ama şimdi cennetteysen bilmeni isterim ki, beni terk etmeni affediyorum.
- I don't know what to call them, but they want to take you away from me.
- Onlara ne isim vereceğimi bilmiyorum ama seni benden ayırmak istiyorlar.
You don't even know what you want.
Ne istediğini bile bilmiyorsun.
And if you don't tell me what I want to know.
Bir de, bilmek istediğimi söylemezsen.
You don't know what I want to know.
Ne istediğimi nereden bileceksin.
I don't know what you want me to do.
Benden ne yapmamı istediğini anlamadım.
I don't know what you want me to do.
Ne yapmamı istediğini anlamadım.
You don't want to know what they'll do to him.
Ona neler yapabileceğini bilmek istemezsin.
Okay, Jake. I don't want to call you a liar, but I think we both know what the truth is here.
- Pekâlâ Jake, yalancı demek istemem ama ikimiz de doğrunun ne olduğunu biliyoruz.
Live whatever lie you want, but don't pretend the three of us don't know what's going on.
İstediğin yalana inanabilirsin ama gerçeğin ne olduğunu üçümüz bilmiyormuşuz gibi numara yapma.
And if you don't tell us what we want to know...
Ve bize istediğimiz bilgiyi vermeyecek olursan...
I just want to know what you think about if things don't go our way at the Town Hall meeting.
Eğer belediye binasındaki toplantıda işler bizim aleyhimize gelişirse neler düşüneceğini öğrenmek istedim.
You don't have anything I need. Yeah, but he's going to want to know what Kurt Donnerson knows before he kills him.
Evet ama Kurt Donnerson'dan onu öldürmeden evvel neler olduğunu öğrenmek isteyecektir.
Ugh, you don't know what voters want or think or anything.
Seçmenlerin ne istediğini veya düşündüğünü bilmiyorsun.
Don't you want to know what a "snart" is?
Hasurmanın ne olduğunu bilmek istemiyor musun?
You know what, Emily, I really don't want to hear it.
Ne var biliyor musun Emily? Bunları dinlemek istemiyorum.
Look, Jonathan, I don't know what you want from me.
Bak, Jonathan, benden ne istiyorsun bilmiyorum.
You know what, if you don't want to be a part of it, that's your call.
Bir aileyiz ve... Bu olayın bir parçası olmak istemiyorsan, kendin bilirsin.
- You know what? I don't think I want that salad.
- Salata istemiyorum galiba.
♪ I can't pretend to know how you feel ♪ But know that I'm here, know that I'm real ♪ Say what you want, or don't talk at all
â ™ ª I can't pretend to know how you feel â ™ ª But know that I'm here, know that I'm real â ™ ª Say what you want, or don't talk at all
I know you two don't hold the local P.D. in the highest regard... and I can't say I blame you after what's transpired down here... But the last thing we want is criminals stealing from criminals, people shooting at each other out of pickup trucks.
Sizlerin yerel polise pek güvenmediğini biliyorum ve burada olan bitenden sonra sizi suçlayamam aslında ama hepimizin istediğimiz en son şey, suçluların birbirlerini soyması insanların pikaplarından birbirini vurması olurdu.
You know what? I don't even want to hear it.
Hayır, hayır duymak istemiyorum.
I don't know what you guys want me to say.
Size ne söylememi istiyorsunuz bilmiyorum.
You know what we want to talk to you about, don't you, Amanda?
Seninle konuşmak istediğimizin ne olduğunu biliyorsun, değil mi, Amanda?
No, what the detective is saying is you're a liar or you don't want to know.
- Demek istediği şu : Ya yalancısınız ya da bilmek istemiyorsunuz.
Tell him what the fuck you want, but I don't know when I'll be there.
Ona ne istiyorsan söyle ama ne zaman orada olurum, bilmiyorum.
- I don't know what you want me to do.
- Ne yapmamı istediğini bilmiyorum.
Yeah. You know what? Maybe I just don't want to be a hospital cleaner any more.
Belki artık hastanede hademe olmak istemiyorumdur.
I don't know what you want me to do here, Kyle.
Benden burada ne istediğini bilmiyorum, Kyle.
I don't know what you want to spend, but a gas mask ain't something you want to go cheap on.
Ne kadar bütçen var bilmiyorum ama gaz maskesi ucuzuna kaçılacak bir şey değil.
All I want is for you to talk to me, so I don't have to find out what is going on with you from the police showing up on my doorstep, or calling the school to know that you weren't there all day!
Seninle ilgili ne olduğunu öğrenmek zorunda değilim,... nasıl olsa polisler seni kapıya getiriyor ya da okuldan arayıp durumunu söylüyorlar.
I don't know what you're talking about. Okay, you want to play games, I'm out of here.
- Oyun oynamak istiyorsan, gidiyorum.
I don't know what you want from me.
Benden ne istediğini bilmiyorum.
You know what? I don't want to have fun anymore, okay?
Aslında artık eğlenmek istemiyorum, tamam mı?