You got nothing on me traducir turco
128 traducción paralela
You bust in and shove a guy around. You got nothing on me.
Pat diye içeri dalıp bir adamı itip kakıyorsunuz.
You got nothing on me, I'm just a mechanic.
Ben masumum. Ben sadece bir tamirciyim.
You got nothing on me.
Elinde bir şey yok.
You got nothing on me.
Hakkımda hiçbir kanıt yok.
You got nothing on me. This is bullshit!
- Elinde aleyhime delil yok.
You got nothing on me.
Bana karşı bir şeyiniz yok.
You got nothing on me.
Kozun yok.
You got nothing on me. You got a TV show.
Bir televizyon programın var.
You got nothing on me, Souther.
Aleyhimde deliliniz yok.
- You got nothing on me.
- Deliliniz yok.
You got nothing on me.
Elinde benimle ilgili hiçbir şey yok.
You got nothing on me.
Bana karşı deliliniz yok.
Don't say I have an ass fetish, you got nothing on me.
Kıç fetişim olduğunu söyleme, hiçbir şeyimi yakalamadın.
You got nothing on me.
Beni suçlayamazsınız.
! You got nothing on me!
Benim hakkımda hiçbirşeyin yok.
You got nothing on me, man.
Bana karşı kullanabileceğiniz delil yok.
- You got nothing on me.
- Beni suçlayamazsınız.
You got nothing on me.
Benim üzerimde etkin yok.
Oh, you got nothing on me, bitch.
Benim kadar iyi değilsin lan.
You got nothing on me.
Elinizde bana karşı bir şeyiniz yok.
You got nothing on me! Nada! Zilcho!
Ben de bir şey yok!
You ain't got nothing on me.
Bana karşı elinde hiçbir şey yok.
- You got nothing on me.
- Hayrola.
You've got nothing on me.
Deliliniz yok.
- You've got nothing on me.
- Bana karşı hiçbir şey yok.
You ain't got nothing on me.
Elinde beni suçlayacak hiç kanıt yok!
He got nothing from me, so he started in on you.
Benden bir şey çıkaramayacağını anlayınca, senin üzerinden oyununu oynadı.
They've got nothing on me, but you might have a few uninvited guests.
Ellerinde benimle ilgili bir şey yok, ama sana birkaç davetsiz misafir gelebilir.
They had nothing to do with this. You ain't got anything on me. Louis...
Onların bu olayla bir alakası yok ve benimle de ilgili elinde hiçbir şey yok.
Look, you guys ain't got nothing on me.
Bakın, benimle bir alışverişiniz yok artık.
Come on, me old mucker, just let me go, you've got nothing against me.
Haydi sevgili serserim, bırak da gideyim, benimle bir derdin yok senin.
Kate, they've got nothing on me if you tell them i've been here for the past three days.
Kate, 3 gündür burada olduğumu söylersen bana bir şey yapamazlar.
You guys got nothing on me.
Bana karşı bir şey bulamazsınız.
You ain't got nothing on me, because I ain't done nothing.
Elinizde hiçbir şey yok, çünkü birşey yapmadım.
I helped him move some crates a couple of weeks ago up to his garage. I can't believe it. You've got nothing to hold me on.
Bir iki hafta evvel ona taşıması için yardım etmiştim inanamıyorum.Beni burada tutacak hiçbir şeyiniz yok... satıyorum... satıyorum... saaaaatttım.
You ain't got nothing on me.
- Beni suçlayacak bir şeyiniz yok.
You've got nothing on me. My wife's gonna believe a couple of two-bit thieves over my word?
Elinde hiçbir kanıt yok.
You've got nothing on me, and you know it.
üzerimde hiç bir hakkin yok, ve bunu biliyorsun.
- You ain't got nothing on me.
- Bana hiçbir şey yok.
All you sucker MCs Ain't got nothing on me
Yok içinizde bir MC Benimle aşık atabilecek biri
You've got nothing on me.
- Aleyhime kanıtınız yok.
You say that, you got nothing that puts me there, cutting on this guy.
Bunu siz söylüyorsunuz. Benim orada bu adamı kestiğime dair elinizde hiçbir şey yok.
You've got nothing on me.
Elinde hiçbir şey yok. Sadece kelepçeler.
You ain't got nothing on me?
Benden bir şey alamazsın.
Far as I can tell, you've got nothing on me.
Bildiğim kadarıyla elinizde bir şey yok.
Look, I know how bad that sounds, it's just, you've got to trust me- - there's nothing going on between me and him.
Bunun kulağa nasıl geldiğini biliyorum ama inan bana aramızda bir şey yok.
Hey, Jethro. Hey, you got a tip hotline to find me, but nothing on my original case. Not cool.
Jethro, beni bulmak için ihbar hattı kurdun ama asıl davamla ilgili bir şey bulamadın.
You ain't got nothing on me, baby!
Beni yakalayamayacaksın, bebeğim.
I got to admit, though, part of me was relieved to know that there was nothing going on with you and flash gordon.
İtiraf etmeliyim, bir parçam rahatladı, sen ve Flash Gordon arasında... bir şeylerin olmadığını öğrenince.
You've got nothing on me.
Benimle işiniz yok.
You've got nothing on me.
Beni suçlayabilecek hiçbir şeyiniz yok.