You got me into this traducir turco
154 traducción paralela
You got me into this.
Beni bu işe bulaştırdın.
When you got me into this flying business, I was doing pretty good.
Beni bu uçma işine soktuğunda, gayet iyi durumdaydım.
You got me into this - don't forget that.
Beni bu işe sen soktun- - unutma bunu.
But you got me into this.
Ama beni bu işe sen bulaştırdın.
You got me into this, you soothsaying sot.
Beni bu işe sen soktun, seni kahin bozuntusu ayyaş.
When you got me into this, you said you had no artillery.
Beni bu işin içine soktuğunuzda, topçularınız olmadığını söylemiştiniz.
- You got me into this.
Bu işe beni sen soktun?
You got me into this.
Beni bu şeyin içine sen soktun.
You got me into this.
Coccioli, beni bir koridorda sıkıştırıp bıraktınız.
You got me into this mess in the first place.
Bir kere beni bu boka bulaştıran sensin.
You got me into this.
Beni bu işe sen soktun.
You got me into this.
Bunu sen sardın başıma.
You got me into this, you get me out.
Beni bu işe sen bulaştırdın, sen çıkaracaksın!
- You got me into this.
- Ama sen istemiştin.
My dear poet and comrade... you got me into this mess, you've got to get me out of it.
Sevgili şair arkadaşım ve yoldaşım... Beni bu belaya sen bulaştırdın ve sen kurtaracaksın.
You got me into this, now get me out.
Beni bu ise sen soktun, ve sen çikaracaksin!
And truth is, you got me into this.
Doğrusu şu ki, beni bu işe sen bulaştırdın.
You got me into this.
Bunu başıma sen doladın.
You got me into this, and you can get me out.
Beni buna sen soktun, sen çikaracaksin.
- You got me into this in the first place. - I didn't get you into shit.
- Buna ilk başta sen soktun başımı
I can't believe you got me into this.
Bunu yaptığımıza inanamıyorum.
You got me into this.
Beni bu işe sen bulaştırdın.
When you got me into this, you made it sound good
Bana bu işi teklif ettiğinde, kulağa hoş geliyordu.
You got me into this.
Buna sen bulaştırdın.
You got me into this, we're gonna do it my way.
Senin yöntemini denedik, şimdi sıra benimkinde.
What have you got me into this time, Joseph?
Beni yine hangi belaya sürüklüyorsun?
But, for some reason, you're the one that got me into this wedding party.
Ama bazı nedenlerden beni bu düğün partisine sokan sensin.
It was you that got me into this.
Beni bu işe sokan sendin.
You got me into all this trouble.
Beni bu belaya sen, bulaştırdın.
- But you don't know how to stop it. For you or for me. It's got right into my head, this thing.
- Buradaki durumumun karmaşık bir hale geleceğini biliyordum, ama güvendeydim, taşıyıcının yerini bildiğim sürece.
Now, you will tell me why you deliberately got into this prison just to break out of it.
Derhal, bana niçin için bile bile kaçmak için bu hapishanede bulunduğunuzu söyleyin.
I've got an irresistible urge to tell you how a nice girl like me got into all this.
Benim gibi iyi bir kızın bu işe nasıl bulaştığını sana anlatmak istiyorum.
You two got me into this, now get me out.
Hadi. Başımı derde siz ikiniz soktunuz, siz kurtarın bakayım.
If you two remember correctly... you're the ones that got me into this.
Hatırlarsanız beni buna içinizden biri bulaştırdı.
What is this kind of trick bag you got me backed up into anyway?
- Sen beni nasıl bir üçkağıda getirdin?
He got you into this. Now convince me you're not an asshole.
Seni O soktu. şimdi de bana bir serseri olmadığını kanıtla.
Farming equipment which they converted into military, okay, you got me, I'm curious, exactly what kind of farming equipment is this?
Askeri ekipmana çevirdikleri tarım araçları? - Tamam beni meraklandırdınız. Tam olarak ne tür bir tarım aracı bu?
I tell you when I see someone enjoying themselves like that it reminds me of why I got into this business in the first place.
Birilerini böyle eğlenirken görünce, bu bana neden bu işi yapmaya başladığımı hatırlatıyor.
Yo... Mr Money. There is no way that you can tell me that you did not know the guy who got you into this.
Bak, para babası, seni bu işe sokan adamı tanımadığına inandıramazsın beni.
I'm sorry I got you into this mess, Xena... But I'm glad you're with me.
- Seni bu pisliğe soktuğum için özür dilerim, Zeyna... ama benimle birlikte olduğun için mutluyum.
After all this shit you got me into, you don't trust me?
Beni onca pisliğe sürükledikten sonra, hala bana güvenmiyor musun?
You think you could stop chewing for one second and help me out of this mess you got me into?
Acaba bir saniyeliğine geviş getirmesen de beni, soktuğun bu beladan kurtarsan?
No, Grannie. This isn't fair. You're putting me into a corner I got this melodrama up and running.
Hayır, babaanne bu lütuf değil Sen beni zorluyorsun
He got into a fight because he was defending me and you and anyone else who loves this game and believes that it should heal rifts not cement them.
Kavgaya beni savunduğu için karıştı. Senin için ve futbolu sevip futbolun birleştirici olması gerektiğine inanan diğer herkes için karıştı.
It was me who got you into this.
Seni bu işe dahil eden benim.
You mind telling me how you got into all this?
Bu işe nasıl bulaştığını anlatır mısın?
I don't like what this is turning me into, so I got you this pager.
Benden ayrılamazsın!
- And you got me into the middle of this?
- Ve sen bizi bunun ortasına getirdin? . - Özür dilerim.
You want me to write down on this piece of paper... that Razor tried to rob me for a bird... we got into a gunfight, and he shot the kid, right?
Ustura'nın benden mal araklamaya kalktığını... silahlı çatışmaya girdiğimizi... ve çocuğu onun vurduğunu yazmamı istiyorsun, öyle mi?
"John, you're the guy that got me into this racket."
- "Beni bu işe sokan ufaklıktı." - Herneyse.
You're the one who got me into this mess.
Benim bu boku yememe sebep olan sendin.