You don't want to go traducir turco
3,648 traducción paralela
You're saying that you want to go to hell because you don't want to forget me?
Beni unutmak istemediğin için mi cehenneme gideceksin?
If you don't find the records you want before the time runs out... you will never be able to go back to your world.
Sana verilen süre içerisinde aradığın şeyi bulamazsan dünyaya bir daha asla dönemeyeceksin.
You needn't go if you don't want to.
İstemiyorsan gitmeyebilirsin.
- you don't want me to go.
- Gitmemi istemiyorsun.
I don't want you to go.
Gitmeni istemiyorum.
I can go home and watch Family Guy if you don't want to play.
Eğer oynamak istemiyorsan eve gidip Family Guy izleyeceğim.
You sure you don't want me to go instead?
Senin yerine gitmemi ister misin?
Why don't you call me right before you go to bed, even if it's a weird time here. I just want to hear your voice.
Uyumadan önce saat kaç olursa olsun beni arar mısın sesini duymak istiyorum
Ig, look, I... I don't have to go back on the road next week if you don't want me to.
Ig, istemiyorsan gelecek hafta tura gitmek zorunda değilim.
I mean, don't you want me to go home and water the plant at least?
Yani benim eve gitmemi istemiyor musun? En azından bitkileri sulardım?
I want you to take this, hide it in your jacket, and don't go anywhere without it.
Bunu alıp ceketinde saklamanı istiyorum. ve onsuz bir yerlere gitme.
Uh, yeah. You know, we don't want to go flying off half-cocked, right?
Tamamen hazır olmadan kalkamayız, değil mi?
I don't want to see you, I don't want to see nobody go to jail behind this, man.
Bu olay yüzünden senin yada herhangi birinin hapise girmesini istemiyorum
I don't want to go to jail, you know?
Hapse girmek istemiyorum, anlıyor musunuz?
Rose, you say, "Go fuck yourself." Then Kenny's like, "I don't want to fuck anybody."
Sonra Rose ; "Amına koyayım." Kenny de ; "Kimseye koymak istemiyorum."
If you want, I'll go away, so you don't have to be embarrassed.
İstersen uzaklara gidebilirim. Mahcup olmak zorunda kalmazsın.
You sure you don't want to go into the Ocean Bar?
Okyanus Bara gitmek istemediğine emin misin?
You know, I mean, and I don't know what you're talking about, but let's just assume you want to go with that story.
Neden bahsettiğini bilmiyorum ama bu hikayeyle kendini savunacağını düşünelim.
So, Jeremiah, why don't you come into my torture chamber we'll have a chat and you can tell me why you want to go to Princeton.
Jeremiah, neden işkence odama girip, Princeton'a neden girmek istediğini konuşmuyoruz.
So why don't you go somewhere where you want to go for a change, you know, something from your profile?
Neden değişim için senin istediğin bir yere gitmiyorsun? Senin profilinden bir yere mesela?
I guess your heart's broken... But I don't want to let you go.
Sanıyorum kalbin kırılmış ama seni bırakmak istemiyorum.
- I don't want you to go.
- Gitmeni istemiyorum.
I don't want to let you go by yourself.
Yalnız gitmene izin veremem.
I don't want to go inside with you.
İçeri gitmek istiyorum.
Um, I was wondering, if you don't have a date already, maybe you want to go with me.
Merak ediyordum da eğer randevun yoksa, benimle gitmek istersin.
Just trust me, you don't want to go over there, okay?
İnan bana, oraya gitmeyi istemezsin.
You don't have to go in, if you don't want to.
İstemiyorsan girmek zorunda değilsin.
- Well, I-I just think if you want all these chicks to sign up for this, what you go to do then is scare them into thinking what'll happen if they don't.
- Yani, tüm bu piliçlerin bu siteye üye olmasını istiyorsanız, yapmanız gereken şey onları biraz olsun korkutmak. Yani, bu siteye üye olmazlarsa neler olur, onları vurgulamak.
Are you sure you don't want to go to the record release?
Albüm çıkartmaya gitmek istemediğine emin misin?
You don't want to go out there.
Oraya gitmek istemezsin.
- You don't want to go up there interviewing him, bud...
- Başka? - Bara gidip onu sorgulamayacaksın değil mi?
Well, if you don't want to be seen, then you go in the sweat lodge.
Görülmek istemiyorsan saunaya sen gir!
- I don't want to see you go broke.
- Beş parasız kaldığınızı görmek istemiyorum.
You're only leaving when I say you can go. And I don't want you to go right now.
Anca ben gidebilirsin dediğimde gidersin ve ben şuan gitmeni istemiyorum.
"Oh, I don't mind." "Well, I'm easy, so where do you want to go?"
"Benim için farketmez." "Benim için de farketmez, evet, nereye gitmek istersin?"
You don't want to go this way.
Bu yoldan gitmek istemezsiniz.
If you don't want me to worry then don't go off to climb this mountain!
Beni endişelendirmek istemiyorsan tırmanma şu dağın tepesine.
You don't want me to go to America?
Amerikaya gitmemi istemiyor musun?
You want to go home, don't you?
Eve gitmek istiyorsun, değil mi?
I'm truly a very lucky man, because I get to see this wonderful woman for the rest of my life, but if you want to see Florence you don't have to go to Florence.
Ben çok şanslı bir adamım, hayatımın geri kalanında bu muhteşem kadını göreceğim, ancak siz Florence'ı görmek isterseniz Floransa'ya kadar gitmenize gerek yok.
You don't want to go.
Sen gitmek istemiyorsun.
I don't want to hear you, go outside and babble.
Seni dinlemek istemiyorum, git dışarıda konuş.
♪ and stay at home when you don't want to go ♪
* Evde kal dışarı çıkmak içinden gelmediğinde *
♪ No, I don't want you to go
# Hayır, gitmek istemiyorum
- No, look, I know this is your shit, but look, if you don't want to be here, I'll go grab those guys by their little boners, and we'll drag them,
- Hayır, bak, ben biliyorum Eğer yoksa bu, bok, ama bak Burada olmak istiyorum, ben bu adamlar kapmak gideceğim kendi küçük boners ve biz sürükleyin olacak tarafından, hepimiz otobüse geri gidersiniz.
Father, I don't want to go without you.
Baba sensiz gitmek istemiyorum!
You want to go out there, don't you?
Oraya gitmek istiyorsun, değil mi?
I think you don't want to go hat in hand to somebody who used to work for you.
Bence daha önce senin için çalışan birine el pençe divan olmak istemiyorsun..
You don't want to let it go.
Bırakmak istemiyorsun.
I don't know what you're talking about, and if you want to go you should just go!
Neyden bahsettiğin hakkında bir fikrim yok, ve eğer gitmek istiyorsan sadece gidebilirsin!
Why don't you two settle in, clean up if you want to clean up, and we'll go put the groceries away, and then, you know, if you want to crack a beer or two or something.
Siz yerleşin. İsterseniz temizlik yapın. Erzak'ı ortadan kaldıralım, sonra da bir iki bira patlatalım isterseniz...