You had a bad dream traducir turco
73 traducción paralela
You had a bad dream
- Anne, anne!
Look, Vienna, you just said you had a bad dream.
Bak, Vienna. Kötü bir rüya gördüğünü sen söyledin.
You had a bad dream.
Kötü bir rüya gördün.
You had a bad dream.
Kötü bir düş gördün sen.
- Hey, buddy, you had a bad dream.
- Kabus görmüşsündür.
- You mean you had a bad dream?
- Kötü bir rüya mı gördün?
You had a bad dream, Mouchette.
Kötü bir rüya görmüşsün, Mouchette.
You had a bad dream, Your Highness.
Kötü bir rüya gördünüz, Ekselansları.
You had a bad dream, didn't you?
Kötü bir rüya gördünüz, değil mi?
Penny said you had a bad dream.
Penny, kabuslar gördüğünü söyledi.
You, you had a bad dream.
Kötü bir rüya gördün.
You had a bad dream.
Kötü bir rüya görmüşsün.
Did someone break in or you had a bad dream?
Biri eve mi girdi yoksa kötü bir rüya mı gördünüz?
You had a bad dream.
Kabus gördün.
Don't tell her it's because you had a bad dream.
Kötü bir rüya gördüğün için bunu yaptığını kıza söyleme.
Perhaps you had a bad dream.
Belki de kabus gördün.
Well, I'm sorry you had a bad dream.
Kabus... gördüğüne üzüldüm.
You had a bad dream?
Kabus mu gördün?
And all this because you had a bad dream?
Şimdi tüm bunlar, sen sadece kötü bir kabus gördüğün için mi? ..
Looks like you had a bad dream ; that you got up.
Kötü bir rüya gördün galiba, geçti, üzülme.
You had a bad dream, didn't you?
Kötü bir rüya gördün, değil mi?
I hear you had a bad dream...
Kötü bir rüya görmüşsün.
You woke us up because you had a bad dream?
Bizi kötü bir rüya gördüğün için mi uyandırdın?
You just had a bad dream.
Sadece kötü bir rüya gördün.
You have perhaps had a bad dream.
- Kötü bir rüya gördünüz belki de?
Yes, of course. But the police would say you'd probably had a bad dream.
Evet, anlıyorum ama polis hayal gördüğünü söyleyecek.
You have had a bad dream.
- Kabus görmüşsün.
Oh, you must've had a bad dream.
Bir kabus görmüş olmalısın.
If you were my age and had cared for as many children as I have... you'd know that waking a child can sometimes be worse than any bad dream.
Benimle aynı yaşta olsaydınız... ve benim kadar çok çocuğa baksaydınız... bazen bir çocuğu uyandırmanın, kabus görmesinden daha kötü olabileceğini bilirdiniz.
Madam, don't you think you had a nap and maybe had a bad dream?
Şekerleme yapıp kötü bir rüya görmüş olamaz mısınız?
You've had a bad dream.
Kötü bir rüya gördün.
You must have had a bad dream, because of the storm.
Fırtına nedeniyle kabus görmüş olmalısın.
You just had a bad dream.
Yalnızca kötü bir rüya gördün.
You must have had a bad dream.
Bir kabus görmüş olmalısın.
- You just had a bad dream.
- Sadece kötü bir rüya gördün.
Mom, you must have had a bad dream, that's all.
Anne, kabus görmüş olmalısın.
Honey, you just had a bad dream.
Tatlım, sadece kabus gördün.
You screamed. You probably had a bad dream.
Kötü bir düş görüyordun.
You just had a bad dream.
- Sadece kötü bir rüya gördün.
In just two minutes you already fell asleep and had a bad dream?
İki dakika içinde uyudun ve kötü bir rüya görüp uyandın mı?
Haven't you ever had a dream... something you wanted so bad you'd do anything?
Hiç bir hayalin olmadı mı? Çok istediğin, uğruna her şeyi yapabileceğin bir şey?
You've had a bad dream.
Kötü bir rüya gördün galiba.
You know when you're driving in your car or maybe taking a shower and suddenly you remember some great dream you had and that dream made you feel so good or bad or whatever, you can't help but try to recapture every detail?
Bilirsiniz, bazen araba kullanırken veya duş alırken, birden eskiden gördüğünüz müthiş bir rüyayı anımsarsınız ve bu rüya size kendinizi öyle iyi ya da kötü hissettirir ki istemeden bütün detayları anımsamaya çalışırsınız.
Last night, I had a bad dream, and you're in the river.
Geçen gece kötü bir rüya gördüm. Nehirdeydin.
I had a dream once that you set eighteen alarm clocks to get me up, which is not a bad way to get me up.
Bir keresinde bir rüya görmüştüm. Beni uyandırabilmek için 18 çalar saati birden kurmuştun.
I think you just had a bad dream.
Sanırım kabus gördün.
- No, you just said I had a bad dream.
- Hayır, sadece kabus gördüğümü söyledin. Seni duydum.
Larry, sorry to bother you, but your daughter had a bad dream again.
Larry, rahatsız ettiğim için üzgünüm ama kızın yine kabus gördü. - Bir dakika.
You just had a bad dream.
Kabus gördün sadece.
You've just had a bad dream.
Sadece kötü bir rüya gördün.
And last week, I had a really bad dream, and I was thinking, "Okay, I'm gonna call them," and then I thought, " Oh, no! You can't call them because
Geçen hafta kâbus gördüm arayıp anlatmalıyım dedim ama sonra aklıma geldi ki arayamam çünkü bebeği uyandırabilirdim.